Sabaha karşı dalabildiğim uykudan üst kattaki kazmaların apartman temellerini sarsan kapı çarpmaları ve merdivenlerden uçarak indiklerini belli eden nal sesleriyle erkenden uyandım. Evet ayıplayabilirsiniz en sunturlu küfürleri edip kalktım yataktan, zira bezdim artık. Hangi insan evladı daha ortalık ışırken uyanıp alt kattan duyulabilecek bir volümle sohbete başlayabilir ki, bi müsaade edin de afyonunuz patlasın be abi. Bunların evlerindeki mobilyaların da canlı olduğundan şüpheliyim yoksa Allahın günü bir odadan diğer odaya sürüklenen o ağır eşya seslerinin başka açıklaması yok, sıkıldıkça yer değiştiriyor olsa gerek arkadaşlar.
O sinirle balkona attım kendimi, biraz rüzgar vardı ama farkettim ki çınarımız yapraklanmak üzere. Bir de karşıdaki erik ağacını çiçek içinde görünce keyfim yerine geldi, unuttum kazmayı baltayı, havale ettim Allah'a, mutfağa zambaklarımı kontrole gittim.
Bu saksılarda üç adet zambak soğanı ekili. Hem de lilium dedikleri, kenarları oyalı en şık cinsinden. Ben soğanların olduğu paketin üstündeki resmin yalancısıyım, çıkınca ne olacak göreceğiz hep birlikte. Bunları bana şeker bir kız ta uzaklardan yolladı. Hevesle diktik bekliyoruz, henüz çıt yok ama eli kulağındadır çimlenmesinin diye beklemekteyiz.
Bugünlük bu kadar. Daha uğrayacağım bir kuaför, gideceğim bir gezme, çıngar çıkaracağım bir kargo şubesi var. Hayır dualarınız benimle olsun:))
İlgilenenlere not: 70'ler blogunda yeni yazı yayında, http://bembeyazperde.blogspot.com tarafından gönderildi. Yazı, fotoğraf gönderin yayınlayalım efendim. Bekliyoruz, bu blog 70'lere tanıklık yapan herkesin...
Yarabbim ne kadar da benziyor benim üst kattakileler ya.Bizimkiler Almanya'ya gidiyor aradabir.Resmen cennet oluyor ev.Döndüklerinde de tam bir cehennem.
YanıtlaSil: ) Bizimkiler 7/24 işliyorlar. Hiç uyumadıklarına kanaat getirdik biz.
YanıtlaSilBir de insan takınca takıyor. Aklı fikri yukarda oluyor. Bir sessizlik anında oturup beklediğimi bilirim kaç dakka sürecek diye...
Allah kurtarsın ne diyelim.
Leylağım,
YanıtlaSilSenin kargo ve posta maceraların kitap olacak yakında.
Hadi hayırlısı! :))
seni öyle iyi anlıyorum ki...bizim üst kattaki eşyalar da canlı sanırım :) ben bırak evde gürültü yapmayı, apartman boşluğunda bile 9 yaşındaki kızıma "sessiz ol,insanlar uyuyor,söyleyeceklerini eve sakla,yavaş çık merdivenleri,kapıyı hızlı kapatma"(daha uzaar gider) temkinlerde bulunuyorken ne kadar haklıymışım diyorum yazdıklarını okurken :) ee birlikte, birbirimize saygı duyarak yaşamamız için önce insan olmamız lazım tabi...
YanıtlaSilSevgili Leylak Dalı,
YanıtlaSilFotoğraf çerçeveleriniz çok şık. Hangi programla çerçevelediğinizi yazabilir misiniz? Sevgiyle kalın.
Özge
İşte sırf bu yüzden en üst katta oturmayı tercih ediyorum mümkün olduğunca...
YanıtlaSilApartmanda yaşamayı sevmiyorum bu yüzden..
Çiçeklerini merakla bekleyenlerdenim, çok severim liliumları :)
70'ler blogunu çok seviyorum, ne iyi ettiniz açmakla, sevgiler...
herkesin böyle bir illet komşusu olmak zorunda mı? :( bizim de var öyle kontak komşularımız, beterler :((( çiçekleri dört gözle bekleyeceğim Leylak Dalı'm, ve Yetmiş Zaman Olur Ki blogunun da hastası oldum :)))
YanıtlaSilbizim alt katta tek kişilik bir ordu yaşıyor.
YanıtlaSilSinirleri boş ver sihirler muhteşem.
Boşver güzel leylak nasılsa adam olmaz o seni hasta edenler.Sen topraga koy ellerini bütün sinirini çeksin alsın sonra çiçeklerini düşün açsalar da bizde görsek.Sevgiler.
YanıtlaSilcingar cikarilacak kargo'ya takildim nedense :)))
YanıtlaSilnedir bu kargoculardan cektigin leylak ablacim :)
Eşyaların da canlı olması, sıkıldıkça yer değiştirmesi fikri benim de aklıma yattı, zira benim yukarı kattaki komşularımızda da kesin durum öyle...
YanıtlaSil:)))
en iyisi müstakil ev. ne altımda ne üstümde...
YanıtlaSil