Bugün öğlene doğru ben, keyfim ve kahyası vurduk sokaklara hep birlikte. Sıkı bir yürüyüşle hayatımda ilk kez Vekaletler Caddesi'nden geçerek ulaştım gideceğim yere. Ömrümün yarısı bilfiil, kalan yarısı da dönem dönem Ankara'da geçsin de bu caddeden ilk defa geçeyim, olacak iş değil doğrusu, kınadım kendimi, keyfimle kahyasınaysa ses etmedim. Yahu bu cadde ne kadar güzel, temiz, bakımlı imiş. İki yanda sıralı Holzmeister'in tasarladığı bakanlık binalarının kunt yapıları, çimen-çiçek-ağaç içindeki yemyeşil bahçeleri, kaldırım boyunca güz renklerine bürünmüş at kestaneleri içimi açtı ki ne açtı. Bürokrasinin kalbinin attığı yerde olduğumu bile unuttum, Avrupa şehirlerindeki caddelerden birinde yürüyüş yapıyorum sandım. Ah, fotoğraf çekmek için içim gitti ama her binanın önündeki cüsseli korumaların engeline takılıp durduk yere başımı derde sokmayım dedim. Her neyse Vekaletler Caddesi kadar olmasa da yine yeşillik ve güzel bir mekan olan hedefime ulaştım ve orada sevgili Sardunya, Pino ve fahrî blogcu bir başka arkadaş ile buluşup keyifli, bol sohbetli, bol kahkahalı bir öğle yemeği yedik. Sonrasında onlar işyerlerine geri döndüler, ben "Aylak Leylak" yine vurdum kendimi yollara. Yemek sırasında bana tavsiye edilen fotoğrafta gördüğünüz yoldan indim Kızılay'a. Al sana bir ilk daha, ikinci kınamayı da orada gerçekleştirdim cahil bünyeye. Son derece güzel, Ankara merkezinde olduğuna inanılmayacak bir sakinlik ve sessizlikte, adeta yalıtılmış, sonbahar renklerine büründü bürünecek ağaçların arasındaki sokağın dar merdivenlerinden büyük bir keyifle indim medeniyetin(!) göbeğine. En kısa zamanda tekrar gideceğim, yapraklar iyice sararınca.
Yol boyu içine attığım güz yaprakları, meşe palamutları, at kestaneleriyle çantam dolu Güvenpark'a girdim bu defa.
Ankara'nın simgesi at kestanelerinin yaprakları muhteşem bir renge bürünmüş. Cemal Süreya'nın dediği gibi yalnız bunun için bile sevebilirim Ankara'nın güzünü.
Leylak'cım bugün çalışsamda aynen iş çıkışı attım kendimi yollara öyle güzel bir Sonbahar havası var ki..Sen böyle yazdıkça Ankara ya yine gidesim geliyor :) çoook sevgilerimle...
YanıtlaSilben de bu yoldan gidiyorum Sardunya ya çok da sevdim...
YanıtlaSilÇok isterdim bugün sizlerle olabilmeyi iyi olsaydım eğer...
Sevgilerimle...
18 yaşımda ayrıldığım Ankarayı özletiyorsun bana Leylakcım.
YanıtlaSilDönsem bulamam kendi yaşadığım şehri biliyorum. Ama senin ayak izlerinden yepyeni bir şehir tanıyabilirim sanki
Sonbahar ve senin anlatımın sabahın bu saatlerinde çok iyi geliyor.İnsanın içini ısıtıyor.
YanıtlaSilKendime huy edindim ve yeni sloganım LEYLAK'I OKUMADAN ASLA :)
Biz henüz sonbaharı tam yaşayamadan bu gün kış geldi İstanbula... Dahada soğuyacakmış.
YanıtlaSilHalbuki akaoru ne güzel olur sonbaharda:(
Öptüm leylak dalıcımm
Çok severim sonbaharı,doğa hemen her renktedir.Selam ve sevgiler Sevgili Leylak Dalı.
YanıtlaSilÇook uzun zanadır yolumun düşemediği, çocukluk, gençlik güzergahlarımı anlatmışsın;
YanıtlaSiliçimi çekerek okudum, inan.
Sağol...
:)
ben de bugün öğle yemeğinden sonra yağmurlu havada şöyle bir yürüyüş yapmak için dışarı çıktım,geçtiğim yollar çok güzel olmasa da yeni açmış bir hanımelinin mis kokusu burnuma doldu.sonra gönül kahvesine oturup kendime bir çay söyledim.tek eksik sohbet edecek sıcak dostlar ve hitit güneşi kitabı. merakım geçti. :))
YanıtlaSilİyi ki geldiniz. keşke Funda da olsaydı... O yol gizli bir geçit gibi değil mi?
YanıtlaSilçok güzel bir günmüş, yaşamış kadar oldum teşekkürler:)
YanıtlaSilE belli ki Cemal Süreya'nın kafasına dikenli atkestanesi düşmemiş. Her sabah işe giderken kafayı kollamamış.
YanıtlaSilGece yarısı arabaların üstüne düşen kestanelerin çaldırdığı alarmlarla uyanmamış. Onun sokağı arabaların ezdiği kestanelerle boydan boya sarıya boyanmamış ve bu sarı eziklere basıp düşme tehlikesi geçirmemiş. Bayılırım Ayten Sokağı sağlı sollu tutan atkestanelerine:)))
Boydan boya çınar kaplı bir üst sokağa mı taşınsak diye düşünürüm hep, sonbaharda gazelleri ayaklarımızla sürükleyerek, zevkle çıkan çıtırtıları dinleyebilmek için.
Güzeldir Ankara güzeldiir. Atkestanelerine rağmen.
Neduuuk,
YanıtlaSilÖyle deme atkestanelerime, onlar benim hayatımı kurtardı bebekken selde kaldığımızda, şükran borçluyum kendilerine, severim pek:))
Ankara güzeldir, bence de...
Mecmuai Modern,
YanıtlaSilGüzeldi gerçekten, sağolun...
Sardunyacım,
YanıtlaSilPek keyifli bir zamandı, Fundayla tekrarlayalım. O yola bayıldım, iyi ki söylediniz, tekrar tekrar gideceğim.
Karam Kitabım,
YanıtlaSilSenin de güzel geçmiş günün. İnşallah birgün birlikte yaparız bu güzelliği, sevgiyle...
Ekmekçim,
YanıtlaSilHele bi Ankara yap bak ben seni bütün çocukluk mekanlarına götürmez miyim:))
Gökçe7,
YanıtlaSilBenden de çok selam ve sevgiler Denizli'ye...
Lalem,
YanıtlaSilŞu koruya birlikte gidemedik ya, kader utansın:))
Buğdayım,
YanıtlaSilİnsanın içini asıl ısıtan senin güzel, aydınlık yüzün. Ben de Buğdaysız asla diyorum...
Sis,
YanıtlaSilHaydı bir Ankara yap, birlikte dönelim 18 yaşımıza:)
Fundacım,
YanıtlaSilBir dahaki toplaşmada buluşup o yoldan birlikte gidelim olur mu?
Sevgili Asis,
YanıtlaSilHavalar izin verse de gönlümüzce yaşasak ya şu güzü.
Ankara güzeldir, hele sonbaharda...