Sabah daha kargalar kahvaltısını yapmadan, çipil çipil, ıslak bir havada yollara düştüm, Dışişleri Mensupları Eşleri'nin düzenlediği kermese katılmak için. Bana gelen bildirimde kermesin Ankara Palas'ta olacağı yazıyordu, ona güvenerek erkenden Ankara Palas'a gittim. Gittim ama kapı duvar, in cin top oynuyor. Üstelik herhangi bir açıklama falan da yok. Bizim gibi kermese diye gelmiş iki hanımla sorduk soruşturduk ve etkinliğin Hilton Otel'de olduğunu öğrendik. Sağolsun hanımlar arkadaşımla beni de arabalarına aldılar ve birlikte ulaştık Hilton Otel'e. Alt kat salonlardan birinde düzenlenmişti kermes ve iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktı. Çeşitli ülkelerden standlar kurulmuştu ve önlerinde hanımlar adeta etten bir duvar örmüşlerdi. Birkaç parça dışında çok ilginç birşey bulamadım, onlar da hayli fiyatlıydı.
En sempatik standlardan biri: Moğolistan. Keçeden yapılma ürünler ve minik Moğol milli kıyafeti giymiş biblolar ilgi çekiciydi. Bir minyatür Moğol çift çantama transfer oldu buradan.
Bunun ne olduğunu tahmin edebildiniz mi? Ben söyleyim, keçe torbası içinde "Aşık". Ben oynamadım çocukluğumda elbette ama babamdan da, erkek akrabalarımdan da çok işittim "Aşık oynamak" lafını. Moğollar'da devam eden bir gelenek anlaşılan ki keçe torbası içinde satışa sunulmuştu. Buradan şu sonucu çıkardım: "Moğollarla kimse aşık atamaz".
Güleryüzlü Japon hanımların nezaret ettiği Japon standı. Çok zengin çeşit yoktu, birkaç parça porselen fincan ve çay setleri dışında.
Bu ürünler yerli malı. Vehbi Koç'un Keçiören'deki bağevinin bahçesinde yetişen ürünler işlenmiş ve şık ambalajlarda satışa sunulmuştu Vekam Vakfı tarafından. Neler mi vardı; yemyeşil kurutulmuş nane, ayva reçeli, elma rendesi, ıhlamur, kurabiyeler, vb...
Şirin Moğol çift dışında fazla birşey almadım, birkaç kitap ayracı, iki magnet ve bir de Kıbrıs standından bir çift fincanla birlikte paketlenmiş 2 paket Türk kahvesi. Kendisi "Girne'nin Halis Con Kahvesi" olarak adlandırılmıştı ve toplam 5 liraydı. Salon o kadar kalabalık ve o kadar sıcaktı ki fazla duramadık, ter içinde ayrıldık oradan, hanımları standların başında yığılmış vaziyette bırakarak.
Günümüz Flamingo Pastanesi'nde şu yukarda gördüğünüz fincandaki sıcak sıvıyı yudumlayarak sona erdi. Bol tarçınlı ilk salebimizi içerek kış sezonunu açtık, vatana ve millete hayırlı olsun.
Şirin Moğol çift dışında fazla birşey almadım, birkaç kitap ayracı, iki magnet ve bir de Kıbrıs standından bir çift fincanla birlikte paketlenmiş 2 paket Türk kahvesi. Kendisi "Girne'nin Halis Con Kahvesi" olarak adlandırılmıştı ve toplam 5 liraydı. Salon o kadar kalabalık ve o kadar sıcaktı ki fazla duramadık, ter içinde ayrıldık oradan, hanımları standların başında yığılmış vaziyette bırakarak.
Günümüz Flamingo Pastanesi'nde şu yukarda gördüğünüz fincandaki sıcak sıvıyı yudumlayarak sona erdi. Bol tarçınlı ilk salebimizi içerek kış sezonunu açtık, vatana ve millete hayırlı olsun.
salepte :) gözüm :)
YanıtlaSilsedeflerde aklım !
kaldı ama :)
Leylak' cım, korkarım benim yorumlarım da yayınlanamıyor. Benim bilgisayarım hapı yutmuş herhalde. Tekrar söylüyorum, senin bendeki yorumlar sırayla yokoluyor. Bakalım bu sefer ulaşacak mıyım sana. Bu postunla ilgili yazmıştım hayli zaman önce. Öptüm canım...
YanıtlaSilNunucum, içeceğin salep olsun, güğüm senin:))
YanıtlaSilAsucum, şimdi geldi yorumun, daha önceki gelmedi. Benimkiler niye siliniyor ki. ilahlar aramıza nifak sokmaya çalışıyorlar, dolduruşa gelmeyelim:)))
Sadece seninki değil, bir çok kişininki birer birer yokoluyor. Yorum kuyruklarında gözüm yok. Ama sevdiğim dostlarımın yanlış anlamasından korkuyorum. Sanıyorum benim bilgisayarımda teknik bir arıza var. Neyse, anlayacağız.
YanıtlaSilİyi geceler Leylak' cım...
Seni bilmiyor muyuz Asucum, kimse yanlış anlamaz merak etme. Belli ki bilgisayardan kaynaklanan birşey. geçici de olabilir, sıkma canını.
YanıtlaSiliyi geceler...
Aşık... aman tanrım bayıldım.. sekiz oldum ne çok oynardım. Kurallarını tam hatırlayamadım bak şimdi düşününce..sağol yaa.. nostalji yaptım sabah sabah...Haa... bu arda hönk hönk olursun tabii.. maşallah iyileşmeden çat burda çat kapı arkasında..ha ha ha ha ...
YanıtlaSilÖnce şu yorum olayından başlayayım Leylak Dalıcım. Ben hiç yorum gelmemiş sanıyorum yazıya, mailde görüyorum. Sonra beş yorum varsa üç diyor. Ama sonunda toplam yorum sayısı veriyor, çözemedim.
YanıtlaSilSalep ve boza çok severim. Henüz ikisinden de içmeye başlamadık. Bozanınüstüne leblebide koyardık küçükken, annem çok korkardı , boğazımıza kaçacak diye.
NOT: Yarın hastane sonuçlarını alır almaz yaz bize mutlaka.. Benimde öksürürken ciğerlerim acımakta hala. Tekrar kontrole gitmem lazım galiba öf ya:(((
ben heralde o marmelatlara doğal ev yapımı ürünlere saldırırdım:)
YanıtlaSilAz kalsın kermesi kaçırıyordum. Çok güzelmiş, benimde aşık hoşuma gitti.
YanıtlaSilGüzel bir geziydi sağolasın Nurşen'cim
Sevgiler...
Nurşen'cim şimdi gördüm okuduğun kitabı, müthiş bir kitap hemen arkasından Bin Muhteşem Güneş'İ okumanı isterim. Yazarın 2. kitabı. Bir kere daha okuyabilirim, çok güzel..
YanıtlaSilsüpermiş buralardaki kermesler ehiç benzemiyor:):):)
YanıtlaSil