Bugün Ulusal Yarışma bölümünden 3 Türk filmine idi biletlerim. İlki yönetmenliğini Mehmet Can Mertoğlu'nun yaptığı, başlıca rollerini Şebnem Bozoklu ve Murat Kılıç'ın üstlendiği "Albüm" idi. Filmde tipik bir Türk ailesinin evlat edinme çabaları ironik bir dille anlatılmış.
Filmin bitiminde izleyenlerin çoğunun görüşü olumsuzdu ama ben filmin ironik dilini çok sevdim, ikiyüzlülüğe, bürokrasiye, adamsendeciliğe, cehalete şahane eleştirel yorumlar getirmişti. Bilhassa çocuk esirgeme kurumu müdürü rolünde Müfit Kayacan (o yöreyi bilen biri olarak söylüyorum) Oscarlık oyun çıkarmıştı.
İkinci film bu aralar çok konuşulan "Toz" idi, AKM salonunda oyun ekibi ve jüri ile birlikte izledik. "Toz" hem Ulusal, hem Uluslararası Yarışma bölümünde yarışıyor. Uluslararası jüride pek beğendiğim Andie Macdowell vardı, fotoğrafını çekemedim uzaktan, biraz yaşlanmış ama hala çok hoş ve zarif. Gönüllerimizin Keriman'ı Nursel Köse'yi ise pek uçuş uçuş yakaladım :)
Film gösteriminden önce 16 dakikalık bir kısa film izledik: "7 Santimetre". Gerçi ben daha önce ATSO'nun katkısıyla yapılan Kısa Fim Festivali'nde izlemiştim, hoş bir gösterimdi. Film bu nedenle biraz geç başladı.
"Toz" merak ettiğim bir filmdi, hayal kırıklığına uğratmadı. Afgan asıllı üç kardeşin aile öyküsünden yola çıkarak savaşın acılarını konu almış. Senaryo ve yönetimde kadın parmağı vardı, Gözde Kural iyi bir film, Öykü Karayel de iyi bir oyunculuk çıkarmıştı. Diğer oyuncuların da hakkını yemeyeyim, filmi de tavsiye edeyim. Gösterim sonrası ekiple bir söyleşi gerçekleştirildi. Öykü Karayel'in üflesen uçacak zayıflığına bakakaldım.
Başa eklenen kısa film ve söyleşinin uzaması nedeniyle aynı salondaki üçüncü filmin başlama saati biraz sarktı. Bu film de son zamanlarda adı çok duyulan ve Adana Altın Koza'da pekçok ödül toplayan "Babamın Kanatları" idi. Yine ekiple ve jüriyle birlikte izledik. Hemen arkamda oturan Deniz Gökçer'in ilerleyen yaşına rağmen koruduğu duru güzelliğine ve zerafetine de bayıldım.
YönetmenliğiniKıvanç Sezer'in yaptığı başrolünde Menderes Samancılar'ın oynadığı film inşaat sektörünü ve iş kazalarını konu almıştı. Film bittiğinde kalbime saplanan bıçakla salondan ayrıldım. Bilindik şeyleri bir de perdede görmek daha çok yaralıyor insanı. Menderes Samancılar'ın oyunu her zamanki gibi çok inandırıcıydı, yiğeni Yusuf'u canlandıran Musab Ekici'nin de hakkını yememek lazım. Film sonrası yine söyleşi vardı:
Bugünlük bu kadar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder