.

.
.

16 Aralık 2009 Çarşamba

ORDAN, BURDAN, ESKİ GÜNLERDEN


Yeniyıl konseptli keçe çalışmaları devam ediyor, öksürük ve aksırık da. Aldığım ilaçlarla biraz düzene koyduğum öksürüğüm gribi görünce rekabete tahammül edemedi ve coştu. Bu aralar bitki çaylarıyla akraba, zencefille kardeş, turpla çok yakın aile dostu konumundayız. Bunlara bir de sevgili Nur'un önerisiyle sirke eklendi, kendisini de sıhrî hısım kontenjanından soyağacıma eklemiş bulunuyorum. Ama sağolsun Nurcuğum, az evvel yaptığım elma sirkeli gargara beni hayli rahatlattı, umarım söylediği gibi sirkeden korkup kaçar gider mikroplar. Turşu seven bir türe denk gelmediysek tabii ki:))

Ben hastalık yazmaktan bıktım, eminim siz de okumaktan bıktınız, onun için izninizle konuyu değiştiriyorum. Kaç gündür evdeyim, sıkılmadım desem yalan olur ama hem dışarı çıkacak halim yok hem de Asucum kızar bana, gezmemi yasakladı. Ben de kendimi keçelere, kitaplara ve bilgisayara vurdum. Aklım sokaklarda aslında, şıkır şıkır vitrinlerde, kitapçılardaki yeni yıl kartlarında, eşe-dosta alınması gereken hediyelerde ama birkaç gün daha ertelemek zorundayım hayallerimi. Hevesimi keçeden yeni yıl zımbırtıları yaparak gideriyorum, paketlerin üstüne süs niyetine koymak amacıyla. Bu ikisi dün "Bu Kalp Seni Unutur mu?" dizisini dinlerken üretildi. Ben dizileri dinlerim, izlemem çünkü TV karşısına geçtiğimde boş oturamam. Arada bir göz ucuyla kaçamak bakışlar atarım yeter bana. Neyse ailecek bu diziyi kimimiz izler kimimiz dinlerken mısır patlatmak geldi aklıma. Oğlum makinede istemedi, tencerede yağlı, tuzlu yap dedi. Malum burası bizim ev değil, her aradığın şeyi bulamıyorsun. Mısır patlatmaya uygun eski teflon tencere olmayınca ince çelikten tepsimsi birşey bulup bir de kapak uydurdum ama haliyle istediğim verimi alamadım, bir kısmı yandı mısırların. O sırada aklıma geldi, eskiden sobaların üstünde mısır patlatmaya yarayan sapı tahtadan, altı üstü telli, yan tarafında tenekeden sürgülü bir kapağı olan bir alet vardı, adı neydi ki? Hatırlayanınız var mı? O sürgü açılır, içine biraz mısır konur, sürülüp kapatılır sonra sobanın üst kapağı açılarak korların üstünde sallanmaya başlanırdı. Bir süre sonra mısırlar patlayıp açılır, seyrine doyulmaz bir görsel şölen oluşur, bir yandan da mis gibi bir mısır kokusu sıcak odayı kaplardı. Düşündüm kendi kendime, hayatımızdan bir daha dönmemecesine çıkıp giden ne çok şey var; mısır patlatma teli gibi, gazocağı iğnesi gibi, pasta tenceresi gibi. Bir de epeydir zihnimi kurcalayan bir yiyecek var; nerden alındı, hep alınır mıydı, sever miydim tam olarak bilmiyorum. Ama ne zaman Ulus'ta Ankara Kalesi'ne yakın bir yerlerden geçsem birdenbire gözümün önüne renk renk, iri bir fasulye biçimindeki şekerler geliyor. Muhtemelen o civardaki bir satıcıdandı bu şekerler, hiç hatırlamıyorum ama zihnimde görüntüsü çakıp sönüyor. Bellek gayya kuyusu gibi birşey, ne zaman, neyi çıkarıp insanın önüne atacağı belli olmuyor. Bu şekerleri bilen, yiyen, anımsayan var mı arkadaşlar, o zamanın renkli Bonibonları bunlardı sanırım, hala var mı ki?

Son AVM maceramda kendime bir ajanda aldım (Ben bir ajanda manyağıyım, itiraf edeyim), ajanda yetmedi aynı model çanta boyu defterini de aldım, o da yetmedi sürekli kullandığım fihrist-ajandanın bu yılki sunumu da aldım. Bana belli olmaz değişik birşey görürsem onu da alırım. Efendim bu ajandada epeydir gözüm vardı, hatta Kara Kitap da blogunda yer vermiş, almak istediğini yazmıştı. 4 değişik modelle çıkarılmış, adı Zamansız Ajanda. Öyle tarihler falan yok, boş beyaz yapraklar. Tarihler sticker olarak ilave edilmiş ajandanın cebine lazım olanı çıkarıp yapıştırıyorsunuz sayfaya, daha başka atraksiyonları da var hatırlatıcı mahiyette. Modellerden yeşil kapaklı olan "Yemyeşil Zamanlar" doğa, mavi kapaklı olan "Masmavi Zamanlar" deniz, kırmızı kapaklı olan "Aşklı Zamanlar" aşk, sarı kapaklı olan "Kedili Zamanlar" ise kedi temasını işliyor. Benim ajandam da defterim de yemyeşil. Ne demiş aile pardon insanlık büyükleri: "İnsan gözü otoburdur, yeşil görmezse doymaz." Hayli tuzlu olan fiyatı bayılıp cüzdanımı açlığa mahkum ettiysem de gözümü doyurdum ya buna da şükür.

Artık bitireyim, biraz da kitap okumak arzusundayım. Gitmeden önce bir de buradan teşekkür etmek istiyorum sevgili Moonsun'a. Bu güzel kese ta Amerika'lardan kanatlanıp geldi bana, beraberinde zarif bir yeni yıl kartıyla birlikte. Uzun zamandır aldığım ilk yeni yıl kartı oldu bu ve beni gerçekten çok sevindirdi, bu tarz şeylere çok değer verir ve mutlu olurum. Sağolasın güzel kız, yeni yıl sana da başta sağlık olmak üzere düşlediğin tüm güzel şeyleri getirsin...

8 yorum:

  1. Sevgili Leylek'cım,
    Asu'cuğumu dinle dışarı çıkma, dışarıdaki onca güzel şey sadece tüketim körüklemekte, inan senin yaptığın o güzel şeylerin değerinde de değiller. Önerim sana iyi gelecek eminim yalnız istikrarlı olman gerek.
    O güzel şekerleri hatırlamaz olurmuyum hiç ve şimdilerde yok olan herşeyi, buna mutlu insan yüzleride dahil.
    Sağlık dualarım seninle olsun, öperim seni tatlı dillim.

    YanıtlaSil
  2. Bu keçeler çok uğraştırıyor mu?
    Ne güzel işliyorsun,kırmızı ve kar ikisinin uyumu bambaşka :)
    Öksürüğüne selam söyle artık seni rahat bıraksın :)

    YanıtlaSil
  3. ben de bir kaç yıldır www.giller.com.tr ajandalarını kullanıyorum. defter gibi ajandası çantamda, masa takvimi masamda ama her güne bir kedi ve ağzından kendi hikayesi.
    hatta 2009 yılında ben ve bana misafirliğe gelen gümüş bile konuk olduk takvime :)

    YanıtlaSil
  4. Uslu uslu evde oturduğuna çok sevindim Leylak' cım. Üstelik ne kadar güzel şeyler yapmışsın bak. Bu arada el işi becerileri sıfır olan arkadaşın kıskançlıkla doldu taştı yine. Aslında (artık haddimi aşıyorum farkındayım) hiç bir şey yapmadan sadece bir gün yatıp istirahat etsen (eminim evdekiler başlarının çaresine bakarlar)üzerini örtüp müzik dinlesen, hatta uyusan sana yetecek. Ama biliyorum (Rayuştan) bunu yapamaz sizin kurtlu bünyeleriniz.Mazeret: Yatarsam hasta olurum iyice. Çok biliyorsunuz ya. Neyse. Bu da yeter. Böyle sürünün durun ikiniz de.

    YanıtlaSil
  5. Eh yani, öyle anlatıyorsunuz ki hasta olasım geliyor:)Keçeler nefis.Hastayken bunlar çıkmış, iyi olsanız neler olacak kim bilir.Hastalığınız artık bitmesi dileğiyle, sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. ah bu eski aletler ve anılar :)))
    Mısır patlattığımıza ' mısır teli '' dendiğini hatırlıyorum. Valide sultan öyle derdi bizden isterken (küçüklüğümüzde ! )
    şimdi micro dalgada yapıyoruz :)))

    Bu arada yılbaşı könseptin harikalara doğru gidiyor..
    Bunlarda çok güzeller...
    Ne iyi yapıyorsun Leylak'cığım.

    YanıtlaSil
  7. keçe işini ben de yapabilirmiyim diye merak ediyorum yani hani şu aklımın keçeleşmesini önlemek için biraz da...seninkiler harika olmuş..

    YanıtlaSil
  8. kıss ben hala pasta tenceresinde kek yapıyorum biliyomusun, görümcem de varmış kaptım. Kuzenlerim arayıpda bulamıyorlar valla. Geçen gün D&r da ben de bayıldım ajandalara. Üstteki o şirin şeylere ise bittim bittim. Seni çook öptüm aman kendine dikkat.

    YanıtlaSil