Lise kızlarıyla gecikmeli bir doğumgünü toplantısı gerçekleştirdik dün. Ne hikmetse üç kişinin doğum günü boncuk gibi Ocak ayına sıralanmış. Öncesinde yapmam gereken bazı işler vardı onları hallettim. İlkin kuaföre uğradım, yalnız bende mi birikmiş bir negatif elektrik vardı, havada mı bilemeyeceğim, kapıdan adımımı attığım anda fön makinelerinden biri gürültüyle patladı. Sigortalar attı, ortalığı kesif bir yanık kablo kokusu aldı. Neyse ki sorun çabuk çözüldü, fazla beklemeden işimi hallettim ve birkaç şey almak için yakındaki hipermarkete uğradım. Alışverişimi bitirmiş çıkıyordum ki Sevgililer Günü için kurulmuş fotoğraf standı dikkatimi çekti. Bu özel gün nedeniyle iki yanı açık kulübemsi biryer yapmışlar, içeri aldıkları çiftlerin ücretsiz fotoğraflarını çekip anında teslim ediyorlardı. Dış yüze asılmış fotoğraflara göz gezdirirken bir de ne göreyim, 70 li yaşlarını sürmekte oldukları her hallerinden belli bir çift kulübeye girip genişlemiş bedenlerini içerdeki daracık sıraya sığıştırmaya çalışıyorlar. Erkek olan sakallı bir dede; başında takkesi, elinde tesbihi önden girip oturdu. Arkasından ağarmış saçlarını yemeniyle kapatmış, yılların yorgunluğu yüzünün çizgilerine sinmiş şalvarlı hanımı eşinin yanına yerleşti. Fotoğrafı çeken genç, velet birşey belli, eh stand da Sevgililer Günü nedeniyle kurulmuş ya dedeye seslendi: "Amca, şöyle hanımına doğru yaklaş, kolunu omzuna dola". Dede bu lafı duyar duymaz şimşek hızıyla toplanıp "Yok yook" diyerek zaten zorla sığıştıkları sıranın ucuna doğru kendini öyle bir çekti ki az daha kulübe devriliyordu. Gerisini kahkahalarımı zaptedememekten korktuğum için izleyemedim ama mahcup dedeyle hanımının fotoğrafını görmek isterdim doğrusu.
Günümü şenlendiren bu görüntüden sonra doğumgünü olan arkadaşıma çiçek almak için çiçekçiye uğradım. Bir demet papatya seçip sarmaları için dükkan sahibine verdim, iki dakika içinde lalettayin bir jelatine sarılmış olarak geri aldım. Bu nasıl ambalaj dediğimde hiç hoş karşılanmadım, elimden "cık cık cık" edilerek çekilen demet sokur sokur bir söylenme eşliğinde kırmızı bir kağıtla biraz daha gösterişli hale getirilerek iade edildi. Parasını vermiş olduğum için vazgeçemedim ama buketi adamın kafasına indirmemek için kendimle zorlu bir mücadele verdiğimi de itiraf edeyim, dedim ya bugün havada negatif elektrik yüklüydü muhtemelen. Sinirlenerek çiçekçiden çıktığımda yağmur başlamıştı, bir elimde şemsiye, diğer elimde hediye poşeti, çiçek buketi, omuzumda ağır bir çanta ile bu defa ben sokur sokur söylenerek kendimi metro istasyonuna attım. Tam son basamağa gelmişken tren gitti, ellerim dolu dolu ve uyuşmuş olarak yeni treni beklerken sinirlerimi yatıştırmak için dev TV ekranındaki görüntüleri izlemeye başladım. Her yeri Sevgililer Günü heyecanı sarmış olacak ki ekranda kalplerin biri gelip diğeri gidiyordu. Sonra şöyle bir yazı göründü: "En başarılı erkek karısının harcayabileceğinden fazla para kazanan erkektir. En başarılı kadınsa bu erkekle evlenen kadındır." Ben son kelimeyi okurken arkamda bekleyen iki arkadaşın birinden günün yorumu geldi: "Sen de, karın da başarısızsınız, anlaşıldı." Çiçekçiden kaynaklanan sinirim yatışmaya başlamıştı, derken yeni bir cümle daha göründü ekranda: "Aşk elmayı yemekle başlar, ayvayı yemekle sona erer". Bunun payına düşecek yorum için kulak kabartmışken tren geldi, yorum güme gitti.
Bir güne bu kadar olayın yettiği düşüncesiyle sağ salim toplantı mekanımıza ulaştım. Arkadaşları görmek keyfimi arttırdı, buna açık büfedeki, 5 çayına eşlik eden bol kalorili, kolesterol ve lipid yükseltici yiyecekler de eşlik edince keyif katlandı. E daha ne isterim, en kötü günümüz böyle olsun...
Günümü şenlendiren bu görüntüden sonra doğumgünü olan arkadaşıma çiçek almak için çiçekçiye uğradım. Bir demet papatya seçip sarmaları için dükkan sahibine verdim, iki dakika içinde lalettayin bir jelatine sarılmış olarak geri aldım. Bu nasıl ambalaj dediğimde hiç hoş karşılanmadım, elimden "cık cık cık" edilerek çekilen demet sokur sokur bir söylenme eşliğinde kırmızı bir kağıtla biraz daha gösterişli hale getirilerek iade edildi. Parasını vermiş olduğum için vazgeçemedim ama buketi adamın kafasına indirmemek için kendimle zorlu bir mücadele verdiğimi de itiraf edeyim, dedim ya bugün havada negatif elektrik yüklüydü muhtemelen. Sinirlenerek çiçekçiden çıktığımda yağmur başlamıştı, bir elimde şemsiye, diğer elimde hediye poşeti, çiçek buketi, omuzumda ağır bir çanta ile bu defa ben sokur sokur söylenerek kendimi metro istasyonuna attım. Tam son basamağa gelmişken tren gitti, ellerim dolu dolu ve uyuşmuş olarak yeni treni beklerken sinirlerimi yatıştırmak için dev TV ekranındaki görüntüleri izlemeye başladım. Her yeri Sevgililer Günü heyecanı sarmış olacak ki ekranda kalplerin biri gelip diğeri gidiyordu. Sonra şöyle bir yazı göründü: "En başarılı erkek karısının harcayabileceğinden fazla para kazanan erkektir. En başarılı kadınsa bu erkekle evlenen kadındır." Ben son kelimeyi okurken arkamda bekleyen iki arkadaşın birinden günün yorumu geldi: "Sen de, karın da başarısızsınız, anlaşıldı." Çiçekçiden kaynaklanan sinirim yatışmaya başlamıştı, derken yeni bir cümle daha göründü ekranda: "Aşk elmayı yemekle başlar, ayvayı yemekle sona erer". Bunun payına düşecek yorum için kulak kabartmışken tren geldi, yorum güme gitti.
Bir güne bu kadar olayın yettiği düşüncesiyle sağ salim toplantı mekanımıza ulaştım. Arkadaşları görmek keyfimi arttırdı, buna açık büfedeki, 5 çayına eşlik eden bol kalorili, kolesterol ve lipid yükseltici yiyecekler de eşlik edince keyif katlandı. E daha ne isterim, en kötü günümüz böyle olsun...
Sonunun güzel bağlandığına sevindim. Dedeyle nine çok hoşmuş.Bazen küçük küçük aksilikler üstüste gelir böyle. Tek büyük felaketi önlerler. Bu gün bende 40 yıllık dostlarımla birlikte Kalamış' taydım. Seyrek çıkınca iyi geldi doğrusu.
YanıtlaSilİyi hafta sonları Leylak' cım...
Yeme içme kısmını beğendim.. afiyet olsun ihi...ihi ...ihi...
YanıtlaSilGün negatif falan ama senin anlatımınla pozitif hale gelmiş Leylak'cım.
YanıtlaSilYani biz, ben pozitif zevk aldım.
Sevgilerimle...
tabağa bayıldım.şirin filcik.o tabakta kim bilir neler yenmiştir...
YanıtlaSilbazen olur öyle terslikler üst üste gelir.o zaman şöyle bir durup derin bir nefes alıp hadi gün yeniden başlasın diyesim geliyor.neyse ki günün devamı arkadaşlarınızla güzel geçmiştir.
OLUYOR İŞTE BAZEN BÖYLE AKSİLİKLER,
YanıtlaSilÖnemli olan sona tatlı bağlanmak.
Ne mutlu öylede olmuş..
dedeye pek güdüm.
çiçekçiye bende kızdım.
tv-deki yazılara gülümsedim :)
tatlı filli tabağa da ba-yıl-dım..
önemli olan gülümsemendi buda bize yetti arttı Leylak'cığım.....
sevgilerin ve sevenlerin çok olsun.
Şimdi okuyunca toplantı mekanına neden o kadar terli geldiğini daha iyi anladım iyi ki varsın bizim fedakar arkadaşımız.
YanıtlaSilTny Öznç