Bu giriş Leylağın klimatik depresyonunun atağa kalktığının ifadesidir. Birtakım yan faktörler tarafından dürtüklenmezse yağmur dinip güneş çıkana kadar yüz ve ruh çizgilerinin yerçekimi yönünde hareket edeceğine delalet eder. Bir çözüm bulmalı.
Madem "MFÖ" lük bir giriş yaptım devam edeyim; "Ne yapsam, ne yapsam, bir hamak alıp sallansam" desem hamak yok, o zaman değiştirelim. "Ne yapsam, ne yapsam, bir erik alıp lüpletsem". Çok uygun.
Yeşil yeşil, mini mini, yuvarlak yuvarlak erikler alınır, itinayla yıkanır. Şanına layık şık bir kâseye konur. Üzerlerine tuz serpilir (esasında tuz tabağını yanına alıp banmak lazım ama malum yaş faktörü, tansiyon, ödem vs vs). Kâse masaya, karanfillerin (karanfil mevzuuna bilahare döneceğim) altına yerleştirilir ve "çıtırt" sesiyle vuslata erilir. Hani Yahya Kemal yazmış ya bir hastalıktan iyileştikten sonra:
"His var mı bu alemde nekahet gibi tatlı
Gönlüm bu sevincin helecanıyla kanatlı"
Bunu da değiştirelim:
"Haz var mı bu dünyada caneriği gibi tatlı
Gönlüm bu lezzetin neşesiyle kanatlı"
İşlem tamam, depresyondan çıkıldı, toparlanıp arkadaşla buluşma zamanıdır. Ne demiş şarkı:
"Yağsın yağmur çisil çisil, ben giderim usul usul"
Madem "MFÖ" lük bir giriş yaptım devam edeyim; "Ne yapsam, ne yapsam, bir hamak alıp sallansam" desem hamak yok, o zaman değiştirelim. "Ne yapsam, ne yapsam, bir erik alıp lüpletsem". Çok uygun.
Yeşil yeşil, mini mini, yuvarlak yuvarlak erikler alınır, itinayla yıkanır. Şanına layık şık bir kâseye konur. Üzerlerine tuz serpilir (esasında tuz tabağını yanına alıp banmak lazım ama malum yaş faktörü, tansiyon, ödem vs vs). Kâse masaya, karanfillerin (karanfil mevzuuna bilahare döneceğim) altına yerleştirilir ve "çıtırt" sesiyle vuslata erilir. Hani Yahya Kemal yazmış ya bir hastalıktan iyileştikten sonra:
"His var mı bu alemde nekahet gibi tatlı
Gönlüm bu sevincin helecanıyla kanatlı"
Bunu da değiştirelim:
"Haz var mı bu dünyada caneriği gibi tatlı
Gönlüm bu lezzetin neşesiyle kanatlı"
İşlem tamam, depresyondan çıkıldı, toparlanıp arkadaşla buluşma zamanıdır. Ne demiş şarkı:
"Yağsın yağmur çisil çisil, ben giderim usul usul"
Yine mi erik.Ben bırakın yemeyi bakamazken (benzer bir yazıya mor kekime de aynı şeyi yazdım)
YanıtlaSilinsanlar bu ekşi şeylere güzellemeler yazıyor. İnanılır gibi değil. Yerken yüzü buruşturan bir şey nasıl sevilir. Üstelik onu yiyen depresyondan çıkıyor. Ba ba ba ba...
Ben de çıtırtlıyorum şu an :) Afyet olsun ikimize de :)
YanıtlaSilAsu, aşkolsun ya:))))
YanıtlaSilanlaşamadığımız bir nokta bulduk ama neyse nazar değmez:)))
Yahu erikten neşeli meyve var mıdır dünyada:)))
Kirazzade,
YanıtlaSilSefanız olsun, afiyet olsun...
Ben depresyona giremiyorum, hava yağsa da açsa da. Neden mi?
YanıtlaSilÇalışmak mecburiyeti var ya...
:))
Afiyet olsun erikler, ben biraz daha sulanmalarını bekliyorum.
İnanmıyorum ben de erik yiyiorum hem de Antalya eriği, kayınvalidem getirdi:) ekşi ekşi, mis gibi
YanıtlaSilAkşam evde yarım kilo, öğleden sonra da ofiste yarım kilo tuza ban ye.
YanıtlaSilE tabi böyle olunca dişlerim acıyor artık :)
ama pişman değilim, yine alıp yine yerim :)
Ama şimdi bulan var bulamayan var :)içim gitti bekliyorum buraya gelmesini,o ne şahane lezzettir bayılırım.Afiyet şeker olsun,sevgiler.
YanıtlaSilSaçak altı kurudur, misafirin yoludur:))
YanıtlaSilklimatik depresyonzede biri olarak bugün diyetisyenime gittim ve kilo vermek yerine 700 gr aldığımı öğrendim. :)))
YanıtlaSilben de depresyonumu bisküvi,çikolata,cips yiyerek geçirmeye çalışıyorum.sizin ki en azından faydalı.
neyse bugün güneş çıktı.
yerçekimi yönünde hareket eden ruh ve yüz çizgilerim karanfilli,erikli muhteşem fotoğrafınızla gökyüzüne doğru yön değiştirdi.
YanıtlaSilen son vuslata erme anını çok sevdim zira dişlerim kamaştı okurken bile :)
YanıtlaSilErikk bayılırım... Düğün günümde eşim beni almaya geldi eve, kuaföre gidicez bense oturmuşum yere, halamlarla erik yiyorum :))
YanıtlaSilEriksiz baharın keyfi çıkar mı zaten?
YanıtlaSilSevgilerimle...
kirazı severim , Haşimi de bi de seni...
YanıtlaSil