Günboyu süren, yorgunluktan, açlıktan dilimizin bir karış dışarı çıkmasına sebep olan ve ne yazık ki hüsranla sonuçlanan ev arama çabalarından sonra kendimizi cehennemin dibindeki Ikea'ya atmak hangi akla hizmet etmekti bilmiyorum ama Ankaralılar olarak meğer bizim hayatımızda sarı-mavi bir markanın eksikliği ne kadar büyükmüş. Üstelik neredeyse aynı renkleri taşıyan bir de takımımız olmasına rağmen. Normal şartlarda inin cinin top oynadığı karayolu akın akın Ikea fethine çıkmış araçlar yüzünden mesai saatinde şehiriçi trafiği gibiydi neredeyse. Akşam yemeği saatinin sona ermesine yakın bir zamanda arabamızı otoparktaki yoğun taşıt popülasyonunun bir köşesine terkedip helecandan kalp seslerimizi kulaklarımızda duyumsayarak(!) kutsal hac mekanına ulaşırcasına çıktık yürüyen merdivenlerden. Gençler mobilyalarla muhabbet geliştirirken ben aynı ilgiyi etraftaki insan kalabalığına yönlendirmeyi tercih ettim, nasılsa yakın zamanda birkaç sefer daha düzenlemek zorundayız İkeyamıza. Şalvarlısından jeanlısına, şortlusundan çarşaflısına, ikoncanından pasaklısına her yaş, her cins ve her türden insan mevcuttu ortalıkta. Ana-babaları bir objeyi incelerken kaybolup ağlayan, ayağı kayıp yere düşen, onu bunu devirip üstünde tepinen, tozlu ayakkabılarıyla kanepelerin üstünde gezinen çocuk nüfusu da hatırı sayılır miktardaydı. Koca çocuk arabalarını örnek olarak düzenlenmiş 25 metrekarelik evlerin eşyalar arasındaki daracık alanlarına sığdırmaya çalışanlar mı istersiniz, içtiği kahvelerin kirli fincanlarını mutfak tezgahlarında sergilenen temizlerin arasına itinayla yerleştirenlerini mi? Hasılı kaotik bir ortamdı yeni açılan Ikea'nın ilk haftasonunda yaşadığım. Ne gördüğümü pek anlamadan hızla dolanıp artık zil değil kilise çanı modunda çalmaya başlayan karnımızı doyurmak için restoran kısmına geçtik. Ne yiyecektik; tabii ki yıllardır özlemini duyduğumuz, hasretle beklediğimiz, o olmadığı için başka birşeylere çatal uzatamayıp iğne ipliğe döndüğümüz, rüyalarımıza giren İsveç köftesi:) Upuzun bir S çizen kuyruğun sonuna yerleşip beklemeye başladık. 5-6 dakikalık bekleme süreci içerisinde kuyruğun başındaki karısına ulaşmaya çalışırken koca göbeğini bariyer demirlerine sıkıştırmaktan son arda kurtaran bir adamla cebelleştik, sırası gelen bir hatunun yemek seçme kararsızlığının geçmesine sabırla katlandık-ki sonunda görevli isyan etti-, yemek tezgahlarının önüne buruşturulup atılmış peçete miktarının çokluğuna ve neden oraya atıldığına akıl erdiremedik ve nihayet nevalemizi alıp kasaya ulaştık. Çocuklar farklı tercihler yaparken ben illa İsveç köftesi (aslında diyetime uygun olduğu için) seçtim ve sos döktürmedim. Dolayısıyla İsveç köftesi otomatikman anamın köftesine dönüştü, sossuz bi numarası yokmuş yani:) Eh karnımızı da doyurduk ya artık alt kata inebilirdik zaten kapanma zamanı da yaklaşmaktaydı. Orayı da alelusül dolaştıktan sonra yegane alışveriş tercihimizi zencefilli ve portakallı kurabiyelerden yana kullanıp çıkışa doğru yöneldik. Otoparka inerken burnumuzun direğini kıran ve neredeyse kusturacak denli kötü olan kokunun ne olduğunu önce anlayamadık, dayanamayıp görevliye sorduğumdaysa jeton kokulu bir sesle yerine oturdu: Mamak çöplüğü. Anneannemin bir lafı vardı biraz ayıp olacak ama yazmadan geçemeyeceğim: "Çöplükte yatar b.kumun kızı, çalımından geçilmez" derdi. Aklıma o geliverdi:))
Daha sakin bir günde, daha uzun bir sürede, bu sefer gerçekten alışveriş amacıyla buluşmak üzere İkeyaaa:)
Daha sakin bir günde, daha uzun bir sürede, bu sefer gerçekten alışveriş amacıyla buluşmak üzere İkeyaaa:)
Çok eğlendim okurken. Malum Ankara'lıların pek başka etkinliği yok, yeni bir alışveriş mekanı çok ilgi görür. Burada açılalı yıllar oldu ama yine de mümkünse sadece hafta içi gitmek lazım. Şimdi Ankaralıların hevesi geçene kadar bir kaç ay boşalmaz orası.
YanıtlaSilİsveç köftesini Osmanlı zamanında bizden öğrenip İsveç'e götürdüklerini okumuştum bir yerlerde. Mantıklı gelmişti.
Ben orada somonu daha çok seviyorum ama...
Geçmiş olsun Leylak' cım. AVM.lerin ahvali olduğu gibi gözümün önüne geldi. Koca başkent' e hiç yakışıyor mu. Benim İkea' dan sadece bir poşetliğim var. DElik deşik bir plastik. Poşetleri içine tıkıştırıyorsun. Alması kolay, görüntüsü şirin. Ben hiç gitmedim de çocuklardan biri getirdi. Neyse Önümüzdeki hafta herşey yolunda gider umarım.
YanıtlaSiliKEA diyince nedense aklıma Mobilyalar geliyor.Hemde ck pahalı ...Bir ara aldım katalogu inceledim fiyatları cok ucuk..işte boyle bi ikea vardı aklımda alakaya maydanoz mu oldu bilmiyorum ama anlatayım dedim.:=)
YanıtlaSil(Blogum: Sohbet24 >>> Sohbet )
Bu kadar mı güzel anlatılır...:))Sevgiyle...
YanıtlaSilUff! Geçmiş olsun Leylağım.
YanıtlaSilHaftasonu gidilecek yerler değil oralar, panayır yeri gibi oluyor. Gelecek defa, hafta içi sakin sakin yiyiniz köftenizi.
:))
Benim IKEA postuma bin basar detayda bir post olmuş öperim güzel yüzünüzden:))) hakikaten bir mozaikti etraf ilk gününde de...Neyse gitmesek de var artık, sizin işinize de yarar hem bu ara bayağı:))))çok sevgiler...Benim yazdığım kocalardan da vardı ama Leylak Hocam:))))
YanıtlaSilAy ay gözümde canlandı vallaha, hafta içi gidilecek yerlerden bence. Rahat rahat dolanıp, bir de gitmeden katalog incelenmeli alınabilecekler işaretlenmeli mümkünse. Yemekler harikadır her gittiğimde başka bi menüyü denerim ben. Bir de ikealarda içilen bir bardak içecekten sonrası bedava olurdu yani iç içebildiğin kadar daaa, şimdi onlarda akıllanmış bedava olayını kaldırıyorlarmış diye duydum..E sarı kızın yanında ya huyundan ya suyundan derdi bi arkadaşım :))
YanıtlaSilAnneannenin sözüne bittim :) Aynı davranışlar diğer şehirlerde de mevcut.
YanıtlaSilAsortiğim,
YanıtlaSilAnneannemde daha ne sözler vardı bir bilsen yakası açılmadık:))
Doğrudur dediğin, hele şimdi burda bunca bekleyişten sonra açılınca normaldir:))
Sevgiler...
Mavi Balon,
YanıtlaSilİçecek şimdilik sınırsız, sonra değişirse bilmem artık. Ya biz çok geç bir saatte ve bir yerde zorunlu olarak gittik. Aslında milletin hevesi geçene kadar beklemek lazım ama bizim malum iş, eşyalar ordan düşünülüyor, ön inceleme yaptık:))
Kadayıfcım,
YanıtlaSilYorum yazmasam da senin Ikea postuna bayıldım ben, çok iyi bir gözlemdi. Koca profili senin tarafından incelenince alanına el atmadım, ben genel durumu yazdım:))
Zaten söylediğin nedenle gittik bir ön kontrol babında, eşyaları oradan alacaklar ama ah önce bir ev bulabilsek. Öptüm seni...
Ekmekçim,
YanıtlaSilSağol ama zorunlu bir gidişti bizimki ve birkaç kez daha gideceğiz korkarım. Bizim bebeler eşyaları oradan alacaklar zira. Bu ön inceleme idi. Eh gazamız mübarek ola değil mi:))
Tatlıhayat,
YanıtlaSilÇok teşekkürler, sevgiler...
Blogspot,
YanıtlaSilHaklısın ama merak işte, gidiliyor...
Asucum,
YanıtlaSilO poşetlikten bende de var, biri hediye etmişti bana da, rahat bir kullanım değil mi:)
Sorma canım ya, öyle sıkıntıdayız ki ev bulamadık, vakit yaklaştı, bakalım ne etcez.
Öptüm seni dooomgünü çocuuusu:))
Işın,
YanıtlaSilHayli uzak bir yerde olmasına rağmen oldukça kalabalıktı ve sanırım uzun bir süre böyle devam eder. Allahtan mekan geniş de klostrofobik bir durum yaşanmıyor.
Artık her gidişte bir çeşit yemek denemek farz oldu:))
Sevgiyle...
Aynen anlattığın gibi, ama daha ziyade hafta sonları oluyor, hafta içi daha rahat dolaşılıyor. Banim bazı şeylerim ama kızımın neredeyse herşeyi:))
YanıtlaSilAyrıca köftesi soslu veya sossuz güzeeel.
Zor ama güzel günler geçirdiğini okudum, Allah kolaylık versin,mutluluklar dilerim Leylak'cım.
ikea köftesi sosunun hiç tadı yok. sosla da anamın köftesi olacaktı yani merak etmeyesin :)
YanıtlaSilulan biz evlenirken neredeydi bu ikea? burda dudullu'da bir mobilyacılar sitesi gibi bi halt vardır modoko deye. biz garibimler bütün evimizi bu mamak çöplüğünden daha sevimsiz yerden düzmek zorunda kalmış, suratına kanarak servet ödeyip aldığımız her şeyi de senesine varmadan çöpe atmak zorunda kalmıştık. ikea filan özellikle evlenenler için büyük nimet hagaden. bazı şeyler süper tırışka ama doğru ürünü bulursan mamut gibi dayanıklı ve ucuz olabiliyör.
Biraz daha kalsak belki de karşılaşacaktık:)) En azından köfte kuyruğunda.
YanıtlaSilHiçbirşey almamam yönünde sıkı bir tembihle gezdim ben de kasalarda o sıra beklenmezdi. Galiba bütün ANkara oradaydı.
Yalnız şundan %100 eminim mobilyalar inanılmaz pahalı. Üstelik etiket fiyatında bir de kurulum ve nakliye eklenecek daha.
Tecrübeli İstanbullu İkeacılar demiş zaten. Hayatta hafta sonu gidilmez oraya. Yaw İkeaya gitmeyi pazar günü etkinliği olarak yaşayan o kadar çok insan var ki aklım şaşıyor.
YanıtlaSilSadece hafta iç ve mümkünse öğlen saatlerinden az sonra gidilmeli. Nokta atışları yapılarak o kadar çok taban tepilmemeli.
Ayrıca ucuz değil, ucuzlar kaliteli değil. Ama ev ıvır zıvırı tabir edilen şeylerde muhteşemler.
Wok tavana kapak mı bulamıyorsun, aynen ikea.
Modüler raf sistemleri ucuz olmasa da kişinin kendi kurabileceği pratiklikte ( tüm kitaplıklarım ikeadan)
Sen hafta içi git kuzum. Haa bi de anneanne laflarından olacak ama; taze b.ka konan sinek çok olur lafı vardır. Az bekle tüm Ankara ahalisi bi tavaf etsin orayı.
15 temmuza kadar sakinler umarım. O gün Ankarada olacağım İkea yı gezerim diye düşünmüştüm ama gözüm korktu hayırlısı bakalım
YanıtlaSilcanım tesbitlerine gözlemlerine bayıldım. ben de hep çevremi incelerim bu tip yerlerde.
YanıtlaSildüğün telaşı içinde sana kolay gelsin diyorum. zordur ama güzel bir telaş.
ne güzel anlatmışsınız yine , çok güldüm... Sanki tacize uğramış gibi olmuş İkea. halbuki hayal kurmayı sevenlerin yeridir orası. bir fincan kahve içtikten sonra ...
YanıtlaSil