İki gündür güve savaşları var bizim evde. Neredeyse bir yıldır kapalı ve havasız kalan bir evin-hem de Antalya gibi sıcak bir iklimde-gömme dolabında istirahate terkedilmiş saf yünden bir kilim oldukça davetkar görünmüş olmalı ki geldiğimde bir güve ordusu tarafından işgal altına alınmıştı. Olayı farkettiğim anda bir yandan kaşınarak, bir yandan hapşurarak, bir yandan iğrenerek o dolapta ne varsa balkona, güneş altına taşımaktan bitap düşmüş durumdayım. Kilimlikten çıkıp elek haline dönüşmüş cenaze bir çarşafla paketlenip anında çöpe gitmek üzere kapının önüne konuldu. Battaniyeleri, halıları güneşe serdik, yarın da kısmetse yıkatmaya yollayacağım, hani içinde yumurta falan kalmış mıdır hesabıyla. Dolapta geri kalan ne varsa çamaşır makinesini boyladı. Dünden beri yıkayıp yıkayıp asıyorum. İşin ilginç yanı kahraman güve neferlerinin kilim dışında dolapta bulunan battaniye, yün yorgan ve benzeri eşyaya dokunmamış olması. Eh ağızlarının tadını biliyorlar tabii, şamfıstığı varken sarı leblebiye kim yüz verir ki? Ayrıca sağlıklı beslenmeyi şiar edinmişler anladığım kadarıyla, sentetik katkılı şeylerden uzak duruyorlar, organik gıda, saf yün:) Ama siz görürsünüz gününüzü yünle beslenen aşağılık cüce canavarlar, gitmeden evvel ekipleri çağırıp üstünüze ilaç sıktırmazsam. Katil edersiniz siz insanı yahu...
Günboyu devinip durduktan sonra ikindi üstü kendimi ödüllendirdim. Arkadaşımı aradım ve yürüyüş için buluştuk. Parkın geçen gün uğramadığım bölümlerinde yürüdük, jakarandalarla başladık, ağaç mineleriyle devam ettik. Geç kalmışım aslında fırça ağaçları da duvak ağaçları da çiçeklerini dökmeye başlamış. Yine de heryer çok güzeldi, biz yürürken hafiften bir de yağmur başladı ki parka yayılan toprak kokusunu ne siz sorun ne ben söyleyim.
Sarılar duvak ağacı, arkadaki tek tük kırmızı çiçekli olansa fırça çalısı (tıklayıp büyüterek bakın lütfen)
Buyrun, benim çocukluk arkadaşları fişgeneler. Toplaşmış, bana karşılama töreni düzenlemişler. Yeni yetme palmiyelerden birinin üzerinde yüzlerce fişgene öbeklenmiş.
Begonvilleri çalı formunda budamışlar, çok da güzel olmuş.
Park yürüyüşünü bitirip dönerken yağan yağmurla renkler iyice canlanmıştı, şekilde gördüğünüz gibi.
Bu iki fotoğraf Konyaaltı Caddesi'nden, Atatürk Parkı üstünden şehre bakış ve parkın doğal yüzey şekli
Ve son iki fotoğraf da Belediye'nin köpek sahibi vatandaşlara hizmeti: Üstte köpekler, çocuklar ve büyükler için çeşme, altta ise köpek dışkıları toplama ünitesi. Ben bu hizmeti çok tuttum. Ha, park içine de köpekler için oyun alanı yapılmış.
Antalya izlenimleri sürecek efendim...
Ne güzel düşünülmüş toplayan var mı ki acep galiba en son 8-10 sene önce gitmiştim Antalyaya ama baygınlık geçiriyorum oradaki sıcakta saçımdaki boya bile akıyordu:)
YanıtlaSilCok iyi bilirim Antalya'nin o fena guvelerini. Bir de ucan hamambocekleri vardir ki:(( Gecmis olsun size.
YanıtlaSilBu son postlarınız sayesinde farkettim ki daha once 100.000 kere Antalya'ya gitmeme ragmen hic baharda gitmemisim :) Somestr'di yazdi derken biraz da ailemin tatil anlayisi yuzunden en guzel mevsimi hep kacirmisim.
Bir de gecen sene ilk kez Fas'ta gorup vuruldugum jakarandalarin Antalya'da yetistigini sayenizde ogrendim. Meger ne cahilmisim :)
Tesekkurler ogretmenim !
Güve galiba Antalya'nın sorunu Leylak'cım.
YanıtlaSilHer sene ilaçlarım ilaçlarım yaz başında yine çıkıyorlar ve iğrençler.
Hafta sonu yazılarını ve fotoğraflarını yeni okudum, üstüne bir de bunu okuyunca derin bir offf çektim:((( banane ya ben de gelmek istiyorum, banane, banane, ühüüüüü
YanıtlaSilİLLET BİR DUYGUDUR GÜVE İNSAN HUYLANIR YAAA. BENİM EN PRATİK YÖNTEMİM BÜTÜN YÜNLÜLERİ KALDIRIRKEN ARALARINA GAZETE KOYAR ÖYLE KADIRIRIM BÖYLE BULDUM ÇÖZÜMÜ GEÇMİŞ OLSUN AĞAÇLAR PARK MANZRA HARİKA KIZIMDA BELLEKTE TATİLDE GÜNEŞİ GÖREMEDEN GELECEKLER GALİBA
YanıtlaSilKolay gelsin size..Kapalı kalan evlerde ne yazık ki bu tarz sorunlar oluyor.Antalya özlemimi resimler sayesinde biraz da olsa giderdim...
YanıtlaSilSevgiler
Çok güzel bir gezi olmuş, imrendim, doğruyu söyleyeyim ağzımın suyu aktı. Güveleri unutturmuştur, eminim.:))
YanıtlaSilFişgene dediklerin sümüklü böceğe benziyor. Ama ne kadar harika toplaşmışlar öyle. Bayıldım.
YanıtlaSilBuldun tabi yeşilin her tonunda ağaçlar, rengarenk mis kokulu çiçekler gezersin. Güvelerden sonra için açılmıştır artık.
YanıtlaSildefne yaprağı..
YanıtlaSillavanta.. sedir ağacı..
doğal güve savardırlar..
bildireyim dedim =)..
bir ara istanbulda da vardı köpek pukları ıcın naylon torbalar , ama bılınclıler cok az. herkes o kadar rahat kı, yaptırıp, hıc arkasına bıle bakmadan devam edıyor, kopeklerıyle... ama cok duyarlı olupta , yanında bır kac torba tasıyanda var.
YanıtlaSilFişgenelere bayıldım. Öyle toplanmalarının sebebini merak ettim. Herhangi bir tedbir almamış mıydın halıları kaldırırken? Naftalinlememiş miydin? Bende açmadım halıları henüz naftalinli kaldırdım diye. Kontrol etmeye korktum şimdi:((
YanıtlaSilNedukcum,
YanıtlaSilLavantalıydı halılar kilimler, üstelik de bir yıl öncesinden ilaçlıydılar şirket tarafından ama uzun süre havasız ve kapalı kalınca sıcakta üremiş hainler. Giderken bir ilaç yiyecekler yine.
Fişgenelerde genel bir toplaşma hali var bu sene anlayamadım sebebini...
Zeynepcim,
YanıtlaSilHaklısın, bu torbalı çöp direğinin az ilerisindeki çimenlerin üstü köpek pislikleriyle doluydu. Nasıl bir duyarsızlıktır anlamıyorum, insanlar orada çocuklarını oynatıyorlar. O pislikleri alıp yüzlerine sıvayasım geliyor inan o aldırmasız insanların. Hizmet yetmiyor anlayacağın biraz da izan lazım.
Sevgiyle...
Atalet,
YanıtlaSilHalıların içi lavanta doluydu inan, bana mısın dememiş. Sorun evin uzun süre sıcakta kapalı ve havasız kalmasında. Rahatça fing atmışlar işte. Yine de kazak dolabıma lavanta dolduracağım tekrar. Sağolasın...
Hüznün Tadı,
YanıtlaSilSıcaklar başladı bugün, gezmek biraz zorlaştı, ancak akşama doğru. Ama gerçekten iç açıcı ortalık:)
Kunecim,
YanıtlaSilDoğrudur dediğin, sümüklüböcek zaten onlar, küçüklerinden. İç Anadolu'da fişgene derler, ben de küçükkken pek toplardım kabuklarını. Benim dilimde bir çocukluk arkadaşımdan bahsetmek gibidir fişgene sözcüğü:)
Normalde pek keyifli bir yaratık değildir ama biraraya toplaşınca görsel açıdan hoş olmuşlar değil mi:))
Ekmekçim,
YanıtlaSilBen yazsonu kesin dönüşe geçerim artık. Bir bahar zamanı seni misafir etmekten zevk alırım biliyorsun değil mi:)
Yurdanur,
YanıtlaSilEvet, antalya'nın tatsız yönlerinden biri işte güveler. Resimler devamı gelecek:)
Mevdoş,
YanıtlaSilGeldim geleli Antalya açık ve güneşli. Acaba Belek de kapalı mıydı ki hava. Noni için üzüldüm eğer öyleyse. Yine de doğanın güzelliği iyi gelmiştir sanırım onlara. Sevgiyle...
Sevda,
YanıtlaSilAğlama, hadi hemen çık gel:)))
Özlem,
YanıtlaSilHaklısın, ilaç falan kar etmiyor bunlara. Sıcakta meydanı boş bulunca cirit atmışlar:))
Işın,
YanıtlaSilAy kokalak deme bana, yaz günleri kabusumdur. Zırt uçar gelir içeriye, bar bar bağırırım görünce:(
Antalya'yı Nisan sonu, Mayısta ve Ekim'de görmelisin, o zaman güzelliğinin doruğuna ulaşır, yazınsa çekilmez nem ve sıcaktan.
Jakarandalar ne olağanüstü bir ağaç değil mi?
Sevgiyle...
Ebrucum,
YanıtlaSilAman yazın Antalya'dan bucak bucak kaç canım, çekilmez. Bahar ayları ise muhteşemdir.
Sevgiler...
son fotoğraftaki belediye hizmeti süpermiş :)))
YanıtlaSiliyi gezmeler