24 saatte 3 Türk filmi; Allah etmesin, bünyeye zarar...
Varan 1: BAŞKA SEMTİN ÇOCUKLARI
Altın Portakal'da yarışan filmlerden biri. İzleyememiş değil izlememiştim. İyi de etmişim. Bunun yerine "Kara Köpekler Havlarken"i seyretmiştim, ona da iyi etmişim. Zira iki film neredeyse birbirinin aynı. Konu, filmin geçtiği semt, varoş delikanlılarının kimlik arayışları, onlardan yararlanmak isteyenler, çatıda yetiştirilen güvercinler, parasızlık, kavuşamayan sevdalılar. Bir yerden sonra ruh sıktı. "Kara Köpekler"den çok beğenerek çıkmıştım oysa, hem orada hem burada tipik varoş delikanlısını oynayan Volga Sorgu'yu da keza. Lakin ikinci kez aynı rolde, aynı jestler, aynı mimiklerle seyredince ağır geldi. Umudum bu yetenekli genci değişik konulu bir filmde, farklı bir rolde izleyebilmek..
Sonuç: İzlemeseniz de olur, illa bu tarz bir filmse tercihiniz o zaman "Kara Köpekler Havlarken"i izleyin bari.
Sonuç: İzlemeseniz de olur, illa bu tarz bir filmse tercihiniz o zaman "Kara Köpekler Havlarken"i izleyin bari.
Yine bu yılın festival filmlerinden biri ve yine İ.smail Hacıoğlu. İlk kez perdede göründügü Ömer Kavur'un Altın Portakal ödüllü son filmi "Karşılaşma" dan sonra bu çocuğu bir türlü hiçbir role oturtamadım , bu filmde de öyle. Yetenekli mi, değil mi bir türlü çözemedim, belki de çok genç gösteren tipi neden oluyordur bu düşünceme. Her neyse film vasattı diyebiliriz.
Sonuç: Boş vaktiniz ve yapacak başka işiniz yoksa, ha bir de Yaprak Dökümü'nün ağırbaşlı Fikret'inin hayli cüretkar sahnelerde nasıl oynadığını merak ediyorsanız izleyin, sıkılmazsınız (final bölümündeki saçmalığı gözardı ederseniz). Yok izlemem diyorsanız, birşey kaybetmiş sayılmazsınız.
Varan 3: PAZAR-BİR TİCARET MASALISonuç: Boş vaktiniz ve yapacak başka işiniz yoksa, ha bir de Yaprak Dökümü'nün ağırbaşlı Fikret'inin hayli cüretkar sahnelerde nasıl oynadığını merak ediyorsanız izleyin, sıkılmazsınız (final bölümündeki saçmalığı gözardı ederseniz). Yok izlemem diyorsanız, birşey kaybetmiş sayılmazsınız.
Bu da evvelki yılın Altın Portakal Festivali'nin ödüllü filmi. Doğrusu programı elime aldığım gün görmeye gerek yok diyerek doğrudan üstünü çizdiğim bir filmdi ve en iyi film ödülünü alınca da çok şaşırmıştım. O zamandan beri aklımdaydı seyretmek, sonunda izleme fırsatını buldum ve çok beğendim. Demek ki neymiş, peşin hükümlü olmamalıymış. Gerek değişik konusu, gerek oyuncuları, gerekse bir bütün olarak filmin kendisi çok iyiydi. Yalnızca Genco Erkal için bile izlenebilir, muhteşem bir yetenek olduğunu düşünüyorum Genco Erkal'ın. Bu arada Tayanç Ayaydın'ın da hakkını yemeyeyim, gerçekten en iyi oyuncu ödülünü hakedecek bir gerçeklikte oynamış "Mihram" rolünü.
Sonuç: Kesinlikle izleyin.
Bugünlük bu kadar sevgili okuyucularım. Yazarınız film izlemeye devam ediyor, siz de onu izlemeye devam edin...
Sonuç: Kesinlikle izleyin.
Bugünlük bu kadar sevgili okuyucularım. Yazarınız film izlemeye devam ediyor, siz de onu izlemeye devam edin...
Süpersin de sen bu kadar işi ciddi anlamda yaparken ben seni takip etmekte zorlanıyorum.Bu ne hız yahu!!!
YanıtlaSilBunları üst üste izledim deme bir de.
Bu arada bana gönderdiğin iletiyi aldım ve sildim.Fotoğrafları en kısa zamanda gönderecğim.Öpücükler.
Buğdaycım,
YanıtlaSilHiçbir iş yaptığım yok aslında, o yüzden oturup arka arkaya film izleyebiliyorum. ankara'da evimden uzak emanet yaşar gibiyim. o yüzden gelsin film, gitsin kitap, blog, tiyatro, şu bu. Valla 3 film 24 saate sığdı sığmasına (ben festivallerden alışkınım) kafam biraz ambale oldu, yakın plan küçük ekran izleyince. Fotoları bekliyorum ve seni öpüyorum canım...
Ha içinde kendinin olduğu foto da gönder olur mu?
Valla iyi yapıyorsun Leylakcığım. Zamanını öldüreceğine, sonuçta filmden çok zevk almamış bile olsan, kayıt düşmen bile önemli.
YanıtlaSilİzliyoruz, devam!
:))
Tabi gönderirim,üşengeçliğimden uzattım fotoğraf işerini yine.Bu akşam söz geliyor sana fotoğraflar ve tabi kendimden de bir kare yollarım :)
YanıtlaSil