.

.
.

21 Mart 2025 Cuma

BİR GÜNLÜĞÜ 22 (NEFES ARASI) / 21 MART

Televizyon evin içinde yaşayan 3. bir şahıs gibi biteviye konuşurken iyimserden kötümsere, kötümserden iyimsere dalgalanan ruh halleriyle akvaryuma bakar gibi bakıyoruz. Çocukluğumda Zeki Müren-radyonun popüler olduğu o güzel günlerde-bir lastik reklamında yer alır, "Gözünüz yolda kulağınız bende olsun sevgili şoför arkadaşlarım" diyerek başlardı programına. Ben de şu an gözüm TV ve Twitter'de, parmaklarım klavyede yazıyorum bu yazıyı, o yüzden imla yanlışlarım olursa affola. 

Gündemin getirdiği ruh halinden çıkıp bir nebze olsun nefes almak için dün akşam Opera Sahne'sinde idik. Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı diyerek bir yerli opera izledik, izlemesek de olurmuş esasen. Meşhuuur "Aşk-ı Memnu"muz bu kez opera olarak boy gösterdi biz izleyicilerine. Perde Etnan Bey ile Bihter Hanım'ın nikah töreniyle açıldı. Nikah şahitlerinden biri de devrin ünlü muharrirlerinden Halit Ziya Beyefendi idi 😊

Fotoğraf buradan

Dekor, kostümler, sanatçıların ses tonları, oyunculukları, müzikler çok güzeldi, lakin Türkçe opera pek çekilmiyor be dostlar. Başka dillerdeki aryaları bir yabancı şarkı dinler gibi, anlamını bilmesen de zevkle dinliyorsun ama bildiğin bir dilde söyleneni de anlamak istiyorsun. Eser opera formunda yazılmadığı için haliyle şarkı sözleri değil konuşmalar var. "Maaatmazel'i çağııır" seslenişi kulağa çok melodik gelmiyor işin açıkcası. Zaten net anlaşılmadığı için ister istemez insanın gözü sahnenin üstündeki elektronik yazı panosunda oluyor, bu da oyunu takip etmekte zorluk çıkarıyor. Velhasılı harcanan o çok büyük emeği takdir ediyorum ama eğer operaya gideceksem bundan sonra yabancı eserleri tercih etmekte kararlıyım. 

Bir de işin seyirci yönü var ki, buna çare yok ne yazık. Bilet bulduğum sürece sıra başı alırım, oturumu da, izlemesi de rahattır. Yine öyle yapmıştım, sağ yanda, bir öndeki sırabaşında oturan genç kızın telefon ışığından sahneye konsantre olamadım. Sürekli kurcaladı, mesaj yazdı, like attı, fotoğraflara baktı, arkadaşına bir şeyler gösterdi. A be kızım niye geldin madem izlemeyecektin, otur evinde mıncıkla telefonunu. Nitekim ikinci yarı bitmeden de paldır küldür çıkıp gitti. 

Hayli uzun süren temsilden çıkıp eve geldiğimde vakit geceyarısına yaklaşıyordu ama müthiş çay çekiyordu canım, hemen demledim ve bardağı alıp ekran karşısına geçtim. Lakin biber gazları, tazyikli sular vs ne çay tadı bıraktı, ne keyif, gidip yattım.

2 gündür devam eden şiddetli rüzgar bugün hız kesti, güneş ısıtmaya başladı tekrar, umarım bugün resmen teşrif eden baharla birlikte ülkeye huzur da gelir...


3 yorum:

  1. Buğday derneğinin bir görseli var, rastlamışsınızdır belki. İnsanı gülümsetiyor: "Baharın gelmeme gibi bir günü yoktur. İlla ki gelir."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahar geliyor evet gelmemek gibi bir huyu yok ama aynı huy huzurda var mı ondan şüpheliyim işte :)

      Sil
  2. Sonuçtan bağımsız operaya gitmekle iyi etmişsiniz. Böyle dönemler beni kilitliyor, pek bir şey yapamaz oluyorum. Yazıyorum ağırlıklı, bazen içeri, bazen dışarı, bazen göklere. Bahar illa ki gelir. :)

    YanıtlaSil