Hello sevgili dostlar...
Los Encılıs'tan henüz döndük, sizleri merakta bırakmamak adına ayağımın tozuyla yazıyorum. Günlerdir sevgili Şebo ile ders çalışıyorduk. Çünküü Akademi'den özel davetiye geldi, bu yıl en sadık takipçiler olarak Oscar törenine katılmamız istendi, yol, konaklama, her şey dahil. Fırsat kaçar mı, hemen istişareye başladık Şebnem'le. Önce ne giyeceğimize karar verdik, tabii ki kırmızı tuvalette karar kıldık, kırmızı halıdan geçeceksek kostümümüz de kırmızı olmalı ki uyum sağlayalım. Ben tafta seçtim, Şebo kadife. Şöyle salınarak halıda yürürken hışır hışır hışırdayım istedim. Eteklerini de çok uzun tutturdum ki malum stiletto giyemiyorum diz protezlerimden dolayı, spor ayakkaplarım görünmesin 😂 Şebo elbette giydi topuklularını. Kostüm işi tamam olunca yolluk yaptık. Ben yaprak sardım, Şebo börek açtı. Bir ara mantıya niyet ettik, sonra sarımsaklı yoğurt kokutur ortalığı diye caydık. Nevalemizi yanımıza aldık, neme lazım domuz eti neyin yedirir bize bu Amarikalılar. Şebo sucuk da alsak dedi ama ben nerede pişireceğiz onu, çiğ yersek kurt yapar diye engelledim. Her şey hazır olunca atladık uçağa doğru Los Encılıs, övünmek gibi olmasın Business Class'dan ayrılmıştı yerlerimiz, pek rahat gittik. Otelde biraz dinlendik, az börek, çok sarma yedik, tuvaletleri giydik doğru mekana. Limuzin yollamışlar sağolsunlar, çarçabuk ulaştık.
Baktık muhabirler şu aşağıdakinin etrafına toplanmış, ropörtaj yapmaya çalışıyorlar, yanaştık:
Mesele anlaşıldı, kırmızı giyeceğimi haber almışlar, ben sanmışlar buncağızı. "Durun ayol" dedim, "ben öyle vantilatör önünde kalmış gibi rüküş şeyler giyer miyim, teessüf ederim. Elalemin ne idüğü belirsiz kadınıyla söyleşiyorsunuz, ben geldim ben". Gitti yelkenli hatun, yaptık ropörtajımızı Şebo ile birlikte. Birer sarma, birer börek ikram ettik gazetecilere, çok memnun kaldılar: "Sağma, borek delicious, Leylak beautiful, Şebo pretty, var biz yine çağırmak" dediler.
İlerledik kırmızı halıda, devasa bir abajur çarptı gözümüze, ne menem şeydir bakalım diye yanaştık, meğer Ariana Grande imiş:
Hemen ileride bir başka abajur vardı, ortalık ışıl ışıl bu kadar abajura ne gerek var derken baktık o da Stacey Martin'miş. Koptu kopacak ayol kızcağız, gıdasız kalmış. İtirazlarına kulak asmadık, birimiz dolma, birimiz börek tıkıştırdık ağzına, iç huzuruyla ayrıldık yanından.
Yan tarafta büyükçe, muşamba bir çadır gördüm, Şebo'yu dürttüm: "Kız gel şuna girip bir bakalım, belki eşantiyon bir şeyler dağıtıyorlardır" diye. Yanaştık, o da ne, çadır sandığımız şey Whoopy Goldberg'miş meğer.
Ah acemilik zor zanaat, öyle günlerce film izlemeye benzemiyor. Alışırız elbet, sağa sola bakına bakına devam ettik, derken Şebo'yu yine dürttüm, "Şunun uzağından geçelim" dedim, "tırnakları gözümüze girmesin".
Cyntia Erivo'ymuş bu aile boyu fiyonklu paket. Şebo filmini izlemiş, "Cadı bu cadı" dedi, topukladık hemen.
Emma Stone ile Selena Gomez'in yanından geçtik. Ay bu şaşkınları kandırmış modaevleri. Birine şeffaf, birine uçuk pembe havalı naylondan kostüm dikmişler. Çok güldük Şebo ile, ayol biz bunları taşınırken zarar görmesin diye eşyaları sarmakta kullanıyoruz, bu saflara kumaş diye yutturmuşlar.
Yasmin Finney'miş bu hatun, sorduk öğrendik. Önce tavus kuşunu koynuna sokup gelmiş sanmıştık ama tuvaletinin aksesuarı imiş:
Panter kostümlü, tahta fırçası saçlı rapçi ablamız Doja Cat tören başladıktan sonra panterlerini soyunup balık ağlarına bürünerek Beşiktaşlı ve bebek Yüzlü ile birlikte konser verdi bize sağolsun:
Sonra Goldie'yi gördük dostlar. "Teldeki Kuş"tan bu yana pek rastlaşmamıştık kendisine. İsmi gibi altın renklerine bürünmüş ama o kadar çok estetikten geçmiş ki engebeli araziye dönmüş güzelim suratı.
Goldie'nin halini görünce yakınlarda ölen David Lynch'in anısına, yönettiği '"Blue Velvet" filmindeki mavi kadife kostümünü giyip gelmiş, doğal yaşlanmış Isabella Rosselini'ye saygı duruşunda bulunmak istedim. Ceketim olsaydı düğmelerini iliklerdim ama yoktu. Ben de çaktırmadan çantasına börekle dolma atıverdim.
Tören vakti yaklaşıyordu, Şebo dedi ki: "Sen tabii giydin Skeçırsları, pat pat dolanırsın kırmızı halıda, benim ayaklar stilettolardan dürüm arası çiğköfteye döndü, haydi gidip oturalım artık". Şebo'yu kıracağıma ortada gezinenlerden birinin topuğunu kırarım, "Gel bacım" dedim, gidip önlerden yer kapalım".
Kapıya yaklaşırken küp örtüsü gibi kostümüyle Zoe Saldana'ya rastladık, göğüs kısmına da sinek teli geçirmişti. Bu kasılmalarının varmış bir sebebi, bir yerlerden duyum mu aldı nedir, kaptı törende "Yardımcı Kadın Oyuncu" ödülünü, nal toplattı öteki adaylara.
Biz salona yürürken yanımızdan Halle Berry geçti ışıya ışıya, kaç aydır biriktiriyorsa o ayna kırıklarını, beleşe getirmiş kostümü:
Yanımızda da şunlar oturuyordu, aman da aman sevsinler, baba mı olacakmış Timoticik. Hamile diye duyduk Kylie Jenner'i. Fıstıklı siyah çikolata gibi olmuşlar yanyana. Eğildim Kylie'nin kulağına, "Bir avazda yavrum" dedim, "kız olursa adını Lilac koyun".
Töreni Conan O'Brien sundu. The Substance filmine atfen Demi Moore'u temsil eden bir omurganın içinden çıkıp geldi ama ayakkabısının teki orada kalmıştı, hem de delik çorap giydiği ayağınınki, içeri tekrar girip ayakkabısını alarak geri döndü. İyi düşünülmüş bir parodi idi, Şebo ile çak yaptık.
Ödülü kapanlar ya yazdıklarını okuyamadılar ya da yedi sülalelerine, özellikle de analarına ve karılarına teşekkür etmekten sahneden inemediler. Şebo'ya dönüp, "iki elim Kocam Bey'in yakasında" dedim, "şöyle bir Oscar ödülü alıp da karıma teşekkür ederim diyemedi". 😂
Şebo ile Oscar Toto oynamıştık, o 1-2 tane tutturdu, ben nal topladım. Son ödül dağıtılınca "Hadi canım" dedim, "kalabalığa kalmayalım". Herkesten önce çıktık, baktık otelden bizi almaya aşağıdakini yollamışlar. Pek sevindik, girdik birer koluna, düştük otelin yoluna.
Seneye görüşmek üzere efenim...
Yaaa yine harikasın, baya güle güle okudum. İyi ki varsın Nurşen Abla ♥️
YanıtlaSilahahahahaaa ))) Her sene bu yazılarınla müthiş eğlenirim ama bu sene ayrı bir eğlendim :))) Seninle kırmızı halıda yürümek şahaneydi efenim ♥
YanıtlaSilOscar töreni bence bu yazı için yapılıyor, bir sen bir ben kaldık galiba izleyen zaten :))
İçim şişti yeminle. Conclavenin başını yediler ya bu yerden bitmeler. Biz çeksek p..rno diye anırılacak bir filme verdiler ödülü ya onlara acayip teesüflerimi sunuyorum. Seneye pastırma sucuk yiyip gidelim de kokuşmuşluk nasıl oluyormuş gösterelim onlara :)))
Gece ayaklarımın ağrısından uyuyamadım, geziniyim de biraz açılsın ayacıklarım dedim. Bir de ne göreyim koridorda Demicim oturmuş ağlıyor. Ben de azıcık onunla böğrüme böğrüme vurup ağıt yaktım. Çok üzülmüş kıyamam, o kadar kan akıtıp kurbanlar döktüm bana vermediler yine ödülü diye ağladı kıyamam. Konuşması elinde kalmış kadının. Ahhh dedim seni senelerce kandırdılar, bu kadar saf olma artık dedim. Ama dinler mi bilemem artık.
Öpüyorum kocamanından. Seninle Oscar aşkı şahane be Nurşen ablacım ♥
Harikasınız, iple çekeceğiz yenisini:) Gülmelerimizi depoladık, seneye kadar tasarruflu davaranak idare etmeye çalışacağız, ama şu anki tüketime bakılırsa zor da sanki. :)
YanıtlaSilYine çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilEpeydir beklediğim yazı buydu :) Beklediğimden de şahaneydi, ellerinize sağlık :) Tekrar okuyup tekrar güleceğim müsaadenizle :)
YanıtlaSilBence eskiden Oscar töreninin de yarışan filmlerin de katılan oyuncuların da bir albenisi vardı ve artık hiç birisi kalmadı. :(
YanıtlaSilOhh, en iyisi böyle makaraya sarıp ağız dolusu gülmek o zaman, ellerine sağlık Leylakcığım. :)
yılın en sevdiğim zamanı gelmiş ve örtmenim yine kaçırmayıp bizler için düşmüş yollara, hem de Şeboyla! çok eğlenerek okudum.
YanıtlaSil