İstek Nedukcuğumdan geldi, hem de peçeteye yazılı olarak, yanları şeritli station wagon dolmuş öyküsü istedi benden, onu kıracağıma dişimi kırarım daha iyi:)) Yıllarca çok kullandık bu dolmuşları, inip binerken iki büklüm olmak, özellikle arka koltukta iken preslenmek dışında kendimle ilgili çok özel birşey kalmamış aklımda ulaşım serüvenimle ilgili ama öyle bir anım var ki değme komedi filmlerine taş çıkartır. Yazılarımda da zaman zaman bahsettiğim rahmetli dayım bu anının başoyuncusu. Öyle çılgın bir ilkgençlik yaşamıştı ki anneannemi deli etmişti. Ortaokulu bitirince bizzat onun tarafından götürülüp Endüstri Meslek Lisesi'ne kaydı yaptırılmış, müdürün soyadının "Bezmez" olduğunu gören dayımın yorumu "Ben onu çabuk bezdiririm" şeklinde olmuştu. Gerçekten de normal bir öğretmeni bezdirecek öğrencilik yaşamasına rağmen bezdirmeyi planladığı müdürle o kadar iyi ilişkiler geliştirmişti ki adamcağız dayımın okuldan kaçtığını farkettiğinde başına bir iş gelmesin diye arkasından gizlice takip eder olmuştu. Bu okuldan kaçmaların çoğunda yine çok yakın dostluk kurduğu bir adamcağızın tıpkı yukarıdaki fotoğraftakine benzeyen dolmuşunda muavinlik yapardı. Sadece muavinlik yapmakla kalsa iyi, dolmuşun sahibinde nasıl bir güven geliştirdiyse çoğu zaman anahtar da dayıma teslim edilir, günün büyük bölümünde dolmuşu o çalıştırırdı. Halbuki ne ehliyeti vardı ne de yaşı tutuyordu. Yine böyle dolmuşun kendisine teslim edildiği günlerden birinde akşam saatine yakın bir karış suratla eve gelmiş, anahtarları bir köşeye atıp ne olduğunu soran anneanneme arabanın bozulduğunu ve bozulduğu yerde bırakıp geldiğini söylemiş. Anneannem zaten evhamlı bir kadın, bu durumdan rahatsız üstelik, koştura koştura yan apartmandaki bizim eve geldi. Dayımın emanet aldığı dolmuşun hayli ıssız bir yerde bozulduğunu ve orada öylece bırakıp eve geldiğini anlattı heyecanla. "Elin adamının arabasının başına bir iş gelecek, ben onu nasıl öderim" diyor başka da birşey demiyordu. Annemle babam biraz sakinleştirdiler onu, bu arada dayım ortadan yokolmuş, kimbilir hangi arkadaşıyla hangi aleme akmıştı. Evde kimse araba kullanmayı bilmiyor. Yapacak birşey olmadığını görünce bari anneannem o sıkıntıyla yalnız kalmasın diye annemle ben onun evine geçtik geceyi geçirmek için. Yatana kadar dizlerini dövdü, söylendi, ilendi ama bir çözüm üretemedi. "Elin adamının arabasının başına bir iş gelecek" diyor da başka birşey demiyordu. Yarın bir çare düşünürüz diyerek güç bela yatırdık. Sabah çok erken bir saatti annemin kahkahalarıyla uyandım, anneannemin tavana yakın penceresinin önündeki yüksek sedire tırmanıp dışarı baktığımda gördüğüm absürd bir film karesine benzeyen sahneyi hala unutmadım, ömrüm boyunca unutacağımı da sanmıyorum. Arabanın çalınacağından korkan anneannem sabah ezanı evden çıkmış, o saatte nereden bulduysa bir at arabası bulmuş, bozulduğu için dayım tarafından bırakılan arabanın yerini keşfetmiş, koskoca station wagon dolmuşu at arabasının arkasına bağlatmış ve palabıyıklı, meşin gibi esmer arabacının yanına hiç sırtından çıkarmadığı kumlu kumaştan gri pardesüsü, başındaki siyah başörtüsüyle bir aykırılık abidesi gibi oturarak evin önüne çektirmişti. Biz pencereden bakarken şoför mahallindeki(!) müstesna mevkiinden inip aradaki halatı çözdürdü ve sürücüyle pazarlığa başladı. Bir süre sonra rahatlamış ama hala dayıma kızgın söylenerek çıktı geldi, "Oh, hiç olmazsa gözümün önüne getirdim" diyerek. Dayıma sayıp döktüklerini ise buraya yazmayım isterseniz:)
Şimdi ne zaman bu dolmuşlardan bahsedilse ilk hatırladığım bu olay ve bu görüntüdür. Anneannemin de, annemin de, dayımın da öbür aleme göçtüğünü biliyorsunuz. Aslında fena halde meraktayım öbür tarafta da anneannemi endişelendirmeye devam ediyor mudur diye:))
Şimdi ne zaman bu dolmuşlardan bahsedilse ilk hatırladığım bu olay ve bu görüntüdür. Anneannemin de, annemin de, dayımın da öbür aleme göçtüğünü biliyorsunuz. Aslında fena halde meraktayım öbür tarafta da anneannemi endişelendirmeye devam ediyor mudur diye:))
Çok hoş yaa ama o atada pek acıdım doğrusu :(
YanıtlaSilAslında senarist olmalıymışsın Sevgili Leylak Dalı, her bölüm farklı bi macera peşinde koşturur muşsun bizi...
Öykü yarışmalarına katılmayı düşünmelisin bence..
Bir çırpıda okudum:))
YanıtlaSilDayılarımız çok benziyor benimkisi meslekten dolmuşçu. Sonradan Ego'ya geçti. Bezdiririm meydan okuması çok hoş:)
Yalnız ben anneanneye bayıldım. Kadınların azminden hiçbirşey kurtulmaz.
Mekanları cennet olsun.
Huylu huyundan vazge çer mi Leylağım? Rahmetliler yine günlerini gün ediyorlardır, eminim! :))
YanıtlaSilŞu dolmuşlara nasıl iki büklüm emekleyerek girer, tirbüşonla çıkardık yahu! Bir de ön koltuğa iki kişi otururdu da, yanına erkek düşünce yayılıp oturacak, vites kolu kime nasıl saplanacak diye dert olurdu, değil mi?
:)
Ekmekçim sen çok yaşa e mi:))
YanıtlaSilHakkaten ya, ne gıcıktı, tam klastrofobiklere göre. iyi ki kalktı bu dolmuşlar. Benim aklımda en çok en arka sol oturak kalmış, işte orası tam türbüşonluktu, çık çıkabilirsen:)
Dayım oralarda da anneannemi üzüyorsa bak sen şu işe şimdi, üstelik annem de anneannemin koynunda, sızlanmaları da o dinliyordur:))
Ebrucum,
YanıtlaSilAnneannem bu dünyaya gelmiş en ilginç insanlardan biriydi, tıpkı dayım gibi:)) İnsanlara yaptıramayacağı şey yoktu, genç yaşta dul kalmasının etkisi de olabilir diyecem ama sanırım aslında yaradılış.
Benim eşimin de kısa bir dönem EGO macerası vardır öğrenciliğinde...
Mavi Baloncum,
YanıtlaSilSağol canım beni heveslendiriyorsun:) Lakin bu saatten sonra ancak zevk için yazılır boşver yarışmayı falan. Ben yazayım siz okuyun, hazır okuyanları bulmuşum başka kanala gerek yok:))
ahh ne güzel bir anı okurken çok güldüm:) özellikle anneanne süper bu eski hatunlar hep böyle demekki benimkine çok benziyor;)
YanıtlaSilnur içinde beraberce yatsınlar..
Çok ama çok keyifle okudum.Gerçekten de unutulmayacak bir anı...Mekanları cennet olsun ...
YanıtlaSilHa ha haaa cok ama cok iii yaaa
YanıtlaSil;-)))
Ağzını öpeyim Leylak'cığım, sağolasın. Madem elişlerimi azalttım dur bir dolmuş hikayesi de ben attırayım bloguma. Deşe deşe beni de yazar yapacaksın sonunda:))
YanıtlaSilHepsine Allah rahmet etsin. Renkli insanlarmış. Anılacakları varmış bugün, andık.
YanıtlaSilÖylesine güzel anlatıyorsunuz ki,yazılarınızı okumamak mümkün değil.Rahmetli anneanneniz tıpkı anneannem gibi.Eski kadınlar bir başkaydılar.Dayınızda anneannenizde nur içinde yatsınlar.Sevgiler...
YanıtlaSilÇok güzel bir anı, gülerek okudum. Allah hepsine rahmet eylesin.
YanıtlaSilHaftasonuna güzel başlattın beni örtmenim:))Bayılıyorum anneannenin maceralarına..Bence bir (anneannemden leylak kokuları) adında bir blog açmalısın:))) Mutlu haftasonlarıııııı....
YanıtlaSilYok, bloga yazmaktan vazgeçtim. Oraya yazdığım herşey Facebook'a çıkıyor. Sana sonra özel olarak anlatırım:))
YanıtlaSil