Uyarı: Söylemedi demeyin, kendisi çok fotoğraflı bir post olacaktır, tıklayın ki büyüsünler:)
Sabah erkenden çıktık yola ve ilk olarak Kadıköy'de gülen yüzü, bayıldığım ışıltılı gözleri ile hayalimdekinin tıpkısı olan Zerocum'la buluştuk. Bindik ne yazık ki yandan çarklı olmayan ada vapuruna ve martılar eşliğinde geride bıraktık İstanbul kıyılarını. Vapur koğuş gibiydi; yan gelip yatanlar, gürültüye rağmen derin derin uyuyanlar, çantalarını, paketlerini yere değil oturma bölümlerine itinayla yerleştirip başka insanların sıkış-tepiş oturmasına neden olan egosu şişkin, aldırmasız insanlar, öpüşenler, cilveleşenler, sohbet için ortam arayanlar, garip şeyler pazarlamaya çalışan çoğu Arap kökenli kadınlar, adamlar. Kısacası tam bana göre, her birinden bir öykü çıkar az sıksan ama yanımda Lale ve Zero varken başka öykü aramaya ne hacet, muhabbeti koyultmuşuz ki değme keyfimize. Kınalıada'ya nasıl geldik anlamadık.
Vapur Kınalı yolcularını indirirken ben fotoğraf çekme eylemimi tamamlayıp martılarla cilveleştim sonra da ver elini Burgazada.
İskelede bizi Makbulemin terzisi, çok tatlı bir kadın bekliyordu, biz de Makbule ile birlikte sarıldık zaten ona. Kim demiş ilk kez görüşüyoruz diye, önceki yaşamlarda biryerlerde zaten dostmuşuz belli ki. Sonra bir yorgunluk kahvesi için oturduk kıyıdaki cafelerden birine yukarıdaki manzaraya karşı. Fazla laubali genç garson bile kaçıramadı tadımızı, "annemin tatlısı" diye önümüze koyduğu eklerleri ev yapımı niyetine yiyip çektiği fotoğrafın yamuk çıkmasına bile aldırmadık.
Sahilde kısa bir turun ardından Lale'nin öksürüğünü takip ederek faytonların yerini bulduk, at ifrazatı arkadaşa alerji yaptığı için onu yön tayininde kullanmamız uygundu doğal olarak:)) Sonra da çıkıdık çukuduk ver elini Kalpazankaya. Dantel gibi köşkleri, yemyeşil bahçeleri, ağaçların arasından görünüp kaybolan denizi gezimize fon yaparak ulaştık çamların gölgelediği Kalpazankaya'ya. "Adanın yeşil çamları aşkımıza yer olsun/Ne çare ayırdı felek kalplerimiz bir olsun" şarkısı dilimde, Sait Faik'in anısı gönlümde aşağıdaki masalardan birine yerleştik.
Biz tabaktakileri birtakım sıvılar ve maviyle yeşilin birbirine karıştığı manzara eşliğinde bünyeye dahil ederken aşağıdaki şirinler de ekmek kırıntılarımıza ortak olmak için diziliverdiler parmaklığın üstüne.
Hava güzel, deniz güzel, güneş güzel, ada güzel, ortam güzel, sohbet güzel, dostluk güzel; bir insan evladı daha ne ister ki yaradandan sağlığı da yerindeyse. Saatler su gibi aktı, bolca güldük, bazen hüzünlendik, o sofrada olanları artık hiç yiyip içemeyecek sevdiklerimizi andık, kısacası zaman nasıl geçti bilemedik.
Kalpazankaya'yı sol yanımıza bu manzarayı alarak geride bıraktık, Lale ilk hırka unutma eylemini gerçekleştirip geri dönerken biz tıkır mıkır inmeye başlamıştık bile yokuş aşağı.
İlk molayı Burgazada Öğretmenevi'nde verdik bir çay içimi süresince. Bina güzel, manzara güzel, sohbet güzel, çay kötüydü. Olsun, önemsemedik, dinlenince yola devam ettik.
Lale öksürmeye başladıktan kısa bir süre sonra ilkin nal tıkırtısı duyuluyor sonra da fayton görünüyordu. Şaşmaz bir pusula yani:)
Hangi eve bakıp hangi detayı fotoğraflayacağımızı şaşırdık. Sait Faik'in evinin izini sürüp bulduk o bir zamanlar kremalı pastaya benzeyen bembeyaz evi ama ne yazık ki çok bakımsızdı ve kapalıydı. Yakın bir zamanda açılmayacağı da kesin, sahilde bir adalıdan öğrendiğimize göre ihtilaflı bir durum varmış, o nedenle restorasyon bitirilip açılamıyormuş. Kapısının önünden bir selam çakıp devam ettik yolumuza.
Başka güzel evler, başka doyumsuz manzaralar geçtik. Herbirine ayrı ayrı bakıp fotoğraf çekerken de vapuru kaçırdık. Çaresiz epeyce geç bir saattekini beklemek zorunda kaldık ama iyi de oldu.
Güneş batarken yerleştiğimiz küçük çay bahçesinde mehtabı da seyrediverdik böylece. Bu seferki garsonumuz şirin ama beceriksiz çıktı. Karmakarışık, karışık ve kar olarak nitelediğimiz tostlarımızı yanlış taksim ederek karmakarışığın da ötesine geçti ama üşüdüğümüzde getirdiği pembe şallarla kendini affettirdi. Ayın ışığı sulara düşerken terkettik Burgazada'yı.
Bitmedi...
öhöö öhööö at geliyooo... Valla hiç şaşmaz...
YanıtlaSilSenin anlatımınla başka bi güzel olmuş... Ama kardeşim böyle mi hafıza olur... Yanımda olmasan not tuttun sanırdım.
Anlat Leylak Dalı ... biraz sen anlat biraz İstanbul
Biter mi bitmez ki, bitmesin de,çok güzel :)
YanıtlaSilne kadar güzel fotoğraflar anılar bunlar bayıldım gerçekten de
YanıtlaSilharikasın
Harikaaa bayıldım fotoğraflara..
YanıtlaSilHAHAHAHAHAAAA!!!
YanıtlaSil"Lale öksürmeye başladıktan kısa bir süre sonra ilkin nal tıkırtısı duyuluyor sonra da fayton görünüyordu. Şaşmaz bir pusula yani:)"
Harikaydı. Devamını bekliyoss
Ece
Burgazada da hep benim de çektiğim detayları siz de görüp fotolamışsınız,gören gözler neler görür,değil mi:)))
YanıtlaSilÇok eğlenceli zamanlar geçirmişsiniz,ne güzel hatıralar kalmış...
Devamını bekliyoruz...
Bu arada ilk fotoyu ve serçeleri çok beğendim:)
Yani yaşaması kadar keyifliydi okuması da:) Nasıl güldüm Lale Abla'nın öksürük-at nalı ilişkisi üzerine cümlelerine. Güldüm, hala gülüyorum:))) Çook güzel bir gündü. Ben o günün gecesinde günlüğüme her bir ânını teker teker not düştüm. Devamını, ertesi günü, ama en çok da katılamadığım Haliç gezisini merakla bekliyorum;)
YanıtlaSilşu hani denizin üzerinde güneş parlarken ucundan bot geçen fotoğraf, işte benim bu şehri canımla kanımla sevmemin nedeni o manzara sanırsam:)
YanıtlaSilfotoğraflar çok güzel canım ellerine sağlık, en güzel detayları yakalamışsınız.
Çok güzel resimler bunlar,İstanbul'da turist olmak ne güzel.
YanıtlaSilİstanbul'un sizin gözünüzden ve objektifinizden çok daha güzel olacağını tahmin etmiştim zaten geleceğinizi öğrenince..Baksanıza martılar bile size özel poz vermişler.Vapurdan martıları çekmek,onların hızına yetişmek zor aslında..Yol arkadaşlarınızın da değerli katkısı ile keyifli bir gezi olmuş.Bakalım İstanbul'da sizin güzel gören gözlerinizle başka nerelerde neler var??Bekliyoruz devamını.Sevgiler.
YanıtlaSilleylakcığım, sen buralara geldiğinde ben bloguma yeni dönmüştüm ve istanbuldan döndüğünü şimdi gördüm. hem de çok yakınıma gelmişsin.
YanıtlaSilüstelik ben de izindeyim. alır foto makinemi size eşlik ederdim :)
kendini zorla davet de böyle bir şey olsa gerek :)
fotolar nefisss :)
sevgiler...
ne güzel kareler bunlar..nefis fotoğraflar emeğinize sağlık..
YanıtlaSilŞirin,
YanıtlaSilHoşgeldiniz. Çok teşekkür ediyor, sevgiler yolluyorum...
Nanem Şekerim,
YanıtlaSilBak şimdi çok üzüldüm keşke katılsaydın bize. Benimle görüşmek isteyen arkadaşlar oldu, sayı fazla olunca toplanmak akıllıca geldi, iyi de ettik, çok keyifli bir toplantı oldu, keşke sen de olabilseydin, inşallah bir dahaki sefere.
Sevgiler yolluyorum...
Sevgili Selma,
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum güzel sözlerinize. Sizlerle görüşmek benim için unutulmaz bir anı oldu, ne iyi ettiniz de siz de katıldınız, çok sevindim tanıdığıma. Yeniden buluşabilmek dileğiyle sevgiler yolluyorum...
Mehtap,
YanıtlaSilTeşekkürler, evet haklısınız bir şehirde yaşamakla oraya tatile gitmek çok farklı ama herşeye rağmen İstanbul çok güzel...
Judy,
YanıtlaSilSağol canım, yazdıklarına aynen katılıyorum. İstanbul sonsuza dek varolsun...
Zero,
YanıtlaSilİstanbul günlerini güzelleştiren baş etmenlerden biri de sendin canım, iyi ki vardın, iyi ki varsın. Katılmadığın günler sırada, yakında okursun. Kocaman öptüm seni:)
Sevgili Natali,
YanıtlaSilSeninle ortak noktalarda buluşmamıza hiç şaşmıyorum, zevkler çok benzeşiyor zira. Güzel hatıralarımızın çoğalması dileğiyle sevgiler yolluyorum..
Adsız Ecem,
YanıtlaSilSeviyom seni:))
Mavi Balon,
YanıtlaSilSağol canım ciğerim:))
Maviannem,
YanıtlaSilSağol canım benim, keşke sen de olabilseydin. Öptüm çok...
Buğdaycım,
YanıtlaSilGelecek gelecek, devamı gelecek, bekle:))
Öskürüklü Lalem,
YanıtlaSilYazarım yazarım daha neler yazarım:))
Bu nasıl güzel bir gezi, nasıl güzel fotoğraflar ve nasıl güzel bir anlatımdır! Elinize ayağınıza sağlık. Özendirip heveslendirdiniz beni.
YanıtlaSilŞimdi kalkıp doğru Burgaz Ada'ya gidesim geldi...
YanıtlaSilÇenebaz,
YanıtlaSilBeni de alsana yanına:))
Sen nerelerdesin bu arada, sesin soluğun çıkmaz oldu?
Kirazzade,
YanıtlaSilÇok teşekkürler.
Şehir güzel, ortam güzel, arkadaşlar güzel olunca sonuç da böyle güzel oluyor işte.
Sevgiyle...
serçeler süper, nasıl güzel yakalamışsın çok beğendim:)
YanıtlaSilFotograflar, mekanlar hersey muhtesem gorunuyor. sefaniz olsun ne guzel gezmissiniz :)
YanıtlaSil