.

.
.

3 Kasım 2011 Perşembe

ORDAN BURDAN


Dün sinemadaydım yine, bir belgesel film izledim: "Türk Pasaportu". Antalya'ya geldiğimdenberi 14. filmimi izledim (evde DVD den izlediklerimi saymıyorum), yakında aşırı dozdan gidebilirim. Film 2.Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altındaki büyükelçiliklerimizde görev yapan diplomatlarımızın Yahudilerin hayatını kurtarmak amacıyla yaptıkları çalışmaları konu alıyordu. Türk pasaportu verilerek özel trenlerle Türkiye'ye getirilen Musevi vatandaşlardan hayatta olanlar ve görev yapan diplomatların yakınlarının katılımıyla Burak Arlıel yönetmenliğinde çekilmiş olan belgesel Cannes Film Festivali'nde de gösterilmiş. Ne yazık ki tek bir seansta gösterimi vardı ve salonda da 5 kişiydik, aramızda yabancı da yoktu, arkadaştık hepimiz. Kısacası bir nevi sinema salonu kapattık. Salonun en mutena koltuklarına yerleşip keyfimizce izledik, makinistten rica ettik film arası da vermedi. Öyle rahattık ki bir ara fotoğraf makinemi çıkarıp perdede akan filmden fotoğraflar bile çektim yukarıda gördüğünüz üzere. Keşke bu tarz tanıtıcı filmler daha çok çekilse ve daha çok kişi tarafından izlense.


Tanıştırayım; yeni Kağıthane kitap ayraçlarım. "Nishmark"tan internet aracılığıyla aldım, bunlar İstanbul tipleri serisinden mıknatıslı ayraçlar, arka yüzlerinde de başka tipler var. Kırtasiye seviyorsanız "Nishmark" sitesinde çok orijinal şeyler bulup ısmarlayabilirsiniz. Ben bunlara ilaveten bir de İstanbul siluetli pleksiglas ayraçlar getirttim. Galata Kulesi, Kız Kulesi, Hisar, Ayasofya ve Süleymaniye siluetleri artık kitaplarımın arasını süsleyecek. Benim gibi kırtasiye düşkünüyseniz, merak ediyor ve birşeyler ısmarlamak istiyorsanız https://www.nishmark.com/ adresine bir göz atıverin. Haydi kalın sağlıcakla...

6 yorum:

  1. Ayraçlar pek güzelmiş, her telden insan toplanmış :)

    YanıtlaSil
  2. içerisinde tarih olan filmleri pek severim hatta bi aralar yahudi soykırımıyla ilgili ne kadar film varsa izlemiştim..,nsanın kültür ve ufkunu genişletiyor..gitmeliyim ama bayramdan sonra malum zaman yok tatile az kaldı:)
    bu arada bende kitap ayracı konusunda takıntılıyım her aldığım kitaba birde ayraç alırım..hemen bakıyorum yeni ayraç almak için ben kaçıyorum leylakcım;)

    YanıtlaSil
  3. nismarkı yan pencerede açtım.. ama ben bu tuturncu koltuk örtüsüne bittim..
    tam da musibet kanapeyi ısıtmak için turuncular hayallenirken..

    =)..

    yapmışız evet hem yardım hem kaçaklık ikisini de..
    bi de gemi var biliyorsun.. şilede batan..
    insan gibi devlette var olabilmek için bazen kahraman bazen kaçak güreşçi olmak zorunda.. galiba..

    sevgiler.. ve keyiflerle..
    atalet..
    pese: bi önceki yazı.. fazla iştah açıcı idi ama.. =/...
    ben yemedim diyorsun da..
    ben yerdim diyorum başka da demiyorum.. =D

    YanıtlaSil
  4. Atalet kardeş,
    Yemedim ama neden yemedim sor? Çünkü beklediğimden fazla gelen olunca bana kalmadı:)))) Yoksa en azından bir tadına bakacaktım merak saikiyle de olsa:))
    Şile'de batan gemiyi biliyorum, dediğin gibi kahramanla kaçak güreşçi arasında gidip geliyor ne yazık ki devletler de.
    Turuncuya gelince, bulunmadık Bursa kumaşı değil, evimizin herbişeyi İkeya'dan. Turuncu oturma odamın vazgeçilmez rengidir, içimi ısıtır.
    Şimdiden iyi baryamlar olsun, likörlü mikörlü, keyifli meyifli:))

    YanıtlaSil
  5. Meyra,
    Çok muhteşem bir belgesel olmasa da yapılması gerekliydi iyi olmuş diye düşünüyorum, izlemekte fayda var.
    ayraçlara deli olurum, kocaman bir koleksiyonum var yakında koyacak yer kalmayacak. Nishmarkta çok ilginç şeyler var, çabucak da yolluyorlar bekletmeden.
    Sevgiler, iyi bayramlar...

    YanıtlaSil
  6. Buğdaycım,
    Çok komikler ya, gülüyorum baktıkça:))

    YanıtlaSil