Dün akşam kız kardeşle saat 10.30'da Koton Mağazası'nın önünde buluşmak için sözleşmiştik. Koton yani eski Gima, Ankaralıların Karamürsel'den sonraki ikinci buluşma yeriydi. Zemin katında Gima'nın yer aldığı, şimdilerde sıradan bir rezidansın yüksekliğine ancak ulaşabilen bina bir kuşak Ankara halkı için hala Gökdelen'dir. Arsasının ilk sahibi Uybadın Köşkü olan bina o güzelim köşkün satılıp yıkılmasından sonra inşa edilmiş, Ben çocuktum yapıldığında, Gökdelen'in uyandırdığı heyecandan ziyade terasındaki Set Kafeterya ilgi çekiyordu. Ankara'nın belki de ilk self servis restoranıydı. Çatısında ise gizemli "Club X" vardı, elit kesimin devam ettiği bir gece kulübüydü. Oraya gitmişliğim yok ama Set Kafeterya ve Gima uğrak yerlerimizdendi. Ayrıca hızla üst katlara çıkan asansörü de ilgimizi çekerdi. Gima'yı çok severdim, tek başına bir AVM gibiydi, her çeşit ihtiyaç maddesini bulmak kabildi. Akşamları, aydınlık, ışıl ışıl olurdu, bölümler arasındaki devasa aynalar da ışıltıyı arttırırdı. Hatta çocukluğumda babamla mağazada gezerken babam fark etmeden aynaya çarpmış, sonra da dönüp kendi kendinden özür dilemişti, yıllarca dillendirip gülmüştüm buna 😂 Bina Emekli Sandığı'na aitti ve resmi adı Emek İş Hanı idi ama halk arasında Gökdelen olarak bilinirdi. Sonra satıldı, bir süre atıl kaldı, Gima zaten piyasadan çekilmişti. Mağazalar kör gözler gibi boş kaldılar birkaç yıl. Nihayet son sahibi binayı tekrar canlandırdı ve Gima'nın yerine Koton açıldı.
Sizlere gök delemeyen Gökdelen'imizi yeterince anlattıktan sonra henüz oraya ulaşamamışken kız kardeş arayıp Dost Kitabevi'nde olduğunu söyledi, Koton'a gerek kalmadan bir başka uğrak yerinde, Dost'ta buluştuk. Fazla oyalanmadık, niyetimiz Sıhhiye'ye uzanıp kuaför malzemesi satan dükkanların olduğu sokağa uğramaktı. Yok kuaför salonu açmak gibi bir arzumuz söz konusu değil, sadece en hesaplı fiyattan bulacağımız organik saç boyasını temin etmekti, nitekim piyasanın neredeyse yarı fiyatına aldık ve gri yüzlü binaların boy attığı sokaklardan geçerek İzmir Caddesi'ne geldik. İzmir Caddesi'ni severim, pek çok anım vardır. Yıkılan Balin Otel, kurlar boyunca gittiğim Alman Kültür Merkezi, kapısında rahmetli Örsan Öymen'e rastlayıp okulla ilgili derdimizi döktüğümüz Milliyet binası, kısıtlı öğrenci bütçemizle giysilerimizin çoğunu temin ettiğimiz Kocabeyoğlu Pasajı, jean pantolonların orijinallerine ulaşabildiğimiz Ertuğ Pasajı ki bizim için orası Amerikan Pasajı idi. Cadde biz görmeyeli çiçeklenmiş, sıklamenler, menekşeler renklendirmiş kaldırımları. Biraz nostalji yaptıktan sonra Moda Cafe'ye girip kahve içtik.
Kahve molası sonrası yürüyüşe devam ettik, İzmir Caddesi'nin diğer bölümüne geçtik. Buraya ne zaman gelsem gözüm şu binaya takılır ve hüzünlenirim:
Sayenizde çocukluğumun Ankara'sında gezindim. :) Kokinalar çok güzel.
YanıtlaSilNe güzel olmuş, çocukluğumun Ankara'sını ben de çok arıyorum...
SilAy evet yahu! Gökdelen denirdi o binaya. :))
YanıtlaSilGima yaşıyor, İstanbul'da bir kaç semtte şubesi var, muhtemelen isim hakkını aldılar sadece, bildiğin düz market çünkü. :)
Kokinalarını güle güle seyret, yeni yıla uğur getirsin. :)
O kadar yüksek başka bina yoktu ki Ekmekçim, haliyle gökdelen denirdi de hala deniyor, o tuhaf işte :) Gima söylediğin gibi isim hakkıdır, yoksa piyasadan çekildi.
SilSonunda aldım kokinayı, dayanamadım :)
Kokinacı geldi haanımm. :) Sevgili Ekmekçikız'la "kokinaların kökeni" üzerine uzun uzun yazıştık! :D Ben dayanamayıp iki hafta önce almıştım, biraz saldılar kendilerini ama yine de çok can pek cananlar. Sizinkiler şa-ha-ne duruyor! :) Benden de bir "konfirme"! :) Ruhu şad olsun arkadaşınızın..
YanıtlaSilOo "Türlerin Kökeni" kadar yararlı olmuştur, kokina önemli çünkü :)) Geçen gün kokina bir yıl tazeliğini korursa yok yıl iyi geçermiş, yok ev alınırmış diye saçmalıyordu TV'de birileri, yahu sapa bağlı topçuklar nasıl taze kalacak ki, yersek :)
SilO zaman benden bir konfirme daha :)) Canım Lerzan, olsun gerçekten, kızını buldum yıllar sonra biliyor musun, Gugıl'da annesinin adıyla aratınca şak dedi Lerzan'ın gençlik fotoğrafı çıktı, ne ağladım ama :(((
Değişmeyen ne kaldı diyoruz. Keşke olumlu değişimler çoğunlukta olabilse.
YanıtlaSilKokinaları alırken dikkat gerekiyor. Kırmızı meyveleri iple bağlanmış olarak satılmayanlar zehirli olabiliyor.
Sağlıkla-mutlulukla.
Kokinalar hep iple bağlı olarak satılır bildim bileli ama demek ki dağdan bayırdan ormandan kırmızı topçuklu zehirle çalıları da kesip getiriyorlarsa bedava diye, zehirli olabilir. Her şeyde hile hurda.
SilÇok sevgiler...
Dayanamadınız, aldınız değil mi siz de :) Kokinasız yılbaşı, yılbaşı gibi olmuyor sanki :)
YanıtlaSilValla dayanamadım Şulecim, olmuyor işte alışkanlık...
SilÖğrencilik yıllarımızda Gima vardı evet. Biz de onun önünde yada arka tarafında ki mağazaların orada buluşurduk. Hatta Ankara'da öğrencilikte ki ilk yılımda ilk sevgilimle ilk kez orada buluşmuştuk.
YanıtlaSilhey gidi fi tarihinde :)
Demek koton oldu, ne çok şey değişmiştir şu Ankaraya gelmeyeli.
Hep orada buluşulurdu, bir de Karamürsel'in önünde. Artık ne Gima var, ne Karamürsel. Ankara'ya çok şaşıracaksın gelirsen...
SilMaalesef ülkemizde her yerde böyle bırakın yıllar geçmesini bir yıl sonra bile bulamıyorsunuz aradığınızı eşime soruyorum burada ne vardı daha önce diye hatırlamıyoruz bile o kadar çabuk değişiyor ki. Kokinalar güzelmiş. Hülya
YanıtlaSilÖyle Hülya Hanım, 3-4 ay Ankara'da kalıp Antalya'ya dönünce bile tanıyamıyorum bazen bazı yerleri. Çok sevgiler...
Sil