Dün gece tam bilgisayarı kapatıp yatmak üzereyken Ayşegül Aldinç'in paylaşımıyla öğrendim Selami Karaibrahimgil'in ölümünü. Hüzünle girdim yatağa. "Modern Folk Üçlüsü" ergenlik ve ilk gençlik çağlarımın en sevdiğim, dinlemekten hiç bıkmadığım grubuydu. Sonrasında grup dağılıp eski popülaritesini yitirene kadar da takip etmekten vaz geçmedim. Yaşdaşlarım Doğan Canku'ya bayılsa da benim favorim Ahmet Kurtaran idi, ergen şapşallığıyla ona kilitlenirdim TV ekranında. O sıralar müziğin yanısıra Hacettepe Diş Hekimliği Fakültesi'nde asistandı, dişim ağrısa da gitsem, belki görürüm diye geçirirdim aklımdan, dualarım yıllar sonra gerçek oldu ama ilk kısmı, ikinci kısım çoktan gündemimden düşmüştü. Hatta yaşlarımızın yakın olduğu kız kuzenlerden biri tesadüfen onun ilgilendiği dişçi koltuğuna denk gelmiş, anlata anlata bitirememiş, beni fena halde kıskandırmıştı. Doğan Canku çok popülerdi, Ahmet Kurtaran grubun lideri gibiydi, Selami ise daha sakin, daha geri planda gelirdi bana, belki de grubun asıl beyni oydu ama aklı bir karış havada ergen neyin ne olduğunu nereden bilsin ki, gerçekten çok üzüldüm. Kuşağımıza yaşama sevinci veren sanatçılar birer birer gidiyor, bir yozlaşmanın ortasında debeleniyoruz. "Dözerem" şarkısıyla analım Selami Karaibrahimgil ve "Modern Folk Üçlüsü"nü, huzurla uyusun:
29 Aralık 2024 Pazar
LEYLAK GÜNLÜKLERİ 25 / 29 ARALIK
Günlerdir ses çıkarmayan diş ağrım dün gece yıldırım çarpmış gibi giren bir ağrıyla başladı ve beni gece boyu uyutmadı, mecburen sabahın 4'ünde ağrı kesici aldım. Derdi nedir bir çözebilsem bakacağım icabına ama sebebi de bilinemedi. Üstelik diş hekiminden de, koltuğundan da hiç çekinmem, hiçbir doktora gitmediğim kadar rahatça gider otururum o koltuğa, canımın yanmasına da gık demem. Lakin derdin şudur, şunu yapalım diyen çıkmadı. Şimdi de gece boyu ağrıyan o değilmiş gibi efendi efendi oturuyor hangisi olduğunu anlamadığımız rezil diş 😂
Yeni yıla girmemize iki gün kalmışken ufaktan ufaktan bir döküm yapmaya başlayayım diyorum. Önce her ayın önemli olaylarına bir bakış atayım istiyorum:
OCAK: Kutlu doğum haftam tabii ki, Türkiye'de ve yavru vatan Kıbrıs'ta törenlerle kutlanmış. Prova, prömiyer, gala, jübile, Allah ne verdiyse kutlayalım ki genç kalalım denmiş. Darısı 2025 Ocak ayının 31'ine 😊
ŞUBAT: Ankara'dan Antalya'ya dönmüş olmanın heyecanıyla gelsin arkadaş toplantıları, gitsin Antalya turları olmuş. Birtakım sanatsal faaliyetlerden de geri durulmamış tabii ki, "Giselle" balesi bunlardan biri olmuş:
MART: Bu ayın en sıkıntılı olayı Kocam Bey'in göz ameliyatı ve kontrolleri olmuş ama ayın sonunda seçimle yüzler biraz gülmüş.
NİSAN: Bahar gelmiş, şehir şenlenmiş, üstüne bir de çocuklar ve kız kardeş gelmiş, gezilmiş tozulmuş, kardeşin doğum günü kutlanmış, Adrasan'a, Aspendos'a ziyaretler yapılmış, hatta denize bile girilmiş.
MAYIS: Erken başlayan sıcaklar bunaltsa da Kocam Bey'in göz kontrolleri yüzünden Ankara'ya kaçılamamış ama Tiyatro Festivali kapsamında şahane gösteriler izlenmiş ve bir de yayla kaçamağı yapılmış, yağmurlu ve sisli Gödene'nin tadı çıkarılmış:
TEMMUZ: Umut'la geçirilen zamanlar, arkadaş buluşmaları, doğum günleri ile geçmiş Temmuz ayı. Yenimahalle'ye bir ziyaret yapılıp anılar tazelenmiş, çocukluğumuzun geçtiği evin yerine dikilen kazulet bina görülmüş ve nefret edilmiş 😖
AĞUSTOS: Kocam Bey ameliyatlara doyamayıp bir yenisini yaptırmış, aksilik o da bir komplikasyon geliştirip hastane hastane dolaşılmış. Sonunda sorun çözülmüş ama hastane ziyaretleri bitmemiş. Yine de gezilmiş tozulmuş,
EYLÜL: Ayın güzelliği İstanbul olmuş. Üç gün boyunca görülmeyen yerler gezilmiş, blog dostlarıyla, arkadaşlarla buluşulmuş, vapurun, Boğaz'ın, Beyoğlu'nun tadı çıkarılmış. İstanbul yetmemiş, günübirlik bir Eskişehir daha yapılmış, bol gezmeli bir ay olmuş.
EKİM: Bu ay da birtakım hastane ziyaretleri yapılmış ama kız kardeşle bol bol buluşulup gezilmiş tozulmuş. Hatta onun kılavuzluğunda bir Ulus Turu'na katılınmış.
KASIM: Yılın en güzel ayı bu ay olmuş, kız kardeşle bir haftalık Hollanda-Belçika seyahati ile yorulsak da tüm yılın stresi atılmış. Sonrasındaki hastane ziyaretleri, tetkikler, biyopsiler bile o gazla daha rahat atlatılmış.
ARALIK: Sonunda Kocam Bey'in tetkiklerinden iyi sonuçlar alınıp rahata erilmiş. Umut Bey'imiz 5 yaşına girmiş, arkadaşlarla buluşulmuş ve her zamanki gibi umut ve iyi beklentilerle 2025 beklenilmeye başlanmış.
Hastane işlerini saymazsak fena bir yıl olmamış sanki, daha iyisini yenisinden bekliyor, yarın sanatsal ve kültürel etkinliklerin dökümünü yapmak niyetiyle sevgilerimle bitiriyorum...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Leylakcığım 2015 seni mi andı acaba? Beklediğimiz onun bir nesil büyüğü olacak. :))
YanıtlaSilSelami Karaibrahimgil'i şimdi senden duydum, çok üzüldüm, Allah rahmet eylesin.
Modern Folk Üçlüsü ile ilgili yorum ve tahlillerine aynen katılıyorum. Ve ahh gençliğimiz...
Valla anmak değil yapıştı galiba, Ceren'e yazdığım karta da 2015 yazmışım sonra farkettim. Bunuyor olabilir miyim? İyi ki yazdın düzelttim :) Bunun üstüne daha yüksek sesle AHH GENÇLİĞİMİZ diyorum :))) Canım Modern Folk, ne güzel gruplar vardı, şimdikilere yetişemiyorum...
SilNe güzel bir yıl dökümü olmuş :) 2025 daha şahane geçsin her bakımdan inşallah :)
YanıtlaSilSelami Karaibrahimgil'in vefat haberine üzüldüm, nurlarda yatsın...Modern Folk Üçlüsünü çok sever(d)im ben de. Özellikle de "efem" türküsünü yorumlamalarına hâlâ bayılırım.
Sağlıklı, neşeli, bol seyahatli bir yıl diliyorum! :)
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin gençlimiz yıldızları bir bir kayıyor. Yeni yıl önce sağlık, bereket, huzur getirsin. Hülya
YanıtlaSilSağlıkla, huzurla, barışla gelen bir yıl olsun 2025!
YanıtlaSil