.

.
.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

İŞ-GÜÇ, YERLEŞME, HÜZÜN, KEYİF HEPSİ BURADA...

Uzun zamandır "Bugünün işini yarına bırak, belki unutursun" felsefesi izlemekteydim ama tatil dönüşü Ankara'daki evde birikmiş işlerin pek yarına bırakılacak hali olmadığı için geçici bir süre askıya aldım bu nadide düşüncemi. Gezi boyunca yorgunluktan kilitlenen dizimi, mutfak tezgahı ve fayansı ovmaktan uyuşan ellerimi daha fazla zorlamamak için küçük ünitelere böldüm yapılacak işleri. Haftasonu temizlikçi gelecek, o zamana kadar toparlanmayı umuyorum. Şimdi kendime bir mola verdim, yaptım nescafemi, geçtim bilgisayarın başına. Öncesinde de dün kızkardeşin getirdiği renk renk püsküllü minik ayraçlarımı yerleştirdim Buğdaycığımın hediyesi kutuya. Böylece gerçek ve sonradan edinme kızkardeşlerimi buluşturmuş oldum. Öptüm seni Buğday Tanesi...

Bugünün en önemli işi getirdiğim çantalar dolusu eşyayı uygun yerlere tıkıştırmaktı. İnsan evinden 3-4 aylığına ayrılınca, üstelik bu ayrı geçen süre içinde mevsim değişiklikleri oluyor ve öncesinde özel giysiler gerektiren davetlere katılma zorunluluğu doğuyorsa hamallık katsayısı yükseliyor. Dündenberi nasıl yerleşecek diye umutsuz gözlerle süzdüğüm valizleri nihayet boşalttım. Herşey farklı bir dolaba yerleşti yer bulunduğunca, umarım nerede olduklarını unutmam. İşte bu sırada gördüm onları, az kullanılan bir dolaba az kullanılacak giysileri asmaya çalışırken: Annemin iki elbisesi. Ölümünden sonra eşyalarını dağıtırken hatıra olarak ayırmış ama o zamandan beri bir türlü eve götürecek yürek olgunluğuna erişememiştim. Oracıkta, askının en sonunda, yakaları ve omuzları hafif tozlanmış, kalın kışlık giysiler arasında ayrıksı bir incelikle asılı duruyorlardı. Dokunmakla dokunmamak arasında kararsız baktım kaldım bir süre. Elimi sürecek cesareti topladığımda omuzdaki tozları silkeledim önce sonra kolllarını okşadım annemi içindeymiş gibi hayal ederek. Bir ümit kokladım ama uçup gitmişti annemin kokusu kendisi gibi, yakasındaki çiçek biçimindeki iğneyi çıkarıp yakama taktım. Annemi o elbisenin içinde hayal ettim, aldığımız günü düşündüm, ilk giydiği günü (kardeşimin nikahı), gülen yüzünü, telaşlı hallerini. Çok yadırgadım bir an, beynim annemin ölümünü reddetti, içinin boş oluşuna şaşkın gözlerle baktım. Sonra toparlandım, kapattım dolabın kapağını, çaktırmadan gözlerimi sildim ve yanımda olanların sağlığı için bir dilek yolladım Tanrıya, uzaklaştım oradan.

Hüzünden çıkma faslıdır, kalkalım kitapçıları bir kolaçan edelim, yokluğumda neler olup bitmiş, Ankara sokakları varlığımla şenlensin hem değil mi? Görüşmek üzere...

12 yorum:

  1. Yoktum nicedir...Özlemişim sizi..Benim içinde gezin Ankara'yı lütfen...Özlemle,hasretle...
    Bu arada yeni imaj süper olmuş:)

    YanıtlaSil
  2. KOLAYLIKLAR DİLİYOM ,GÜLE GÜLE OTURUN.SEVGİYLE...

    YanıtlaSil
  3. yavaş yavaş yerleşin..bir dahaki kahvenizi ben ikram etmiş olayım..kitap ayraçlarınız benimkilerden güzele benziyor..bende sadece birkaç tane özel ve püsküllü var..ama müzelerdeki sergilerin kitap ayraçları çoğalıyor yavaş yavaş..annenizin kıyafetlerini iyi ki saklamışsınız..bende de birkaç hatıra var..en iyilerini ablama vermiştik..maalesef üzüldüğü için bizden habersiz vermiş birilerine..diğerlerini zaten annemin 2 yeğeni ve ihtiyacı olanlara vermiştik..ne güzel,arada dolabınızı açıp siz de benim gibi bakarsınız rahmetli annenizin kıyafetlerine..aslında hüzünleri hep dolaplara,kutulara,bir yerlere saklamak gerek..geride kalan sevdiklerinizin her zaman güzel günlerini görmeniz dileği ile..sevgiler..ankara'ya(doğduğum ve çok sevdiğim şehire) çok selamlar..

    YanıtlaSil
  4. Ama olmaz ki...Ağlattınız beni örtmenim:( Allah rahmet eylesin anneciğe..Güle güle yerleşin :)Zehr@

    YanıtlaSil
  5. Off canımcım offf anne unutulmuyor değil mi?
    Hoş geldin Ankara'ya bu arada:)

    YanıtlaSil
  6. o hüzün kısmı var ya onu atladım, hep yazmak istediğim ama hep de unutmak istediğim bir bölüm benimki de... seninkine benzer bir anı... Annemin elbise dolabının önüneöküp ağladığım gün o gün... bak yine ağlıyorum...
    halbuki o beş kitabın adını sormaya gelmiştim...

    YanıtlaSil
  7. Ankara'ya hoş geldin. Hüzün mutluluk hep bir arada değil mi? Gece-gündüz, siyah-ak, güze-çirkin. Yaşamak zorunda olduğımuz bu hayatı yaşanası yapmak da bizim elimizde, sen bunu bceriyorsun.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Leylakcığım,
    Anneni böyle anabildiğin için şanslısın desem?...
    :(

    YanıtlaSil
  9. kolay gelsiz size yormayın kendinizi çok..
    Annaciğinizi de Allah nur içinde yatırsın sabah sabah çok duygulandım

    YanıtlaSil
  10. Leylak Abla,Nurişim :)
    Ben de seni öpüyorum.Buluştuk kız kardeşle bu yolla,ne güzel oldu,tanıştığımıza memnun oldum...
    Elbiselere gelince,o kokunun hiç çıkmamasını öyle çok isterdim ki.Ama belki dah zor olurdu bizim için,kim bilir.
    Bu arada Bu sene Ankara planı yapmayı düşünüyorum sırf senin için :)

    YanıtlaSil
  11. Buğdayım canım,
    Ay nasıl sevinirim Ankara'ya gelirsen, hadi bekliyorum:))

    Aylin,
    Çok teşekkürler güzel dileklerinize, sevgiler...

    Ekmekçim,
    Haklısın galiba.

    Sevgili Munisem,
    Hoşbuldum ve özledim seni...

    Lalem,
    Hüzünlü şeyleri es geçelim diyorum ama her zaman da başarılmıyor galiba değil mi?

    Özlem,
    Haklısın zor iş ama kabullenmek gerek.
    Hoşbuldum bu arada:)

    Zehra Öğretmenim,
    Ağlamayın ne olur üzülürüm. allan sizin annenize uzun ömürler versin, çok teşekkürler güzel dilekleriniz için.

    Sevgili Selma,
    Dilerim birgün karşılıklı kahve içme şansını yakalarız. Ayraçlara çok meraklıyım, oldukça geniş bir koleksiyonum var, gördüğüm yerden toplarım.
    Selamınızı ilettim Ankara sokaklarına:))

    Tatlıhayat,
    Çook teşekkürler, sevgiler...

    Banucum,
    Yeniden hoşgeldin, ne iyi ettin de geldin. Biz de seni özlemiştik. Ankara'da dolaşırken seni anacağım. Çok sevgiler...

    YanıtlaSil
  12. yasam zaten budur, degil mi sevgili leylak?
    Hüzün ve keyif.
    Hüzün veren ve icini acitan olaylari icen reddetmek, biraz ucuna dokunup üstünden tozlarini silkelemek. Sarilip onlari oksamak. Hüznünü bir tarafa koyup bir fincan kahveyle o günün keyfine varmak..
    Hayat yoksa cekilmez ki.
    Bnede biraz öyle yapiyorum. Gidenleri de en güzel anlariyla icimde sakliyorum.

    O bavul toplama, yerlestirme islerinden banada gina geldi. Her defasinda "artik almicam yanima bunca seyi" der yinede hic eksiltemem o bavulun yükünü:)
    Yok sanki gittigim yerde kitlik var gibi hababam tasiniyorum.

    Bu arada sana hayirli kandiller diliyorum:)

    YanıtlaSil