.

.
.

17 Kasım 2011 Perşembe

SABAH YÜRÜYÜŞÜNÜN TESBİTLERİ

Kaç gündür evden çıkmayıp hareketsiz kalınca bu yıl gerçekleştirdiğim 3D projemin en zor D'sinin sonuçları hafiften sinyal vermeye başladı. Geceden saati kurdum ve erkenden kalkıp kendimi sokaklara vurdum. Yaptığım uzun yürüyüşteki saptamalarım şunlar oldu:


-Antalya'da en erken yaprak döken ağaç çınar. Diğerleri mıh gibi dallarında çakılı dururken çınarlar takvime bakmışcasına Eylül ortasında sararmaya başlıyorlar.
-Yokluğumda Konyaaltı Caddesi'ndeki kocaman apartmanlardan birini yıkmışlar, yerine daha kocamanı yapılacak muhtemelen. Yürüdükçe gördüm ki pekçok apartman boşalmış, müteahhit eline gidip büyüyüp yenilenecek. Camları kırık, sıvaları dökük, mahzun mahzun dozerin kepçesini bekliyorlar. Onlar solarken bahçelerindeki begonviller inatla tırmanmayı ve çiçek açmayı sürdürüyor.
-Kaldırımlar yenilenmiş, güzelleşmiş ama insanlar güzelleşememiş. Heryer çekirdek kabukları, pet şişeler, kağıt mendil artıkları ve en kötüsü kuytudaki ağaç altları insan pislikleriyle dolu.


-Annemin ben çocukken özenle bakıp büyüttüğü, yapraklarını parlak olsun diye zeytinyağıyla sildiği kauçuk ağaçları Antalya'da sebil gibi. Farkettim ki kalın, kocaman, yorgan gibi yapraklarıyla hiç de dekoratif bir bitki değilmiş. Ev içine girmesin o, sokakları süslesin.


-Hurmalar yenecek hale gelmiş, tazesi pek güzel olur. Belediyeden bir ahbap bulmalı, bir salkım kestirip götürmeli eve:) Sahi belediye bunları toplatıp satıyor mudur?

Yürüyüş bitince pazara girdim. Bunlar da pazar incileri:

-Çiçek satan bir yaşlı adamdan bir demet beyaz kasımpatı aldım, sonra bir başka kovada daha minik sarı kasımpatılar gördüm, onlardan da almak isteyince adam demeti çekti elime tutuşturdu, "Al" dedi "bunlar kokulu hem, 1 liraya veririm. Ben öyle pazarlık yapmam, indirimi peşin yaparım. Bu yaşa kadar zengin olamadıysam s.ktiret parayı". Çiçek elimde bakakaldım.

-Çok taze kabaklar ve bostan patlıcanları gördüm bir köylü kadında, fiyatını sorar sormaz önce reklam başladı: "Al al bunlar çok taze, şinci kopardım dalından, hemi de organik hiç ilaç, formon yok." Ben seçmek için eğildiğimdeyse önce derin derin iç çekerek kelime-i şahadet getirdi. Ürktüm bir an, hazır eğilmişken bıçağı boynuma dayayacak sandım kurban niyetine. Ardından önce İhlas, sonra Fatiha surelerini okudu. Ruhanî bir havaya girdim aniden, sebzeleri tarttırdım, parayı ödedim "Hayırlı pazarlar olsun inşallah, Allah bol kazanç versin" diyerek uzaklaştım. Bu akşam okunmuş türlü yiyeceğiz anlayacağınız şifa niyetine.

-Her zaman portakal aldığım karı-kocanın sergisine uğradım sonra, ağaçlarından toplayıp getiriyorlar. Ben seçerken adam "pek datlandı bu hafta bunlar, pek datlandı" diye Fatmagül'ün abisi gibi tekrarlayıp duruyordu. İşin kötüsü ben tatlı portakal sevmem. Derken bir kadın yanaştı, "tatlı mı portakal" diye sordu. Adam "datlı, datlı, pek datlı" teranesine başlarken karısı araya girdi: "Portıkal bu datlısı da va içinde ekşisi de. Ne datlı datlı deyip durun" deyiverdi. Yeni gelen kadın almaktan cayar gibi olunca adam bir portakalı dörde böldü kadına doğru bir hamle edip "Sen avradın dediğine inanma yi de bak nasıl datlı" diye uzattı ağzına doğru. Kadın "yemem" diye geri çekildikçe ısrarını sürdürdü. Ben parayı ödeyip ayrılırken son gördüğüm kadının adamın portakallı elini ittiren eliydi.

Günün tamamını pazarda geçirsem hiç sıkılmam herhalde...

21 yorum:

  1. Yazı da resimler de Akdeniz güneşini getirdi odama bu karanlık günde...
    Sabah yürüyüşleri ve pazar yerleri, bence ikisi de heyecan verici!
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  2. Son derece verimli bir gezi olmuş. Her zamanki gibi. Ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Sizin o sıcak,samimi anlatımınızla herşey çok güzel.Fotolar da harika..Teşekkürler.sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. paylaşım çok sıcak olmuş.. pazar gezmeyi ben de çok severim.. ve her olayla ilgili hikayeler kurarım.. çok keyif aldım yazınızdan.. sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Bu nasıl bir anlatış nasıl bir üsluptur ama:)) kitap kitap kitap hadi hadi hadi durmak yok durmak yok:)))Leylak Hanım'ın İncileri olur adı hem kapağında bir leylak dalı arka kapakta tamamen leylak bir fonda hocamın fotoğrafı:))

    YanıtlaSil
  6. 3d desteğine devam istiyorum..
    pazarcı amcayla karısı ayrı tezgah açsın istiyorum..
    kaldırımlar bozulunca kirletenlere tamir ettirilsin istiyorum..

    =)

    atalet..

    YanıtlaSil
  7. Ne vardı bir tanecik senin gibi komşum olsaydı. Girseydim koluna bu içseslerini dışsesde yapardın sen. Sen nereye ben oraya olurdu bazen. Sıkmazdım yanei yapışmazdım sana :)Hep güldüren kadın bu sefer gülen kadın olsaydı. Böyle ağzım açık seni dinleseydim. Çok tatlı kadınsın maaşallah sana.

    G.

    YanıtlaSil
  8. Ya o portakalı bana vericedi amcam yanlış etmiş, şöyle parmaklarımdan arasından suyu aka aka yerdim ben onu..

    YanıtlaSil
  9. Bende cok severim pazar gezmeyi ve pazar muhabbetlerini, halbuki cocukken nefret ederdim :))
    Bu arada o hurmalar yeniyormu? hep gozume takilmislardir ama bana sus gibi gelmislerdir her zaman, yenirmi yenmezmi bilemem :)

    YanıtlaSil
  10. Bacıkuşum, Koruda ki beyaz köşkün önünde var hurma ağacı, bi kere kopardım bi salkım, dekor ettiydim tabağıma, ben koparırken oradan biri çıkıp espri yaptıydı tartalım mı diye:)
    Portakalı ben de sevmiyom
    Çook öptüm

    YanıtlaSil
  11. Lalem,
    Benim de gözüm var koparıcam ama çok yüksekteler:))
    Portakal sevmeme bacısıyız dimek ki:))

    YanıtlaSil
  12. A-H,
    Bunlar hurma ağacı zaten, gerçek hurma yani. Kuruyunca bildiğimiz şekle dönüşüyor.
    Antalya pazarları pek güzeldir, gezmeye doyulmaz...

    YanıtlaSil
  13. Mavi Balon,
    Amcamın portakalı tutan kirli parmaklarını ve kestiği çakıyı görsen emin ol yemezdin:))

    YanıtlaSil
  14. G.
    Çok teşekkür ederim, ne diyeyim keşke komşu olsaydık:))

    YanıtlaSil
  15. Ataletim,
    Ben de seni destekliyorum:))

    YanıtlaSil
  16. Kadayıfım, kaymaklım,
    Sen bu gidişle beni yazar edeceksin, sağolasın:)
    Ne dersin birlikte bir proje yapalım mı, ben yazayım sen fotoğrafla:)

    YanıtlaSil
  17. Emine,
    Çok teşekkürler, sevgiler...

    YanıtlaSil
  18. Sevgili Selma,
    Çok teşekkür ederim, o sizin herzamanki zarif duygularınız. Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  19. Asucum,
    Sağol canım, öperim seni...

    YanıtlaSil
  20. Alkım,
    Güneşi getirebildiysem ne mutlu bana, çok teşekkürler sevgiler...

    YanıtlaSil
  21. yani siz çiçekleri beleşe mi getirdiniz şimdi :))) adam zengin olmaktan vazgeçti ....

    ne varsa pazarda var. okuyunca bır havam degıstı kı sormayın. uzun zaman oldu pazara gıtmeyelı..

    YanıtlaSil