Koca kafalı, nohut gövdeli, saflıkla cinlik arasında gidip gelen Fırat'ı kimler seviyor? Ben hastasıyım, ikinci kitabın çıktığını duyar duymaz sırf onu satın almak amacıyla çıktım bu sıcakta evden. Geldim geleli yarı baygın durumda dolaşıyorum oysa. İstanbul'daki yoğun gezmenin ardından bir de sıcaklar bindirince vücut isyan etti. Bana adrenalin yarıyor, gezme halindeyken canavar gibiyim. Ne yorgunluk, ne sıcak, ne ağrı, ne sızı. Ne zamanki istirahate geçiyorum o zaman mort. Ne yapalım dinlenince geçer, can sağlığı olsun. Ankara kaynıyor, bırak sokağa çıkmayı balkon kapısından adım atınca fırına girmiş gibi oluyor insan. Şu aralar en yakın dostum yelpaze ve soğuk su. Bu evde klima yok, vantilatörden de ağzımın payını aldım, yelpazenin himmetine kaldım (şiir gibi oldu yav). Anlaşılan o ki birkaç gün daha balık gibi ağzımızı açıp o kanepeden bu kanepeye sürükleyip duracağız nazik bedeni.
Bugünlük bu kadar olsun dostlar, ben gidip Fırat'la biraz hasbıhal edeyim, kalın sağlıcakla...
Bugünlük bu kadar olsun dostlar, ben gidip Fırat'la biraz hasbıhal edeyim, kalın sağlıcakla...