Bu sabah henüz yattığım yerde şeker patlatırken önce telefon, sonra kapı çaldı. Kargocu muhtemelen beni rüyasında görmüş olacak ki kargalar kahvaltısını etmeden elime paketi tutuşturdu. Yves Rocher'den geleneksel yılbaşı siparişim gelmişti, el kremi. Her sene yeni yıl nedeniyle üretilen iki çeşit kremi almayı adet haline getirdim, zira bana bir yıl boyu yetiyorlar ve kokuları da, dokuları da çok güzel. Ve fakat dostlar kutuyu açtığımda bir sürpriz beni bekliyordu. Fiyatları iki katına çıkan kremlerin boyutları yarıya inmiş idi. Pes dedim yahu, bari belirteydiniz sitenizde daha zarif, daha havalı olsun, daha şık görünsün diye boyutlarımızı küçülttük değerli müşterilerimiz deseydiniz, demezler haliyle. Şimdi siz de madem mağazadan görüp alaydın diyeceksiniz ama online alışveriş indirimli oluyor. Çaresiz razı olduk bulduğumuza, alıştırıldık üstelik, fazla da üstünde durmuyoruz.
Sabah erkenden gelen kargocunun bir diğer modeli dün akşam yemeğinden sonra çalmıştı kapıyı. Ortası yok, ya çok erken, ya çok geç. "Bu saatte çalışıyor musunuz?" dediğim görevli "Yılbaşı geldi böyle oldu" mealinde bir şeyler söyledi, sen daha ay sonuna doğru gör vaziyeti demedim tabii ki, teşekkür edip aldım paketimi. 15 gündür D&R'den gelmesini beklediğim kitaplar teşrif etmişti. Burada sitenin kabahati yok, ön sipariş vermiştim. Ön siparişteki kitap çok severek okuduğum "Buzdan Top" ile tanıdığım ve Ankara Penguen Kitabevi'ndeki söyleşi sayesinde yüzyüze gelip sohbet etmeyi de gerçekleştirdiğim Uğur Deveci'nin yeni öykü kitabı "Ateş, Ten, Gölge" idi. Akşam elimdeki kitabın son sayfalarını okumak durumunda olduğum için öykülere sabah kahvaltı sonrası başladım. Tamamını okuduğum ilk iki öykü ve yarıladığım üçüncü öykü beni yanıltmadı, umarım sonuna kadar aynı duygularla devam ederim.
Derken kız kardeş geldi, o kahve içerken ben hazırlandım ve 3 gün önce biletlerini aldığım "Mukadderat" filmini izlemek için Kızılay Büyülü Fener Sineması'na yollandık. Her zaman salon bize tahsis edilmiş olurdu ama Salı halk günü olunca ve filmin fragmanı sosyal medyada dönünce ilgi çekmiş olsa gerek birkaç sıra doluydu. Oyuncular çok iyiydi, filmin konusu da iyi niyetli idi, kadını yücelten ve kadın emeğine değer veren. Lakin parmağım gözüne mesaj veren filmlerden rahatsız oluyorum. Bir de erkeğe hak olan şeyleri kadının istemesi niye komedi havasında veriliyor, bu da can sıkıcı. Annemin ölümünden sonra babam cenaze dönüşü evlenme lafını açmıştı, kimse de ne ayıplamış, ne de gülmüştü. Arkadan konuşulmuştur mutlaka ama bunun tersi olsa annemi tefe koyarlardı. Neyse yine de böyle konuların ele alınması bir yerde iyi oluyor, millet gülmekten kırıldı ama bu kadar gülecek bir şey de yoktu bence. Kötü diyemem asla ama beklentimi çok yükselmiş olacağım ki biraz buruk çıktım. Yalnız Cide ve Gideros çok güzelmiş. Yıllar önce Cide'nin içinden geçmiş ama Gideros Koyu'na inip biraz zaman geçirmiştik. Eğer film belli kısımlarını görüntülemediyse hala dokunulmamış olması şaşırtıcı.
Bugünü de böyle bitirdik. Yarın görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla...
Filmi henüz görmedim ancak yıllar önce güzelim Gideros'a yolumuz düşmüştü, Bartın'lı bir arkadaşımızın peşinden gitmiştik. :)
YanıtlaSilGideros muhteşem bir koy, umarım birilerinin aklına düşmez :) Film kötü değil ama bende beklediğim etkiyi yaratmadı, bakalım sen nasıl bulacaksın
SilMilliyet sanatta filmle ilgili bir yazı vardı, okuyunca meraklanmıştım, siz yazınca iyice meraklandım :) Cide'ye yıllar önce şöyle bir uğramış, çok sevmiştim. Bana hep Rıfat Ilgaz'ı hatırlatır Cide.
YanıtlaSilFilmde de Rıfat Ilgaz'a selam çakılmış, Cide'ye ben de yıllar önce uğramıştım şöyle bir ama sanırım çok gelişmiş ve güzelleşmiş ya da film hilesi :))
SilFilm gerçek hayattan kesitler sunmuş.. hayatın gerçekleri yalnız yaşamak kolay değildir..
YanıtlaSilİnsanlarla yapılan işler çok zorlaştı. Herkes her şeye gülmek istiyor. Hayatı da kısa videolar gibi ya gülerek ya ağlayarak aşırı uçlarda yaşamak istiyor. Küfre gülmek nedir? Bir de afedersiniz gülerken ''anıranlar'' var. Evden çıkmak her geçen gün daha da büyük çaba istiyor...
YanıtlaSilGideros ne güzel yer, sayenizde hatırladık. Eksik olmayın…
YanıtlaSilHocam çok akıcı yazıyorsunuz. Soluk almadan okuyorum.
YanıtlaSil