Off, bugün yine çok dolaştım. Gezip gezip yorgunum diye sızıldanmak da son günlerde alışkanlık yaptı bende. "Hem ağlarım, hem giderim" diyen yeni gelinin hesabı ben de "Hem yorulurum, hem gezerim", dinlenince geçer:))
İlk durak bir alışveriş merkezindeki "Da Vinci Sergisi" idi. Leonardo Da Vinci'ye hayranım, bayılırım, çok severim. Uzun saçları ve sakalıyla ilerlemiş yaşında bile karizmasından birşey kaybetmemiş bu müthiş Rönesans sanatçısının her eseri adeta büyüler beni. O nedenle sergiye denk gelebildiğim için çok sevindim. Gerçi orijinal değildi sergilenenler, onun çizimlerinden, yapıtlarından hareketle oluşturulmuş parçalardı ama yine de görebilmiş olmaktan mutlu oldum.
İlk durak bir alışveriş merkezindeki "Da Vinci Sergisi" idi. Leonardo Da Vinci'ye hayranım, bayılırım, çok severim. Uzun saçları ve sakalıyla ilerlemiş yaşında bile karizmasından birşey kaybetmemiş bu müthiş Rönesans sanatçısının her eseri adeta büyüler beni. O nedenle sergiye denk gelebildiğim için çok sevindim. Gerçi orijinal değildi sergilenenler, onun çizimlerinden, yapıtlarından hareketle oluşturulmuş parçalardı ama yine de görebilmiş olmaktan mutlu oldum.
İkinci durak AKM'de açılan 4. Ankara Kitap Fuarı idi. Yıllardır içimde ukde kalan birşeydir TÜYAP'ın İstanbul Kitap Fuarı'na gidememek. "Ölmeden önce yapılacak 100 şey" listemdeki en önemli maddelerden biridir, dilerim birgün hayata geçirebilirim bu isteğimi. Ankara Kitap Fuarı'nın çok kapsamlı, çok ciddi bir fuar olmadığını biliyordum ama kitabın olduğu heryer beni mıknatıs misali çektiği için yine de gidip gezmek istedim.
Tahmin ettiğim gibiydi, yayınevlerinin ayrı ayrı standları çok azdı, genellikle karma standlar oluşturuyordu fuarı. Bir başkent olarak Ankara'ya daha geniş katılımlı, daha ayrıntılı ve özenli bir kitap fuarının yakışacağını düşünüyorum. Fuardaki etkinlikleri gösteren bir broşür bile temin edemedik. Standların üstünde alelade afişlerle bazı yazarların imza günlerinin tarihleri asılmıştı ama hepsini akılda tutmak mümkün değil doğal olarak. Yalnızca çok sevdiğim şair Ahmet Telli'yi not aldım, bir aksilik olmazsa gideceğim.
Tahmin ettiğim gibiydi, yayınevlerinin ayrı ayrı standları çok azdı, genellikle karma standlar oluşturuyordu fuarı. Bir başkent olarak Ankara'ya daha geniş katılımlı, daha ayrıntılı ve özenli bir kitap fuarının yakışacağını düşünüyorum. Fuardaki etkinlikleri gösteren bir broşür bile temin edemedik. Standların üstünde alelade afişlerle bazı yazarların imza günlerinin tarihleri asılmıştı ama hepsini akılda tutmak mümkün değil doğal olarak. Yalnızca çok sevdiğim şair Ahmet Telli'yi not aldım, bir aksilik olmazsa gideceğim.
Bu standı dikkatle inceleyen zaman ötesinden gelmiş iki arkadaş Kavuklu ile Pişekar mıdır, Nasreddin Hoca ile arkadaşı mıdır, yoksa tebdil-i kıyafet gezen 4. Murad ile sadrazamı mıdır çözemedim.
Fuarın en iyi standlarından biriydi Sel Yayıncılığın standı, hem de % 50 oranında indirim vardı. Aldığım 3 kitap da bu yayınevinden oldu. Lale merak etmiştir, yazayım:
-Apartman Haikuları/Metin Üstündağ
-Roza'nın Gözleri/Kemal Siyahhan
-Felsefe Eşliğinde Aşka Yolculuk/Charlotte Greig
Ha, bir de Toprak Işık'ın standından hediye ettikleri "Tadımlık" isimli küçük kitap.
Bunun dışında bol bol ayraç topladık kızkardeşle, koleksiyonu zenginleştirdik. Minik yiğen için de birkaç resimli hikaye kitabı attık çantaya.
-Apartman Haikuları/Metin Üstündağ
-Roza'nın Gözleri/Kemal Siyahhan
-Felsefe Eşliğinde Aşka Yolculuk/Charlotte Greig
Ha, bir de Toprak Işık'ın standından hediye ettikleri "Tadımlık" isimli küçük kitap.
Bunun dışında bol bol ayraç topladık kızkardeşle, koleksiyonu zenginleştirdik. Minik yiğen için de birkaç resimli hikaye kitabı attık çantaya.
Girişteki "Uykusuz" standı en çok rağbet gören standlardan biriydi ama ekipten kimse yoktu. Bugün açılış günü olduğu için biraz karmaşa vardı ve hafta sonu nedeniyle de hayli kalabalıktı. Hafta içi imza gününe gelebilirsem daha detaylı bir inceleme yapabilirim belki. Gözüme çarpan yazarlar arasında Öner Yağcı, Hulki Cevizoğlu, Vural Savaş ve oyuncu Nilüfer Açıkalın vardı, en uzun kuyruk da H.Cevizoğlu'nun standındaydı.
Bir Cumartesi gününü de böyle kapattık. Şimdi Metin Üstündağ'ın haikularını okumaya gidiyorum. Çok ilginç bir kitap, yakında bahsedeceğim. Kalın sağlıcakla...
Bir Cumartesi gününü de böyle kapattık. Şimdi Metin Üstündağ'ın haikularını okumaya gidiyorum. Çok ilginç bir kitap, yakında bahsedeceğim. Kalın sağlıcakla...
Yine, yeniden çok güzel bir gezi olmuş Leylak'cım.Varsın yorgunluk olsun, bunun yorgunluğu mutlulukla eşdeğer olduğundan çabuk geçer.
YanıtlaSilO kavuklular sanırım yakın gelecekte çokca göreceğimiz yeni giyim kuşamımız!
Sana gönderdiğim maildeki kitabıda almanı da önersem ayıp olurmu?
Sevgilerimle...
Ne güzel gezi ve tatlı yorgunluk. İyi pazarlar sevgiler.
YanıtlaSilBöyle yorgunluğada can kurban yaa... Hem bu yorgunluk üstüne şimdi ayakları uzatıp bir nescafe-bitter çukulata eşliğinde bi güzel yorgunluğu atmak kalır dimi ama.
YanıtlaSil"İçim kıskançlıkla doldu taştı
YanıtlaSilDarılma hanım teyze
Off nenem ooooff"
:)))
Off o kadar özledim ki kitap fuarlarını.
YanıtlaSilSahi Antalya'da neden yapılmıyor acaba?
Aklıma takıldı şimdi.
2 senedir adım atamadığım şu güzelim kitap günlerine özlemle bakabildim nurşenciğim.
YanıtlaSilbanada çook iyi gelen aktiviteler bunlar.
ama yorgunluğu haklısın artık hiçde kolay geçmiyor.
bu arada nazik temennilerine teşekkürler ediyorum.
dualara hepimiz duacıyız sağolasın.
uzunca bir süre takipte olamıyacağım biliyorsun.
fırsat buldukça post yapmaya çalışırım.
hepinize esenlikler sevgiler, güzelliklerle dolu bahar haftaları diliyorum.
Leylakcığım sayende bizler de gezmiş kadar oluyoruz,sağolasın.
YanıtlaSilSevgiyle..
Leylak abla sende yine fuar var,biz burdan anca internet üzerinden sipariş verebiliyoruz.Ne güzel vakit geçirmişin.Bekliyoruz kitap hakkındaki yorumlarını.Öpüyorum...
YanıtlaSilİstanbul Tüyap zamanı gel birlikte gezelim anam babam. Geçtiğimiz fuarda çok yağışlıydı gidememiştim....
YanıtlaSilÖptüm seni leylak Dalıcım benim...