.

.
.

7 Nisan 2020 Salı

7 NİSAN (C/16-17 CENUP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK)

Dünkü günü atladım, kusura bakmayın. Belki de farkında bile değilsiniz ama ben kibar bir insanım, özürümü dileyeyim de ne olur ne olmaz. Önemli bişi de yoktu zaten (ne olacakdıysa). Bu sabah içimde bir sıkıntıyla uyandım, zira markete gitme zamanım gelmiş idi, en kısır mevsimde zepze ve meyve almam gerekiyordu. Normal zamanlarda bile Antalya'nın güzelim pazarlarında sebze bulamam bu geçiş döneminde, şimdi gariban market manavında ne bulacağım ki. Neyse zırhlandım, rengi atmış eşofman pantülü, bilekleri tirfillenmiş eşofman ceketi, balkonda bekleyen market ayakkabısı ile kuşandım ve bu defa tülbent yerine maske taktım(maske iğrenç bir şey, kesin bilgi), kapüşonu kafaya geçirdim. Poşetleri ilk etapta bırakmak için yere gazete serdim, çamaşır sulu su hazırladım, cebime kartımı, fısfıslı kolonyamı, kağıt mendilimi ve 5 adet ev poşetini koyup eldivenlerimi giydim, balkonda birikmiş çöpleri yüklendim ve yola düştüm. Market kapısına kadar "o eski hislerim birden coştu/fakat ne yazık ki sokak boştu" diyerek Acdaa Pekkan'ı andım. Market kapısında ağzında maskesi ile market sahibi, manav reyonunda ise ağzı maskesiz manav çalışanı vardı. Maskesiz olmasını affettim, zira elindeki kolonya ile tartıyı, tartının durduğu dolabı ve civardaki tüm yüzeyleri siliyordu, ayrıca benim maskem vardı, yanına da yanaşmadım. Bir market arabası kaptım, sapına kolonya fısfısladım, bir fısfıs da eldivenlerime yapıp birkaç sebze, biraz meyve aldım. Sonra içeri girdim, herzamanki gibi gayet sakindi, alacaklarımı aldım, market içindeki 4-5 maskeli kişiye mesafemi korudum, kasaya yanaştım. Kasa görevlisi kolonya ile tezgahı siliyordu, takdir ettim. Aldıklarımı kendi poşetlerime yerleştirdim, kartı okuttum ve çıktım. İşte asıl mesele burada başladı, zira poşetler çok ağırdı. "Çekemedim akça kızın göçünü" diye söylenerek eve geldim. Poşetleri fırlattım gazetenin üstüne, ayakkabıları önce kapıya, sonra balkona bıraktım. Poşetleri diğer balkona götürdüm. Sonra da giysileri çamaşır makinesine, kendimi duşa attım. Arkadaş bu ne eziyettir yahu, bununla bitse, daha yıkanıp paklanacaklar var. Meğer marketten al, dolaba koy yaparken ne mutluymuşuz biz. 


Bu aralar en çok gördüğüm manzara bu, mutfak balkonumuzun leb-i derya, panoramik görüntüsü 😃. Bizim apartmanın çamı, Almanyalı'nın zeytinleri, zemin kattaki tabelacının kamyoneti ve asfalt yol. Araçları tekne, asfaltı da ırmak olarak hayal ederseniz hiç fena değil, iki zeytin arasına bir de salıncak, gel keyfim gel. Oof of, evde biraz daha kalırsak hayal gücümüz boyut değiştirecek bu gidişle. 

Neyse, yeni bir kitaba başladım, "Hayvan Müzesi". Yine tuğla boyutunda, sıkı bir kitap. Üçte birini okudum ama okuduklarımdan gayet memnunum, Google eşliğinde okuyorum, ufkumu açıyor. Onun dışında başlıkta da yazdığım gibi "Cenup cephesinde yeni bir şey yok". Şimdi ben kitabıma döneyim izninizle. Başka çareniz olmadığına göre "Evde kalın"...

8 yorum:

  1. O zaman bu manzaraya gidecek şarkı da: Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aheste çekmekten başka şansımız yok zaten, manzara da manzara olsa :( Hayal işte...

      Sil
  2. Ajda hanımın boş sokaklarını ben de çok anıyorum bu ara. Bir de yeni bir gün doğdu bize var. Yenisi doğdu doğmasına da..
    Manzara güzelmiş ama. Ağaç varsa manzara. Üstüne de hayalimizden ekleriz biraz ne olacak? Hayallerle gerçekler arası gidip geldiğimiz şu dünyada..
    Sevgiler kuzeybatı cephesinden..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ağaç kurtarıyor bir yerde, aslında öbür balkon iyi bizim, tam apartmanın dibinde bir çınar var, bina bittiğinde dikmiştik, şimdi en üst kata uzanan geniş ve uzun bir ağaç oldu. Balkonu güzelleştiriyor. Bu süreçti bizi avutan şey olacak sanarım.
      Benden de çok sevgiler...

      Sil
  3. Görüş alanlarımızda yeşil var ya biraz olsun çok şükrediyorum. Şehrin
    içinde oturup büyük apartmanların içinde duvar görmek ne kötü bir şey.
    ben de çektim oturduğum yerden gördüğüm kesiti. bu cuma yazıma
    koymaya niyetliyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet, ben de diğer balkondaki çınara çok şükrediyorum, yazın bizi hem komşu evlerden, hem güneşten koruyor, insanın içini açıyor.
      Bekliyorum yazınızı, sevgiler...

      Sil
  4. Markete gitmem lazım benim de ama gözümde büyüyor :| Bir ara gideceğim artık, çaresi yok...

    Sizin manzaranızda yeşillik varmış az da olsa ne güzel ♥ Bu kadarına bile şükredebilirim şu psikolojik halimle :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off market işleri çok fena ama mecburiyet, gitmesen olmuyor, hele sizde bir de ergen var (kardeşimden biliyorum, yiğenim de lise birde, eve giren aynı gün bitiyor diyor :)
      Diğer balkondaki yeşillik çok daha iyi, kocaman bir çınar gölgeliyor balkonu, bu dönem için büyük şans.
      Çok sevgiler...

      Sil