.

.
.

16 Mart 2025 Pazar

BİR GÜNLÜĞÜ 17 (BAHAR) / 16 MART

Bu sabah gözümü açtığımda saat 6.30'u gösteriyordu. Daha fazla uyuyamayacağıma anlayınca kalktım yataktan. Yüzümü yıkayıp balkona çıktığımda ortalık yeni aydınlanıyor, güneş yükselmeye çalışırken ay da aksi yönde tabak gibi batmayı bekliyordu. Öyle güzel bir dolunaydı ki bakmaya doyamadım, hatta fotoğrafladım ama sıradan cep telefonum o güzelliği hapsetmeyi beceremedi. Sanki gece göründüğünden daha netti, kraterler belirgin, neredeyse Neil Armstrong'un ayak izini görecektim. Tabii bu kadarı tevatür de Armstrong'un aya ayak bastığı anı canlı yayınla dinlemiş kuşaktanım. Hem de nerede? Yazar Aile Gazinosu'nda. Gençlik Parkı içinde bir açıkhava gazinosu idi ve sahibi Gönül Yazar'ın ilk eşi Necdet Yazar'dı. Assolist kimdi hatırlamıyorum, aklımda Beyaz Kelebekler kalmış, zaten o geceden iki gün sonra trafik kazası geçirip iki elemanlarını kaybedeceklerdi. Anneannem, kuzenim ve ben gitmiştik gazinoya, o vakitler gazinolara gitmek kolaydı. Kapıda bilet alır, erken gittiyseniz podyum kenarı bir masa kapar, bir de semaver getirttiniz mi olay biterdi. Henüz program başlamamış, biz semaverde çayın demlenmesini beklerken, ayak basıvermişti Armstrong ay yüzeyine. Gazino idaresi radyodaki canlı yayını hoparlöre vermiş, biz de saniye saniye takip etmiştik bu tarihi anı. Bir tek dedemi inandıramamıştık aya gidildiğine: "Ay bir nurdur, gidilemez" diye tutturmuştu rahmetli 😂

Ay ile vedalaşıp içeri girince Oscar adayı olduğundan beri izlemeyi başaramadığım "I'm Still Here" filminin başına oturdum. Malum ortamlara düşmüş kendisi, geç de olsa yakaladık ve ne kadar iyi oldu. En güzeli en sona kalmış meğer. Çok etkilenerek izledim, oyunculuklar şahaneydi, konu iç yakıcı ve beni gençlik yıllarıma döndüren çok tanıdık olaylar dizisiydi. 12 Mart ve 12 Eylül sonrası yaşananlar birer birer geçti gözümün önünden. Bizim kuşağın görmediği kalmadı, ne diyeyim daha beteri gelmesin. Fernanda Torres'in oyunculuğuna hayran kaldım, kaşıyla, gözüyle, mimikleriyle, eliyle, koluyla verdi hissettiklerini, yaşadıklarını. Şimdi bu film ve bu kadın dururken niye Oscar o ergen filmine ve zottirik oyuncusuna gitti çözemedim. Oscarcı amcaların hikmetinden sual edilmiyor ne diyeyim.

Bugün hava Antalya için bile abartılı derecede sıcaktı. Öğle saatini geçirdikten sonra parka doğru bir yürüyüş niyetine girdik ve yola düştük. Geldiğimden beri en sevdiğim parka gidememiştim. 3 km ve 5500 adım sonra parkın kapısından giriyorduk. Parkın buluduğu falezlerden Varyant'a şelale gibi dökülen mor salkımlar açmasına açmış ama henüz en görkemli haline ulaşamamıştı, öyleyken bile mis gibi bir koku yayıyordu. 

 
Bizim bu park kedi Cenneti. Eskiden içinde kedilerin yaşadığı büyük bir kulübe vardı girişte, zamanla parkın bitişiğindeki otelin koku oluyor şikayeti nedeniyle kaldırıldığı söylendi, ne derece doğrudur bilmem ama sadece kulübe gitti, kediler parkın gerçek sahibi biziz dercesine kayıtsızca dolaşıyor her yerde ve çeşitli insanlar tarafından sürekli besleme yapıldığı için de gayet besili ve sağlıklılar. Siz parkı dolaşana kadar onlarca kediye rastlamanız vakayı adiyeden. Hatta sadece yerlerde değil, bakınız:

 Öyle güzel uyuyorduk ki, imrendim, ağaca tırmanıp yanına yatasım geldi 😊

Ağaçlar uyanmaya başlamış, otlar, çiçekler rengarenkti. Normalde dönüp bakmayacağımız turp otları bile öyle coşmuşlardı ki Van Gogh resimlerinden fırlamış gibiydiler:

 

Alev çalısı ve Beydağları

Salkımlar, ağaç mineleri, katırtırnakları ve Kıbrıs akasyaları baharı karşılamak için çiçeklerini salıvermişler.

Sıcak üstten, yorgunluk alttan baskı yapınca dönüş yoluna geçtik, yorulsak da iyi geldi bu bahar karşılaması. Kaslar hizaya gelmiş olsa gerek ki 13.500 adıma geçen haftaki gibi tepki vermediler. Dönüş yolunda bir bahçede rastladığım erguvan tablo gibiydi, Ekmekçim için çekiverdim fotoğrafını:

Yeni haftanız güzellikle ve sağlıkla gelsin...


3 yorum:

  1. Harika bir fotoğraf canikom, tam da erguvanları özlemişken çok iyi geldi. 💜
    Bendeniz anonim Ekmekcıkiz
    Ne demişler? Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay hay allah sıra sana mı geldi şimdi, ya bu blogspotta bir sıkıntı var. Ben de fotoğraf ekleyeceğim yazıya her seferinde çerez sunuyor bana kabul et diye, yahu burası benim evim, çerez sunacaksam bırak ben sunayım di mi :)
      Erguvan muhteşemdi, fotoğrafta pek belli olmamış. Karayollarının lojmanı burası şahane bir bahçesi vardı ve bu erguvan her sene coşar, devasa bir şey. Ve ben her gördüğümde seni anarım.

      Sil
  2. Günaydın. Erguvanları, mimozaları. leylak ve akasyaları, yaseminleri, papatyaları görünce beni de anınız lütfen. Kıskanma huyum hiç yoktur ama imrendim. Gerçek dostlarca anılmak güzeldir.
    Doğaya saygıyla, dostlara sevgiyle...

    YanıtlaSil