Bugün çok erken ve uykulu kalktım yataktan. Ne kafamı suyun altına sokmak, ne sabahın köründe mutfakta gösterdiğim yemek pişirme hamaratlığı, ne nescafe-tost ikilisinden oluşan kahvaltım uykumu açmadı. İki adet tombul adam gözkapaklarımın üstünde oturup onları aşağıya doğru çekiyor, biri elindeki biberliği gözlerime doğru sallarken diğeri sıktığı yapışkanı kirpik diplerime doğru yayıyor. Diyeceksiniz ki ne işin var, git yat. Öyle değil işte çıkmam ve bir arkadaşımla buluşmam gerekiyor o nedenle biber ve zamk taşıyıcısı adamlarla mücadele etmeli, uykumu açmalıyım. Çözüm nescafenin yetmediği bünyeye kafein takviyesi yapmakta bulundu. Böylece bir "Kahveli kitap" klasiği daha yaratmış olduk. Kahve sade, kitapsa Nazlı Eray'ın kendisi kadar şekerli. Üstelik Prag'da geçiyor konu ki bu kitabı daha da okunur kılıyor. Henüz çok başlardayım, ilerledikçe bilgilendiririm sizi. Şimdilik kulağımda Nazlı Eray'ın sesiyle onun fantastik dünyasında yuvarlanmaktayım. Bu bana bir tek Nazlı Eray kitaplarında oluyor, kitabı kendim değil Nazlı Eray okuyor sanki, bendeki bütün kitaplarını onun sesinden dinledim pardon okudum ve bu işi çok sevdim. Zira onu radyo programlarında dinlemek de büyük zevk verir bana.
Kitabım geçen yıldan kalma ve imzalı. Nazlı Eray'ı ilk Ankara Kalesi etkinlikleri sırasında bir imza gününde tanıdım ve sıcaklığına, güler yüzüne, samimi sohbetine vuruldum. Ara sıra mailler attık birbirimize. Sonra bir kış günü Akman'da oturmuş boza yuvarlarken içeriye alev rengi aslan yelesi saçlarıyla ve bütün haşmetiyle Nazlı Eray girdi, pastanenin bütün boşlukları onun görünmez enerjisiyle doldu. Ayaküstü kısa bir sohbette birkaç gün sonra gerçekleşecek bir etkinlik için davet aldım ve tabii ki hemen katıldım etkinliğe. Bu yazarla hayatı ve hayata bakışı hakkında bir sohbetti ve çok doyurucu ve hoş bir deneyimdi. Yalnızca sohbet değil, fotoğrafları, bazı eşyaları ve belgeleri de sergilenmişti, onları da gördük, izledik. Bu kitap bu etkinliğin anısıdır, okumak bugüne kısmetmiş.
Evet, daha fazla açıklamayı kitap ilerledikçe alacaksınız, şimdi gecikmeyim ben, hazırlanıp çıkayım. İçtiğiniz, içirdiğiniz kahvelerin 40 yıl hatırı olması dileğiyle...
Kitabım geçen yıldan kalma ve imzalı. Nazlı Eray'ı ilk Ankara Kalesi etkinlikleri sırasında bir imza gününde tanıdım ve sıcaklığına, güler yüzüne, samimi sohbetine vuruldum. Ara sıra mailler attık birbirimize. Sonra bir kış günü Akman'da oturmuş boza yuvarlarken içeriye alev rengi aslan yelesi saçlarıyla ve bütün haşmetiyle Nazlı Eray girdi, pastanenin bütün boşlukları onun görünmez enerjisiyle doldu. Ayaküstü kısa bir sohbette birkaç gün sonra gerçekleşecek bir etkinlik için davet aldım ve tabii ki hemen katıldım etkinliğe. Bu yazarla hayatı ve hayata bakışı hakkında bir sohbetti ve çok doyurucu ve hoş bir deneyimdi. Yalnızca sohbet değil, fotoğrafları, bazı eşyaları ve belgeleri de sergilenmişti, onları da gördük, izledik. Bu kitap bu etkinliğin anısıdır, okumak bugüne kısmetmiş.
Evet, daha fazla açıklamayı kitap ilerledikçe alacaksınız, şimdi gecikmeyim ben, hazırlanıp çıkayım. İçtiğiniz, içirdiğiniz kahvelerin 40 yıl hatırı olması dileğiyle...
Afiyet olsun, bende Benim adım kırmızı romanını okurken sanki orhan pamuk okumuştu gibi gelmişti..
YanıtlaSilKhvenden bir yudum aldım, kitabının ilk sayfasına göz attım kaçtım:))) evden çıkıyorum şimdi. Çook öptüm seni Laylak Dalıcım..
YanıtlaSilGüzeldi o kitap okumuştum.
YanıtlaSilO senin tombul adamlar bu sabah da senden sonera bana geldiler:))
O adamlar bu günlerde hepimizin tepesinde anlaşılan. Ama ben onlarla iyi anlaşıyorum doğrusu. İnatlaşmıyor uslu usıu söz dinleyip bibere ve zamka itiraz etmiyorum :))
YanıtlaSilAma bu kitap/kahve durumları fazla imrendiri olmaya başladı:)
YanıtlaSilNazlı Eray'la fazla bir tanışıklığımız olmadı şimdiye kadar. Ama görüyorum ki eksik kalmışım. Kendimi bildim bileli delicesine bir tutkuyla görmek istediğim Prag, ilginç bir sızıya dönüştü hayatımda. Hikayesi uzun...
Kahve, kitap... hayatın tüm keyifleri sizinle olsun! sevgiler
27-28 yıl önce Filoloji'de 'Orphee' kitabını okutmuştu Türkçe hocamız bize..Hadrian adlı bir karakteri hayal meyal hatırlıyorum.Nazlı Eray'ı duruş olarak çok beğenirim ama başka kitabını okumamıştım açıkçası..Biraz eğileyim bari artık..Sevgiler..
YanıtlaSilSevgili Lezzetli Somunlar,
YanıtlaSilNazlı Eray'ın çok ilginç, fantastik bir yazım tekniği vardır. Bazıları sevmeyebilir ama benim yazarlarımdan biridir o, Kitap Prag'da geçiyor, o anlamda da cazip. Bir deneyin bakalım.
Sevgiler...
Zero'cum,
YanıtlaSilEh ben vakti bol bir emekliyim, öncesinde bu kadar keyfe vakit ayıramıyordum doğal olarak, şimdi tadını çıkarmaya çalışıyorum.
Madem Prag senin için çok özel Nazlı Eray ile tanışmanı bu kitapla yap derim. Prag'ı o fantastik üslubuyla öyle güzel anlatmış ki...
çook sevgiler...
Asucum,
YanıtlaSilo adamlara ben de itiraz etmeyecem de gezenti damarım rahat durmuyor:))
Öptüm seni...
Özlemcim,
YanıtlaSilBu adamlar bütün blogcuları dolaşıyor mu ne:)))
Sevgiler...
Mavi Balon, şeker Balon,
YanıtlaSilSağolasın. Valla O.Pamuğun bütün kitaplarını kendim okudum hiç katkısı olmadı:)) Ama Nazlı Eray'la hem tanışıp konuştum hem de radyo programlarından sesine aşinayım, o yüzden ciddi anlamda okudu kitabı bana sanki:)
Öptüm seni...
Lalecim,
YanıtlaSilNe diyeyim, afiyetler olsun...