Antalya'da rahatsız etmeyen bir yaz hala devam etmekte. Deli sıcaklar, yapış yapış nemler bitti, gündüz ısıtan, gece hafiften ürperten bir hava başladı. Sıcağın adı pastırma mı, sucuk mu bilemeyeceğim ama denize bile giriliyor. Keşke yaz boyu hep böyle olsa.
Dün bu güzel havadan istifade arkadaşlarla buluşmak üzere yola düştüm. Yürüyüp dizimi yormamak adına gideceğim yere doğrudan ulaştıracak biraz uzaktaki durak yerine evin dibindeki aktarmalı durağı tercih ettim, etmez olaydım. Normalde 10 dakikada bir gelen otobüsü 25 dakika bekledim. Buluşma saatine geç kalacağımı anladığım için de aktarma durağında ilk gelen otobüse atladım. Ve fekat kendisi hayli dolaşarak giden bir arkadaş imiş. Kafam karıştı alışkın olmadığım bir güzergah olduğu için, geldiğimi sanarak iki durak önce inmişim. Ne o, güya dizim ağrımasın diye 200 metre yürümemiştim, adama bir kilometreyi böyle yürütürler, oh olsun bana. En kısa yol bildiğin yoldur. Tabii ki geç kaldım, neyse ki yolda arayıp gecikeceğimi bildirdiğim arkadaş dışında diğerleri henüz gelmemişti. Güneş o kadar yakıcıydı ki kaçıp içeriye, gölge bir masaya geçtik. Bu mekana ilk kez geliyordum, keyifli bir yermiş. Tam ortasında iri bir saksıya dikilmiş hayli sağlıklı, gelişmiş bir zeytin ağacı vardı, pek sevdim. İncirli muhallebi yedik haliyle, zira hem gittiğimiz yer muhallebici idi, hem de methini duymuştuk. Güzeldi ama şekeri biraz az olsa daha güzel olurdu. Sonuçta muhallebi yemek şart değil, çay-kahve de içilebilir ve önümüz kış salep pek şükela olur. "Yine gelecek biz" diyerek ayrıldık.
Sonunda Meryl Streep "Kramer Kramer'e Karşı"yı çevirdi, "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı"nı da aldı ve kitap bitti, Allaha şükür. Kitap bitti ama ben de bittim, elimde böyle sürünen, böyle sıkıcı yazılmış bir biyografi okumamıştım bunca zamandır. Meryl'den soğuyacaktım neredeyse kadının günahı yokken.
Zeytin faaliyeti sona erdi, şu an evde süzülüp tatlandırılmayı bekleyen üçer litrelik 14 adet bidon var. Allahtan o işleri "ben bilmem, beyim bilir". Kendime iki bidon zeytin kırdım ve çalışma hayatından çekildim, gerisi ona emanet. Kendim hakkında bilgi: Zeytinin kırmasını, peynirin beyazını severim. Şarküteri dükkanı mı açacaksınız dediğinizi duyar gibi oluyorum ama bakmayın siz, bizim çocuklar zeytin canavarı, hep bir olur yeni ürün toplayana kadar hakkından geliriz onların :)
Şimdi izninizle ütü yapmam ve patlıcan yemeği pişirmem lazım. Yarına kadar Charlie ve kendisine yüz vermeyen aşkı Mualla size eşlik etsin:
Eksik günleri not alıyorum :D
YanıtlaSilHemen gördün di mi? Senin yazı nerede, çabuk gün bitiyor :)))
SilAhhahhah ay sen yayınladıktan tam olarak 5 dakika sonra bitmişim burada :D
SilSarıkafa çay içmeye geldi, anca yetiştim :)
ahahha kaçırmamış :)
Silincirli muhallebi iyiymiş. nedense bu akşam sütlaç, muhallebi tarzı bir şey çekiyor canım. o zaman gidip mısır patlatayım... :))
Kırma zeytini de, sele seytinini de çok severim. Hele insanın kendi ürününü tüketmesi çok daha
YanıtlaSilbaşka bir keyif. Afiyetle tüketin. Bu arada Charlie ve kendisine yüz vermeyen aşkı Mualla ne sevimlilermiş öyle. Esenlikle...