.

.
.

9 Şubat 2019 Cumartesi

9 ŞUBAT (ARIZALI YAZI)

Dokuz, Allah'a şükür tokuz 😃 Yani demek istiyorum ki meydan okumada dokuzu bulduk:

9. Gün- Hakkında 5 garip şeyi söyle de bilelim, ne kadar arızasın?

Abartılı boyutlarda bir arızam yok, ufak-tefek takıntılar, şöyle bir düşünecek olursak:


- Her türlü yeknesak ses ve harekete tahammülsüzüm. Yemek yerken ağzını şapırdatana, bir şey içerken höpürdetene, dişlerini cık cık temizleyene, şık şık tesbih çekene, anahtar şıkırdatana, ayağını sürekli sallayana dayanamıyorum, Allah yarattı demeyip yumruğu indiresim geliyor ama nerdee! Bu tarz kişilerin bulunduğu yerden kaçmakla yetiniyorum, yok kaçamıyorsam çıldırma aşamalarına geliyorum, başıma ağrılar çıkıyor. Eşeğin sevmediği ot burnunun dibinde biter derler ya, sinemada, tiyatroda, restoranda, yolculukta hep böyle kişilere denk gelirim, ya da algıda seçicilik, mutlaka farkederim ve ortam bana zehir olur. 

-Küpe takmadan sokağa çıkmam. Unutup çıktıysam ve eve yakınsam geri dönüp takarım, uzaksam en yakın bujiteriye girip küpe alırım. Yine çantamda mutlaka fotoğraf makinesi bulunsun isterim, neyse ki artık telefonlar fotoğraf çekiyor da unuttuysam geri dönme gereği duymuyorum. 

-Bulaşık makinesi yerleştirme takıntım vardır. Aynı cins tabaklar aynı yere, aynı cins fincanlar aynı yere konmalıdır. Çatal-kaşık sepetinde çatalların, kaşıkların, bıçakların, çay ve tatlı kaşıklarının yeri sabittir, asla değiştirmem. Eğer bulaşık makinemi başka biri yerleştirmişse o farketmeden boşaltır ve yeniden kendi düzenime göre yerleştiririm. 

-Adımın "Gülşen" olarak söylenmesine tahammül edemem. Çok yeni tanıştığım biriyse anlamadı diye düşünerek affederim ama bir süredir ahbaplığımın olduğu biri "Gülşen" derse tepe tüylerim ayağa kalkar (bu laf annemden miras). Kesinlikle o kişinin samimiyetinden şüpheye düşerim. 

-Kendimden bıkacak kadar biriktiriciyim. Etkinlik biletlerini, tiyatro-opera-bale gösteri dergilerini, program broşürlerini, sergi ve müze kataloglarını saklarım. Davetiyeleri atamam, aldığım mektup ve kartları kutularda biriktiririm. Günün birinde çöp ev olarak belediyeye şikayet edileceğimden korkuyorum. Ve ilaveten ajandasız yapamayan bir insan evladıyım...

Bu kadarı yetmiştir umarım, o zaman haydi buyrun, bir çay için ama höpürdetmeyin 😃







9 yorum:

  1. Küpe ilginçmiş ama ne güzel sürekli yeni küpelerin de oluyordur :).

    Ajanda da güzel bir huy bence, derli toplu olmak için ideal :).

    YanıtlaSil
  2. (Bu bir yorum değildir)
    Merhaba,

    Blog yazanlar telaş içinde sanki; Google’da bir değişiklikler oluyor da… Okuyucular azalacak gibi.
    Ben, epey zamandır blog yazıyorum; ama, yaşlılığımdan mı nedir teknikleri bilmiyorum. Okuyucu sayısının nasıl artırılacağı, blogun nasıl daha alımlı hale getirileceği vb. konularda bilgim yok. Keşke olsaydı da, böyle tatlı telâş içinde olanlarla paylaşabilseydim. Yaygın bir sözdür:
    “Kendisi muhtâc-ı himmet bir dede!
    “Nerde kaldı gayrıya himmet ede?”
    Evet, ben de, ne yalan söyleyeyim okuyucu sayısının artmasını isteyenlerdenim. Oysa hele ilk başladığım sıralarda okuyucu tıklamalarına bakmazdım bile. “Bir kişi bile okusa yazacağım.” derdim. Ama anladım ki zannedildiği gibi değilmiş. İnsan tabiatı işte; okuyucunun artmasına memnun oluyor insan. Bunun da bir yolu olmalı tabii:
    - Oku benim yazımı, okuyayım yazını demek de şık kaçmıyor.
    - Teknikleri geliştirmek de herkesin harcı değil.
    - “Hiçbir şey yapmam. Benim yazımı nasılsa okurlar” demek de gerçekçi değil.
    - Gruplar kurmak bir organizasyon yeteneği isteyen bir iş…

    Yukarıda belirttiğim gibi yakın zamanlara kadar birçok blogum vardı. Tabii birçok da takip edenim. Sonra teknik yetersizlikten mi bilmem kapattım blogları. Yeni açtığım “OKU” adlı blogda da tam bir acemi oldum mu, oldum.
    Şimdi yaşlı ve az çok tecrübeli biri olarak değil, yeni başlayan bir acemi gibi soruyorum size: Ne yapacağız da takipçi sayısını, tıkçı sayısını, okuyucu sayısını artıracağız?
    Takip ettiğim blog yazarlarına da, gelen geçene de bu soruyu soracağım. Onun için bu yazıyı, her ne kadar yorum köşesinden atıyorsam da yorum kabul etmeyiniz.
    Hayırlı günler dileğiyle selâmlar…
    Sabahattin Gencal (Emekli Öğretmen)

    YanıtlaSil
  3. Küpe çok ilginç geldi;ancak ses olayı bende de var.Bugün sinemaya gittim ve herkes mısır yiyordu.Filme odaklanamadım, bir ara çıldıracak gibi oldum :)

    YanıtlaSil
  4. Bana bu soru çok zor geldi..Etabın en zor sorusu ...
    Ama harika cevap olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Küpe olayı gerçekten ilginçmiş.
    Çantada yedek küpe taşımak en güzeli 👍

    YanıtlaSil
  6. Biriktirme ve veda edememe hali bende de mevcut. Özellikle biletleri saklamak hoş :)

    YanıtlaSil
  7. Küpe olayına çok güldüm ilk defa duyuyorum böyle bir şey :) ve çay höpürdetme, ağız şapırdatma konusunda o kadar haklısınız ki

    YanıtlaSil
  8. Yetti valla, epey varmış :))))

    YanıtlaSil
  9. Höpürdetmeden içiyorum vallahi :)))

    Küpe olayına hakikaten şaşırdım ve gülümsedim okurken :)

    YanıtlaSil