.

.
.

13 Kasım 2011 Pazar

SİNEK ISIRIKLARI

Bir bayram daha anılarımız arasına karıştı gitti bile. Bu bayramın okuma listesinin başında Barış Bıçakçı'nın sabırsızlıkla beklediğim kitabı "Sinek Isırıklarının Müellifi" vardı, o kadar sevdim ki ikinci kere okudum o yüzden başka kitaba sıra gelmedi. Barış Bıçakçı'yı ilk kitabından beri sürekli takip ederim. Başucu kitaplarımdan olan "Bizim Büyük Çaresizliğimiz"in tahtına oturamasa da bu da girdi favorilerimin arasına. "Sinek Isırıklarının Müellifi" belli bir konuya sahip değil, onu güzel yapan konusu da değil zaten, içinde geçen cümleler. Okuyorsunuz, sonra başınızı kaldırıp gözlerinizi duvara dikerek "Nasıl ya?" falan diyorsunuz, yüzünüzde kocaman bir gülümseme çiçek açıyor, arkadaş olmak istiyorsunuz o cümlelerle. O kadar çok çizdim ki altlarını kitap eski görünümlü oldu. Okunduğu günlere uysun diye bayram Antalya'sından bazı fotoğraflarla birkaç cümle alıntılamak istiyorum ama bunlarla yetinmeyin, alın okuyun kitabı, siz de seversiniz eminim...


"Sabahları yere yakın bulutların ardında görünüp kaybolan ormana bakarken kendimi güzel bir şiirini daktilo etmiş Oktay Rifat gibi hissediyorum. Sigaramı yakarken ağırbaşlıyım. Saçımı geriye doğru tarıyorum. Çipet çipet çitalinya.*"


"Hayat dediğimiz sadece kimyadan ibaret. Periyodik tabloyu ezberlesek yeter. Evrendeki en bol iki elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır... Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar."


"Cemil, genç Cemil'in elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu Rene Char'ın Seçme Şiirleri'nin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu: "Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz." Böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir. Silaha gerek yok."


"Yaşamak ilerlemek olamaz, diye düşünüyor Cemil ama geride bırakmak olabilir."


"Zaten bu dünyada çoğunluğu herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise Vüs'at O. Bener okurudur."


"Evet yaz gelince sır diye birşey kalmıyor. Açık pencereler çarpmasın diye pervazlara konulan minderler dışarı sarkıyor. Binalar insanlara dil çıkarıyor."

"Hayır, o hamleyi bulamadım! Yazar filan değilim ben Editör Hanım, ben sinek ısırıklarının müellifiyim. Kitabımı basarsanız arka kapağına da okuyucu için lütfen şöyle bir uyarı yazın: Hiç acımayacak!"

Biraz acıyor ama siz yine de okuyun...

* "Çipet çipet çitelinya" Oktay Rifat'ın bir şiirinden alıntılama:

Mahallede esen akşam rüzgârında
Bir kuş kafesi gibidir zaman; usul
Usul sallanır arka bahçeye bakan
Penceresinde aşıboyalı evin,
Tütün kokan evin, ekmek kokan evin.
Ve kuş öter: çipet çipet çitalinya.
Güneş batar odalara kapanırız.
Döneriz ağaçlar, evimiz ve dünya.

13 yorum:

  1. İnatla bu kitabı da alıp okumayı deneyeceğim. Alıntılar öyle hoş ki.Belki bu sefer uğurlu gelir bu yazar.Olmazsa psik0log hatta belki psikiyatrist paklayacak. Belki çok geç bile kaldım gitmekte. Bir de resimleri hangi saatlerde çektiysen mükemmeller.

    YanıtlaSil
  2. Bugün benim de aklıma geldi Barış Bıçakçı' nın Bizim Büyük Çaresizliğimiz adlı kitabı. Tek onu okudum zaten. Film ve kitap arasındaki uyum çok uslu.

    Bu kitabın ismi de çok farklı, okuruz inşallah. Seveceğimizden emin olarak:)

    sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. İnternetten kitap siparişi verecektim hemen ekliyorum oradaki listeme çünkü ben Barış Bıçakçı'nın kitaplarını Antalya'da bulamadım ...

    YanıtlaSil
  4. Ben bu kitabı okurum.Üstelik aklıma hiç sigara gelmez. Benim beğeni ölçüm bu biliyorsun:))

    Yarın alır ve başlarım.Seni de öperim.
    Ece

    YanıtlaSil
  5. Resimler ve alıntılar harika!

    YanıtlaSil
  6. "Zaten bu dünyada çoğunluğu herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise Vüs'at O. Bener okurudur."
    bittim bu cümleye:))

    YanıtlaSil
  7. birazdan çıkıp sanırım bu kitabı alacağım, sanki başka okunmaya bekleyen kitabım yokmuş gibi:))

    fotoğraflar ne ala!
    ne güzel enstantaneler...

    gönül gözüne sağlık Leylak Dalım, öpücükler.

    YanıtlaSil
  8. bayıldım...
    hele de .. "böyle cümleler kalıyorsa aklında zaten ölmüşün demektir de.. koptum..

    öpeyim pazarlık..
    atalet.. dı zombi.. =P

    YanıtlaSil
  9. Yine sayenizde dikkatimi çekti bu kitap. Okuyorum, bitirmek üzereyim. Ben de çok çok beğendim. Biraz kendi yaşamından izler taşıyor diye okumuştum sanki bir yerlerde, doğru mu bilmiyorum.
    Fotoğraflarınız çok başarılı.

    YanıtlaSil
  10. Barış Bıçakçı merak ettiğim bir yazar. Yazınızdan sonra bir an önce okumaya karar verdim.
    Bu arada blogunuzla yeni tanıştım ve bayıldım. Nice yazılara:))

    YanıtlaSil
  11. Bir siir tadinda. Tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
  12. "arkadaş olmak istiyorsunuz o cümlelerle" ben de seni okurken iyi ki arkadaş oldum leylağımla diyorum. N ekadar çok şey öğreniyorum senden her geçen gün. bu fotoğraflar ve altında yazılanlar beni o kadar heyecanlandırdı ki, ilk iş bu kitabı almalı ve okumalıyım dedim.

    harikaydı benim okuyan fotoğrafıma yaptığın yorum.
    çok beğendim.
    kucak dolusu sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  13. Gün herkese eşit veriliyor e ben de evdeyim, ama okuma hızına yetişemiyorum Leylak Hocam, kızıyorum kendime ne yapmalı bilmem ki, biraz daha az uyku mu çaresi:))

    YanıtlaSil