Doğduğun yer midir memleketin, doyduğun yer mi? Benim için uzun süredir ikinci seçenek geçerli. Sonradan olma bir Antalya'lı, sonradan olma bir Antalya sevdalısıyım. Fotoğrafı görür görmez boya kalemlerini teker teker çekip birkaç zamandır hasret olduğum, gri Ankara günlerinde aydınlık sabahlarını, parlak güneşini, mor dağlarını, masmavi denizini, yeşil ağaçlarını özlediğim Antalya'nın cıvıl cıvıl bir tablosunu yapmak istedim.
Işığı farklıdır benim kentimin, sabah gözlerimi duvarda danseden güneşle açarım, içim coşkuyla dolar, hele ki mevsimlerden baharsa. Isıtmaz, yakmaz o güneş sadece okşar insanı. Mavi kadifenin üstüne kırılmış bir termometreden saçılan cıva benzeri parıldar denizin üstünde; deniz kıpırdar, güneş kıpırdar, içiniz kıpırdar. O zaman çekelim ilk rengi, oturtalım gökyüzüne tostoparlak bir güneş, hani ilkokuldayken yaptığımız gibi gülümseyen bir güneş, kenarlarında ışıktan oklar olan bir güneş.
Ama çok yalnız kaldı bu güneş gökyüzünde, onun mor dağlara ihtiyacı var dertleşmek için. Alalım mor kalemi elimize, çizelim bence dünyanın en güzel dağlarının, Beydağlarının o hem bir dantel kadar narin, hem denizin içinden fışkırıp çıkıvermiş dev gibi heybetli silüetini. Sonra mavinin binbir tonuyla boyayalım Akdeniz'i.
Yeşil boya yetmeyecek korkarım; çamları, narenciye ağaçlarını, palmiyeleri, okaliptüsleri, erguvanları, Kıbrıs akasyalarını, jakarandaları, badem ağaçlarını, zeytinleri, ateş ağaçlarını, gülibrişimleri, Hint leylaklarını, duvak ağaçlarını, otları, yaprakları, sarmaşıkları boyamaya. Sonbahar gelirken yeşillerin arasına turuncu yuvarlaklar konduralım portakallar, mandalinalar, turunçlar olgunlaştıkça. Güneşten artan sarı varsa limonları çizelim, muzları renklendirelim. Sonra en güzel kırmızıyı alıp bereketi boyayalım; narları, yakut renkli taneler saçılsın diye etrafa.
Derken bereket yağmurları başlayıp ıslatsın boyadığımız ne varsa, damlalar renklerin üstünde tomurcuklanırken kaldırıp başımızı bakalım ki hepsi gökkuşağı olmuş gökyüzünden bizi seyretmekte...
Öykü Atölyesi için yazılmıştır.
Işığı farklıdır benim kentimin, sabah gözlerimi duvarda danseden güneşle açarım, içim coşkuyla dolar, hele ki mevsimlerden baharsa. Isıtmaz, yakmaz o güneş sadece okşar insanı. Mavi kadifenin üstüne kırılmış bir termometreden saçılan cıva benzeri parıldar denizin üstünde; deniz kıpırdar, güneş kıpırdar, içiniz kıpırdar. O zaman çekelim ilk rengi, oturtalım gökyüzüne tostoparlak bir güneş, hani ilkokuldayken yaptığımız gibi gülümseyen bir güneş, kenarlarında ışıktan oklar olan bir güneş.
Ama çok yalnız kaldı bu güneş gökyüzünde, onun mor dağlara ihtiyacı var dertleşmek için. Alalım mor kalemi elimize, çizelim bence dünyanın en güzel dağlarının, Beydağlarının o hem bir dantel kadar narin, hem denizin içinden fışkırıp çıkıvermiş dev gibi heybetli silüetini. Sonra mavinin binbir tonuyla boyayalım Akdeniz'i.
Yeşil boya yetmeyecek korkarım; çamları, narenciye ağaçlarını, palmiyeleri, okaliptüsleri, erguvanları, Kıbrıs akasyalarını, jakarandaları, badem ağaçlarını, zeytinleri, ateş ağaçlarını, gülibrişimleri, Hint leylaklarını, duvak ağaçlarını, otları, yaprakları, sarmaşıkları boyamaya. Sonbahar gelirken yeşillerin arasına turuncu yuvarlaklar konduralım portakallar, mandalinalar, turunçlar olgunlaştıkça. Güneşten artan sarı varsa limonları çizelim, muzları renklendirelim. Sonra en güzel kırmızıyı alıp bereketi boyayalım; narları, yakut renkli taneler saçılsın diye etrafa.
Derken bereket yağmurları başlayıp ıslatsın boyadığımız ne varsa, damlalar renklerin üstünde tomurcuklanırken kaldırıp başımızı bakalım ki hepsi gökkuşağı olmuş gökyüzünden bizi seyretmekte...
Öykü Atölyesi için yazılmıştır.
İnsana mutluluk, huzur, umut aşılayan bu yazı senin sıcacık yüreğini yansıtıyor. Sanırım atölye renkli kalemleri bizlere böyle güzel tablolar çizelim ruhlarımız bayram etsin diye dağıttı. Emin ol seni okuyunca idrak ettim bunu.
YanıtlaSilEllerine sağlık canım. Allah seni Antalya' ndan gök kuşağını da beşının üzerinden ayırmasın.
Sevgiler...
Asucum, sağol canım.
YanıtlaSilHer yönden gri, tatsız şu günlerde biraz renklendirip, ışıtayım istedim ortalığı. Umarım becermişimdir. Dileklerin hepimiz için olsun, sevgiler...
Resim çok güzel... bayıldım...
YanıtlaSilO halde iyi seyirler, Nefisecim:))
YanıtlaSilNe güzel renklendirmişsin, doğayı gökyüzünü güneşi. Çok güzel olmuş ellerine sağlık:)
YanıtlaSilSevgiler
Karamsar bir günümün sonunda seni okumak ne kadar iyi geldi Leylak'cım,
YanıtlaSilİçimi açan yazın için ve güzel antalya adına çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle
Çınarcım,
YanıtlaSilÖzledim galiba Antalya'yı, Öykü Atölyesi sebep oldu yazmama:)) Sevgiler yolluyorum.
Nurcuğum,
Güzel sözlein için çok teşekkürler, sana iyi geldiyse çok sevinirim. İyi geceler dileğiyle...
Harika olmuş. Görmesemde Antalya'yı hiç, deselerde yazın gidenler çok sıcakkk, nemliiii hiç önemli değil.
YanıtlaSilYaz için söylenenler doğru ama Şenizcim onun dışında tadına doyulmaz...
YanıtlaSilNe güzel resmin...Gördüm gerçekten...
YanıtlaSilİçine bir de minik kuşlar ekledim baharın geldiğini söyleyen şarkılar gagalarında.
Ne kadar güzel, ne kadar sıcak, insanın içini ıstan bir yazı olmuş, teşekkürler ve sevgiler.
YanıtlaSilDilek
Buğdaycım,
YanıtlaSilSenin kuşlarınla tablo daha da güzel oldu, sağol canım.
Sevgili Dilek,
YanıtlaSilBize duygularımızı dile getirecek fırsat verdiğiniz için asıl teşekkür size. Sevgiyle kalın...
Ayni başlığı, Marmaris olarak değiştirip, hazıra konuyorum.Bildiririm.Sevgiler.
YanıtlaSilDükkan senin Nedret Hanımcığım, istediğin hazıra kon:)) Marmaris konusunda görüşlerinize aynen iştirak ettiğimi bildirmeyi de bir borç bilirim:))
YanıtlaSilSevgiler...
Benim mavi boyam gökyüzü ve denizi boyamama yetmedi kaldıysa verirmisin bana.
YanıtlaSilSufi hoşgeldiniz,
YanıtlaSilAntalya'nın denizini ve gökyüzünü boyamaya mavi boyalar yetmez ama yine de kardeş payı yaparız sizinle. Maksat dostluk olsun:))