.

.
.

10 Aralık 2017 Pazar

HAFTA SONU

Sevimsiz bir hava var dışarda, puslu, ıslak ve her an yağacakmış gibi, en sevmediğimden. Evin içine güneş girmedi mi ısınamıyorum ve ışıyamıyorum. Küstümçiçeği gibi büzülüp oturuyorum. Elimi ve gözümü oyalayacak birtakım faaliyetler var neyse ki. Cuma günü oturup kargonun getirdiği yeni yıl kartlarının bir kısmını yazdım ve postaladım, umarım sorunsuz ulaşır yerlerine. Bana geleceklerdense şüpheliyim, dumanlı postacı ya kaybedecek, ya da biriktirip getirecek ve benim Ankara'da olduğum zamana denk getirerek yine kaybedecek. Hayırlısı artık. Geriye kalanları da dün yazıp bitirdim, yarın da postaya vereceğim, sen sağ, ben selamet. Kısa süreli bir Ankara yolculuğum olacağı için bazı işleri bir an önce halletmem gerekiyor, o nedenle boş kalmıyorum, hatta kitap okuyacak vakit bulamıyorum. Yatmadan önce birkaç sayfa, o da alerji ilacının verdiği uykuya yenik düşüyor. Sanırım Goodreads'a verdiğim sözü tutamayacağım kusura bakmasın, 130'u bulamasam da 120 üstü fena rakam değil. 

İki yıl önce birkaç diziye takılmıştım TV'de. Televizyon seyrederken asla boş duramam, hiçbir şey yapmadan ekrana bakmak benim işim değil (Bu da benimle ilgili bilgi olsun diyeceğim ama sanırım o çelıncı bitirdik artık). Bu yüzden o ara herkesin salgın gibi örüp durduğu granny square motiflerine başlamıştım. Dizi boyunca 2-3 tane örüp bırakıyordum. Niyetim kanepe ya da koltuk örtüsü yapmaktı. Kış sezonu boyunca devam etti, 100'ü geçik motif ördüm ama bilek hareketlerim artınca sinsi sinsi bekleyen Carpal Tunnel Sendrom'um da sahneye çıkıverdi. "Sen ha" dedi, "beni yok sayıp ellerini yorarsın ha" dedi, "ben sana sormaz mıyım?" dedi ve sordu valla. Ellerim uyuşmaya ve ağrımaya başlayınca pes ettim ve motifleri 2 yıllık uzun bir uykuya yatırdım, hatta varlıklarını unuttum. Ta ki instagramda, pinterestte motifler tekrar çeşitli şekillerde karşıma çıkana kadar. Sessiz sessiz, parmaklarımın ucuna basa basa ilerledim, derdim carpal tunnel sendroma çaktırmamak niyetimi, motifleri koyduğum yeri buldum. "Hey" dedim, "uyanın bakalım, ayı mısınız siz, bu kadar uzun uyku olur mu?". Gözlerini oğuşturarak doğruldu bir kısmı yerinden, "sen sebepsin" dediler, "attın bizi buralara, ne haldeyiz gördüğün yok, biz de uyumaya devam ediyoruz işte". "Haydi" dedim, "size görev yazdım, bir kısmınız çanta olacaksınız". İlk önce parmak kaldıranları seçtim ve aldım tığı elime. Dedim ya boş boş bakarak TV izleyemem, aynı şekilde boş boş bakarak örgü de öremem. Eh bana dizi mi yok, "İstanbullu Gelin" mi dersin, Netflix'de izlediğim "Hanedan", "Dark" ve yeni bölümleri fırından taze taze çıkmış "The Crown" mu dersin, seyret seyret tığla, tığla tığla seyret. Çanta bitti dün akşam, püsküllerini eşimin seyrettiği "Kalbimdeki Deniz"e eşlik ederek taktım. Şimdi kaldı astarı, evdeki dikiş makinemi elden çıkardığım için yarın terzi yardımıyla onu da halledeceğim, sonrasında kızkardeşin omzuna takılacak inşallah 😀

Geçen hafta "Aile Arasında" filmini izleyip biraz gülünce umutlanmıştım, haydi dedim "Maide'nin Altın Günü"ne de gidelim. Hem pasta-börek yer, hem de güler eğleniriz, Ezgi Mola'ya bayılırım ayrıca. Gittik.


Gitmesek iyiymiş. Komedi dozunu arttırmak için abartılmış sahneler, herbiri birbirinden sevimsiz tiplemeler, bir oturmamışlık hali, inandırıcı olmayan oyunculuklarla içim şişti. Sanırım salonun çoğunluğu da benimle aynı fikirdeydi ki tek kahkaha sesi duymadım, hatta yarıda çıkıp gidenler oldu. Aralara serpiştirilmiş "Yeni Gelin Tutuşu" ismi verilmiş garabet TV sahneleri sanırım Ezgi Mola'nın gerçek halini unutmayalım diye düşünülmüş, keşke düşünülmeseydi. Neyse yine de verilmiş emektir, yolu açık, seveni bol olsun diyelim. Sonuçta Ezgi Mola'nın hatırı var üstümüzde 😀

En iyisi ben gideyim "The Crown"un kalan bölümlerini izleyeyim, üzerimdeki altın günü baskısı kalksın. Pazarınız güzel geçsin...

7 yorum:

  1. çantayı instagramda görüp "onun arasından kalem malem düşmez mi yea" diye düşünmüştüm. ahhahha :)) cahillik zor, cahillik ızdıraplı... :P

    YanıtlaSil
  2. İnstagramda gördüm çanta çok güzel olmuş, ellerine sağlık. Kesinlikle ben de boş duramıyorum sadece altyazılı ise o zaman ekrana bakmak zorunda kalıyorum.
    bu tür filmleri çok basit yapar oldular artık.
    Hava sabahtan iyiydi a ne kadar güzel güneşli dedim bir saat sonra karardı.. Yağsa ne güzel olacak, yağmıyor da ..
    Sevgiler
    Mutlu pazarlar

    YanıtlaSil
  3. Bu hafta gitmeyi düşünüyordum. Şimdi vazgeçtim sanırım :(

    YanıtlaSil
  4. Film dizi izlerken örgü de güzel oluyor.Kasım ayında dört atkı bere takımı ördüm ,hem de onlarca eski sanat filmi izledim.Hatta e-kitap bile okunuyor örgü örerken. Ben de tek bir iş yapmaktan sıkılıyorum.İyi oluyor böyle :))

    YanıtlaSil
  5. Şu alerji ilacı bir bana uyku yapmıyor yahu... Uyuyamıyorum, doktor uyku yapar bu ilaç akşamları iç deyince oh güzel rahat rahat uykuya dalarım demiştim ama yok Allah yok.. Üzgünüm...

    YanıtlaSil
  6. ben de çok iyi olacağını düşünmemiştim bu filmin

    YanıtlaSil
  7. Aaa bu filmi merak ediyordum demek kötü :( O zaman dvd den seyrederim, sinemaya gitmeye gerek yok.

    YanıtlaSil