Bütün gün "Başım ağrıyor, başım ağrıyor" diye ev halkının da başını ağrıtmaya başlamıştım ki arkadaşımdan telefon geldi. "72. Koğuş" oyunu için fazla davetiyesi olduğunu söyleyip kendisine eşlik etmemi önerdi. "Başım ağrıyor", "Nasıl döneceğim", "Zor olacak" bik bik bik şeklindeki itirazlarımdan sonra "Tamam" dedim "Gidelim". Anneannem derdi ki "Kadın kısmına gökte düğün var de, merdiven kurar". Haklı galiba, ağrıyan başımı cebime koyup giyinmeye başladım, üstelik özendim de hani tiyatroya gidiliyor diye, etek bile giydim inanın. Benim çocukluğumda tiyatroya giderken çok şık giyinilirdi, küçük yaşıma rağmen ben bile epey süslenir öyle götürülürdüm. Hiç unutmuyorum Lise 1 deyken Matematik öğretmenimiz bizi bir oyuna götürmüştü sınıfca, üstelik matine yani suare bile değil. Zaten şık giyinen bir hanımdı, tiyatroda kıyafetini görünce nutkum tutulmuştu, üzerindeki giysinin eteği de uzun olsa rahatlıkla tuvalet giymiş diyebilirdiniz. Şimdi öyle mi ya, kot pantolonu çeken geliyor. Hangisi doğru çözebilmiş de değilim.
Her ne hal ise eski Çağdaş Sahne, şimdiki Şinasi Sahnesi'ndeydi oyun. Sadri Alışık Tiyatrosu'nun oynadığı "72. Koğuş"un Ankara turnesi. Fuayede arkadaşlarımın gelmesini beklerken epey eskilere gittim, gençlik yıllarımda çok oyun, çok film izledim bu tiyatroda ben, onca yılda değişen birşey olmamış, merdivenlerin başındaki seramik pano bile duruyor. Makul bir kalabalık vardı, salon hıncahınç dolmadı yani. İzleyiciler arasında Erdal ve Elvin Beşikcioğlu da çarptı gözüme. Erdal Beşikçioğlu'nu çok yetenekli, Elvin Beşikçioğlu'nu ise çok sevimli bulurdum, bugün bu görüşüm iyice perçinlendi, kadın sevimli de değil, çok güzel, çok zarif. Oyuna gelince, umduğumu bulamadım desem yeterli olur sanırım. Orhan Kemal'in bu artık klasikleşmiş eserini daha önce sinemada izlemiştim, Y.avuz Bingöl'ün canlandırdığı Kaptan rolünde Kadir İnanır vardı. Gerçekten iyi bir Ahmet Kaptan karakteri çizmiş ve rolün hakkını vermişti. Y.avuz Bingöl'ün Kaptan'ı ise havada kalmıştı ne yazık ki. Oyunun konusunu bilmeden ya da filmi izlemeden giden bir kişinin Kaptan'ı herhangi bir yere oturtması mümkün değil gibi geldi bana. K.erem Alışık fena değildi ama daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Gündelik hayatında da hep bitirim, kabadayı bir tarzı varmış gibi gelir bana, o yüzden rol mü yapıyor, kendini mi oynuyor anlayamadım. Fatma rolünde A.zra Akın yetersiz ve fazla şehirli kalıyordu. Mahkum kalabalığı içinde kendini gösteren, isimlerini bilemediğim birkaç oyuncunun hakkını yemek istemiyorum, bence çok iyiydiler. Yine de harcanan emek, heves ve tutkuyu kutlamak gerekir, en azından Sadri Alışık'ın adını taşıyan bir tiyatro olduğu için desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sürpriz bir gelişmeyle ortaya çıkan tiyatro maceram budur arkadaşlar, sürç-ü lisan ettimse affola...
LEYLAKCIĞIM HAYIRLI KANDİLLER OLSUN!
YanıtlaSilTeşekkürler sevgili Çoban Yıldızı, bilmukabele...
YanıtlaSilÇok hoş bir sürpriz olmuş Leylak' cım. Eminim kendini daha iyi hissediyorsundur.Sana katılıyorum. Seyrettiğim oyunlardan çok beğendiklerimi anlata anlata bitiremem ama az beğendiğimi hiç bir zaman yerin dibine sokmam. Bir başı bir sonu olan tüm oyunlar birer ekip emek masraf ürünüdür. Bir de tiyatroda performans günlüktür. Seyirciyle ilişkili de olabilir. Bir oyuncu diğerlerini kötü etkileyebilir.
YanıtlaSilAaaa ne bu şimdi. Çenem düştü.
İyi geceler canım...
Öncelikle hayırlı kandiller diler, sonracıma geçmiş olsun derim.
YanıtlaSilÇok iyi yapmışsın, inşallah başağrın geçmiştir. Ananenin sözüne de bayıldım, eskilerin ne doğru sözleri vardı.
Sevgiler...
Leylak Dalıcım, en azından bazı oyuncuları yakından görmüşsün :))) Evden çıkmışsın...
YanıtlaSilTiyatro çok ayrı bir kültürdü eskiden şimdi peeeh. Aman seyircisi azalmasın, tiyatro ayakta kalsında lazım değil:)))
Çook öptüm ve günün aydın olsun...
ben yıllardır hiç tiyatroya gitmiyorum :((( oysa lisedeyken tiyatro oyuncusu olmak gibi bir hayalim vardı.
YanıtlaSil