Böyle olurum ben; sevdiğim yazarın yeni kitabına uzun beklemeler sonucu kavuşmuşsam etraftaki okunmayı bekleyen, okunmaya başlamış hatta bitmek üzere olan diğer kitaplar birdenbire üvey evlat muamelesi görmeye başlar. Kendimi yeni dünyaya gelen bu toraman yavrunun sıcaklığına bırakıveririm. Ta ki son sayfanın son satırına ulaşana kadar, ondan sonra yeryüzüne bir iniş yapar ihmal ettiğim diğer bebelerin de gönlünü almaya çalışırım. Şu sıralar da tepeden tırnağa "Asi" yim bu nedenle. İki gündür omuzlarımda fıstık yeşili battaniye, elimde kitap kah uzanarak, kah oturarak "Asiyel" ailesinin "Ömer Azmi Efendi" ile başlayan öyküsüne dahil olmaktayım. Şiir gibi isimler, hayal gibi mekanlar, akla sığmaz olaylar arasında yol almaya çalışıyorum Ayla Kutlu'nun Antakya'sını görme hevesiyle kavrularak. Bu Antakya'ya en kısa zamanda gidilmeli, yazarın gözüyle gezilmeli. Aslında öncesinde Ayla Kutlu ile tanışılmalı, her kitabını müthiş bir doyumla okuduğum bu düş kraliçesi dünya gözüyle görülmeli. Ayla Kutlu'nun kitapları ile eğer tanışmadıysanız ya da yeterince senli benli olmadıysanız bir yerden başlayın derim, pişman olmazsınız. İlk kez okuyacaklara da hararetle "Islak Güneş"i öneririm.
İstanbul kar altında üşüyüp dururken bu sabah pırıl güneşle uyandık biz ama hiç kandıramadı doğrusu, belli ki sıkı bir ayaz var. Az önce fıstık yeşili battaniyem omuzumda pencereye yanaştım, yalnızca cama alnımı dayadığımda bile dışardaki soğuğun derecesi hissediliyordu. Balkona çıkmaya cesaret edemedim. Pazar gününün tenhalığıyla daha bir boz görünüyordu cadde, heryeri sıkı bir incelemeden geçirdiysem de balkon saksılarındaki kurumuş bitkiler de dahil tek bir yeşil yaprağa bile rastlayamadım. Atkılarına, berelerine, paltolarına sarınmış tek tük insan ağızlarından buharlar salarak hızlı hızlı yürüyüp gittiler kaldırımlardan. Pencere önünde kaldığım kısa sürede arka arkaya geçen beş otomobilinin beşinin sürücüsü de cep telefonuyla konuşuyordu, bu alet yokken biz ne yapıyorduk acaba?
Dışarısı tatsız, içeride Pazar gününün ahesteliği, en iyisi ben kitabıma döneyim. Bakalım Beyazıt Bey'in ölümünden sonra aileyi neler bekliyor...
Not: Dün DVD'de "The Brothers Bloom"u izledim. Başrolünde aileden biri gibi sevdiğimiz Adrian Brody'nin oynaması dışında fazla özelliği olmayan bir filmdi.
İstanbul kar altında üşüyüp dururken bu sabah pırıl güneşle uyandık biz ama hiç kandıramadı doğrusu, belli ki sıkı bir ayaz var. Az önce fıstık yeşili battaniyem omuzumda pencereye yanaştım, yalnızca cama alnımı dayadığımda bile dışardaki soğuğun derecesi hissediliyordu. Balkona çıkmaya cesaret edemedim. Pazar gününün tenhalığıyla daha bir boz görünüyordu cadde, heryeri sıkı bir incelemeden geçirdiysem de balkon saksılarındaki kurumuş bitkiler de dahil tek bir yeşil yaprağa bile rastlayamadım. Atkılarına, berelerine, paltolarına sarınmış tek tük insan ağızlarından buharlar salarak hızlı hızlı yürüyüp gittiler kaldırımlardan. Pencere önünde kaldığım kısa sürede arka arkaya geçen beş otomobilinin beşinin sürücüsü de cep telefonuyla konuşuyordu, bu alet yokken biz ne yapıyorduk acaba?
Dışarısı tatsız, içeride Pazar gününün ahesteliği, en iyisi ben kitabıma döneyim. Bakalım Beyazıt Bey'in ölümünden sonra aileyi neler bekliyor...
Not: Dün DVD'de "The Brothers Bloom"u izledim. Başrolünde aileden biri gibi sevdiğimiz Adrian Brody'nin oynaması dışında fazla özelliği olmayan bir filmdi.
Leylak Dalıcım, ben şimdi ilk çıkışta Asi2yi almazmıyım, sora senle karşılıklı konuşmazmıyız bu konuda he!!!!
YanıtlaSilIslak Güneş' i en kısa zamanda alıp okumalı. Bana başka şans bırakmadın.Öyle çocukça bir heyecanla anlatıyorsun ki.Dün geceyarısından sonraya kadar bilgisayarıma format atıldı. Ne demekse. Yoksa iyice zıvanadan çıkmıştı. Şükür kavuşturana Leylak' cım.
YanıtlaSilÖptüm...
Asi güzel...battaniyende pek güzel.. yeşili severim ...sana iyi okumalar...darısı başıma.
YanıtlaSilLalecim, haydi alıp oku da tartışalım karşılıklı:))
YanıtlaSilAsucum ya nerelerdeydin sen, tam merak ettim diye mail yazmak üzereydim ki yorumun geldi. Neyse sorun formatmış. Bilgisayarına geçmiş olsun, bir nevi bypass ameliyatı geçirmiş:))"Islak Güneş"i okursan çok seveceğine eminim, tam 5 kere okuduğumu belirteyim.
Ben de öptüm...
Nefisecim,
Yeşile ben de bayılırım, en sevdiğim renktir, bu hızla seversek Allah muradımızı verir belki:)
Teşekkür ederim canım, ben de darısı başına diyecem ama onca uğraşıdan kitaba fırsat kalır mı bilemem:))
kitap okumaya düşkünlük en büyük artıdır.
YanıtlaSilbu konuda seni kutlamak lazım.
antakya benim de hayalim..bakalım ne zaman giderim.
çarşamba günü eksi ondört dereceyi görecekmişiz.
ankaraya doğru kar gönderdik.
sevgiler..
Bugün kitapçıda gezerken gördüm Asi'yi ve hemen sayfaları kokladım. Alışveriş sepetime attım bile, teşekürler öğretmenim. Islak Güneş de listeme alındı, paylaşım için çok çok teşekkürler.
YanıtlaSilAsi'nin asi nehriyle ilgisi var olabilir mi?
YanıtlaSilAntakya gerçekten gezilmesi gereken ama tarih bilen biriyle de lezzetlenecek bir şehir daha kültür yatağı..
Cep telofonu mu? Ya nerdesin diye soran eşlerine cevap veriyorlardır
ya da onlar nerdesin diye soruyorlardır.
sevgiyle
Balkahve,
YanıtlaSilEvet roman Antakya'da geçiyor ve başkahraman da Asi nehri zaten. Ayla Kutlu Antakyalıdır ve genellikle çoğu kitabının mekanı orasıdır. Umarım birgün bana da şöyle esaslı bir gezi nasibolur.
İyi geceler...
Kitap Kurdu,
YanıtlaSilBilmiyorum yazarlarınız arasında mı ama benim Ayla Kutlu'ya özel bir tutkum vardır. Tüm kitaplarını okudum, anılarının birinci bölümü de dahil olmak üzere (ikincisini henüz yazmadı ne yazık ki, sabırsızlıkla bekliyorum). Asi güzel bir roman ama daha güzellerini de okudum. Islak Güneş'i de o nedenle tavsiye ediyorum zaten.
Sevgiler...
Düşünce Bahçesi,
YanıtlaSilTeşekkürler. Umarım Antakya'yı görme hayalimizi gerçekleştirebiliriz. Yolladığınız karı bekliyoruz, bakalım ne zaman gelecek.
Sevgiyle...
Hiç bir kitabını okumadım, ama okumalıyım bu yazıdan sonra. Bu aralar ne okumalıyım değişik diye düşünürken iyi olur sanırım. Antakya'yı bende çok merak ediyorum, çevresinde gezindim de kendisinle hiç tanışmadım. Tv de Asi dizisi ile biraz muhabbetim oldu o kadar.
YanıtlaSilKar'ı gönderiyorum, battaniyeni elden bırakma.
Sevgiler canım...
Nurcuğum,
YanıtlaSilBlogcular olarak bir Antakya gezisi mi tertiplesek ne yapsak:)
Ayla Kutlu iyi yazardır, "Zaman da Eskir" adıyla anılarını yayınladı, onu da öneririm. Bu kar yolladığınız kargoda bir aksaklık var sanırım, herkes yolluyor ama bir türlü gelmiyor:)
Sevgiyle...