Derken yılın son ayına geliverdik sevgili takipçilerim, göz açıp kapayana kadar geçiyor zaman ve de tarih tekerrürden ibaret oluyor iki yıldır. Yine Ankara'dayız ve bir süre daha dönme durumumuz yok, zorunlu birtakım sebeplerle evi özlemeye devam yanisi 😀
Malum Kasım ayında sürpriz bir yurtdışı seyahatimiz oldu. Neredeyse ayın ilk yarısı onun telaşıyla geçince bu ay kitaplardan, filmlerden, Storytel'den fire verdim. Sayıyı düşürmediğim tek şeyse kahve 😂 Ne yapalım, telafi ederiz.
Önce bir Kasım dump'ı yapalım, "Boomer" olabiliriz ama gençlerden de geri kalmayız 😏:
Hollanda ve Belçika şehirlerinde kaldırım aşındırmalar, sonbaharın tadının çıkarıldığı parklar, kız kardeşle içilen kahveler, gezilen topu topu tek sergi Kasım ayının hoş yönleriydi.Kitaplara gelirsek, rekolte benim için hayli düşük:
-Angelica Lopes'in yazdığı ve itiraf ederim kapağının güzelliğine aldanarak aldığım "Flores Kadınlarının Laneti" sade suya tirit sabun köpüğü bir kitaptı. Uçakta başlayıp dönerken yarıladığım kitap o kadar keyif vermedi ki kalan elli sayfayı tüketmek bir haftamı aldı.
-Medusa Yayınları'ndan çıkmasına aldanarak aldığı "Kaç ya da Kal" yetişkin bir kadınla otistik ergen bir kızın bir gününü konu alıyordu, zaman zaman yolları bir şekilde kesişse de birbirlerinin hayatlarına pek fazla katkısı olduğu söylenemez. Açıkçası yayınevinin ilk iki kitabından aldığım tadı alamadım. Nasıldı derseniz "Eh işte!" diyebilirim.
-Ayşegül Devecioğlu sevdiğim bir yazardır, bugüne kadar çıkmış tüm kitaplarını okudum ve hemen hepsini sevdim. "Kuma Daireler Çizen" son kitabı ve yazar bir de polisiye deneyeyim demiş sanırım. Evet kötü değildi, okudum bir şekilde ama polisiye bir romanın verdiği heyecanı duymadan okudum. Kendi tarzında devam etmesi dileğindeyim...
-"Talihsiz Anjel Hala" İzel Rozental'ın varlığını oldukça geç öğrendiği, Balkan Savaşı sırasında Edirne'de bir Kız Okulu'nda öğretmen olarak görev yapan halasının günlüklerinden hareketle resimleyerek sunduğu bir kitap. Edirne'ye yapılan saldırılar, halkın yaşadığı zorluklar ve şehrin kurtuluşunu Anjel Hala'nın günlüklerinden okuma şansını yıllar sonra yiğeni sayesinde öğrenmiş oluyoruz. Beklediğim kadar ilgi çekici bulmadım.
-Ve verimsiz ayın son okuması Sinem Sal'ın "Mihrap"ı oldu. Sinem Sal'ın yazım dilini zeki ve esprili buluyorum. Öyle ki hüzünlü bir öyküyü bile yer yer kahkaha atarak okumanız mümkün. "Mihrap" da tam böyleydi...
Verimsiz okumaları verimsiz dinlemeler takip etti:
Bu aralar Storytel'de polisiyeye ağırlık veriyorum, dağınık kafam ve ara sıra düzenini şaşıran tansiyonuma iyi geliyor. İki Ahmet Ümit polisiyesi ile başladığım dinlemeye Instagram'da da takip ettiğim "Cerenlerin Efendisi" Ceren Ceran'ın "Çirkin Kadınlar İçin Hayatta Kalma Rehberi" isimli eğlenceli romanı su gibi aktı gitti. Koreli yazar Kim Hye-Jin'in "Kızım Hakkında Her Şey"i anne-kız arasındaki fikir ayrılıklarını, yaşlılık sorunlarını ele alan iyi bir dinleme idi. Ve son olarak Rebeca Solnit'in "Kaybolma Kılavuzu" ile Kasım dinlemelerini bitirdim. Kurgu dışı hoş bir kitaptı.
Bu ay en yetersiz durum film izlemekte ortaya çıktı, sadece üç tane ve birisi de kısa film üstelik:
-Mehmet Eroğlu'nun 10 günlük bu serilerini zaten daha önce okumuştum. Netflix sırayla hepsini film olarak yayınlamaya başlayınca da izlemeye başladım. İlk ikisini daha çok beğenmiştim, Meraklı Adam o kadar ilgimi çekmedi, yalnız Nejat İşler kitaptaki kahramanın neredeyse birebir aynısı olmuş.
-Bu ay tüm okuma ve izlemelerimin en başına bu animasyon filmi yerleştirebilirim: "Bir Salyangozun Anıları", hüzünle izlediğim nefis bir filmdi. Mutlaka bir şekilde bulun ya da sinemada denk gelirseniz izleyin derim.
-"Cahide Devekuşu'nun Açık Evliliği" MUBİ'nin yayınladığı 25 dakikalık bir kısa filmdi ve zaten daha uzun olsa tahammül edemeyeceğim saçmalıktaydı. Ben ettim siz etmeyin.
"Yargı" bittikten, "Kızılcık Şerbeti" ve "Bahar"ı da ben terk ettikten sonra izleyecek bir dizi bulamamakta idim. Neyse ana akımda "Annem Ankara"ya başladım, umarım yarısında bırakmak durumunda kalmam, şimdilik iyi gidiyor. İki gündür de "My Brillant Friend"in 4. ve son sezonunu izliyorum. Üçte birini bitirdim bakalım. Ne olup bittiğini kitapları okuduğum için bilsem de dizinin ilk 3 sezonu çok başarılıydı, son sezon da fena gitmiyor.
Ve bu ayın en verimli rekoltesi, kahveler efendim. Babamın her kahve içişinde yinelediği bir tekerleme ile sizlere veda edeyim, Yeni yılda görüşmek üzere:
"Ehl-i keyfin keyfini kim tazeler
Taze elden, taze pişmiş, taze kahve tazeler"
Abla günaydın,
YanıtlaSilSalyangoz'u ve Ferrante'nin dizisini hangi platformdan izledin?
Okumaya ara vermek ve özlemek de güzel bence.
Şimdiden yeni yılımız kutlu olsun, tatlı şeyler olsun ışıklı aralık ayında :)
Selam canım. Ferrante'nin dizisi: https://dizilla.club/my-brilliant-friend-4-sezon
SilSalyangoz için internette filmin adını yazıp izle diye ekledim, tek bir yerde buldum. hdfilmcehennemi'nin bir versiyonu idi sanırım, arama çubuğuna yazarsan eğer silinmediyse gayet net izleyebilirsiniz.
Benden de erken kutlama dilekleri gelsin, yeni yıl her anlamda ışıklı olsun...
Ha bu arada eğer ilk üç sezonu izlemediysen Ferrante'de PuhuTv'de uğraşmaya gerek kalmadan izleyebilirsin. Ben orada izlemiştim. Puhu TV ücretsiz, üyelik de gerekmiyor
Silşu an kahve kokusu eşliğinde okudum yazınızı. İnşallah kötü şeyler yoktur gitmeme sebebinizde. Hülya
YanıtlaSilHülya Hanım, ben de şu an kahve içerek size cevap yazıyorum :) Eşimle ilgili birkaç tetkik ve tahlil gerekti ama vahim bir durum yok. Onların sonuçlarını beklerken haydi torunun doğum günü ve yılbaşını da birlikte geçirelim dedik...
SilMerhaba, Bizim Zamanımız ve Behice'nin Yarım Kalan İşlerinden sonra Mihrap okunacaklar listemde. Yazarın delimsek tarzını ben de seviyorum. Bir Salyangozun Anıları kaçtır karşıma çıkıyor, bulup kızlarla izlemeli.
YanıtlaSilAntalya'da kesilmeyen kış yağmurları başladı, bu sene soğuklar erken geldi. Bey Dağları puslu, denizde fırtına var.
Muhabiriniz Filiz Antalya'dan bildirdi :))
Sevgiler.
Merhaba Antalya muhabirim :)) Gerçekten bu yıl Antalya şaşırdı, yazı erken başlattı derken kışı da erken başlattı. Kasımda denize girer kolsuzla gezerdik yav :) Salyangoz'u gugıl'da adını yazıp izle diye aratırsan bir sitede çıkıyor, umarım severek izlersiniz siz de. Bir de diyorum ki biz buluşalı yüzyıl geçti, ben dönünce bir buluşma daha mı gerçekleştirsek kızlar üniversiteyi bitirmeden :)))))
SilEvet ne çok zaman geçti di mi? Siz gelince görüşelim o vakit :))
SilMerhabalar.
YanıtlaSilEvet dediğiniz gibi, "derken yıllın son ayına geliverdik." Ama siz, en azından şu son güz mevsiminin güzel aylarında Avrupa'yı fethettiniz. Avrupa'nın kaldırımlarını çiğnediniz. Şehirlerin güzelliklerini, bizzat yaşayarak tadarak gördünüz. Ne mutlu size!
Kendinizi sakın, topu topu beş kitap okudum diye kınamayın ve siz kaç kitap okudunuz diye bana da soru sormayın, çünkü hayal kırıklığına uğrarsınız.
Bence siz hayatı hak ederek yaşayanlardansınız. Yani hayatın hakkını veriyorsunuz. Mutlaka izlemişsinizdir. Er Ryan'ı Kurtarmak isimli filmde yüzbaşı köprüde, er Ryan'a ne demişti? "Bunu hak et!" Yani seni kurtarmak için bir takım askeri feda ettik, sen de yaşamınla buna layık ol!
Selam ve saygılarımla.
Geldik gerçekten Recep Bey, zaman su gibi akıyor, biz ardından bakakalıyoruz. Son paragraftaki güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Kalan vaktimiz azaldı bu dünyada, onun için her anı tadını çıkararak yaşamak gerek elden geldiğince diye düşünüyorum. Tabii şartlar elverdiği ölçüde.
SilSelam ve saygı bizden...
Bence tek kitapta olsa verimli bir aydır.
YanıtlaSilSevgiler,
Haklısınız, kitap her zaman okunuyor ama kitabı engelleyen gezmeler her zaman olmuyor. Benden de sevgiler...
SilLeylakcığım önümüz kış, kitap okuyacak zaman bol olacak. İyi ki gittiniz, nefis bir gezi oldu, sonuçlarından biz de faydalandık. Ohh, sefanız olsun, nice keyifli gezmelere. :)
YanıtlaSilGerçekten iyi ki gittik, son anda vize sürpriziyle, sefamız olsun valla, eşe dosta da olsun, hep gezelim. Yeter ki sağlığımız yerinde olsun...
Silöğretmenim siz kitap konusunu en kısa zamanda telafi edersiniz, dertlenmeyin :) kahve keyfiniz daim olsun.
YanıtlaSilEderim herhalde Şulecim, edemezsem de sağlık olsun, hepimizin keyfi, kahve içecek dostları çok olsun. Bu yıl da Ankara'da buluşamadık ama neyse ki kısa da olsa İstanbul'da görüştük...
SilGüzel gezdiniz gerçekten, bizi de gezdirdiniz :) Umarım Ankara’da kalma nedeni sağlıkla ilişkili değildir, çok sevgiler
YanıtlaSilGerçekten iyi geldi C'cim, hem bana, en çok da kardeşime. Ankara'da kalmamız sağlıkla ilgili maalesef ama vahim bir durum yok en azından. Eşime tedbiren yapılan bazı tetkikler var onların sonucunu bekliyoruz, bu vesileyle de Umut efendinin doğum günü ve yılbaşı da birlikte kutlanmış olacak. Benden de sevgiler...
Sil