Dünkü postumla daralttığım ruhlarınızı, yenilenmiş Gençlik Parkı fotoğraflarıyla biraz şenlendireyim dedim. Bilenler bilir Ankara'nın simgesi bir parktır Gençlik Parkı ama son yıllarda ilgi azalmış, bakımsızlaşmış, kalitesi düşmüştü. Birkaç yıldır şantiye görünümünde idi, yenileme faaliyetleri devam ediyordu ve merak içindeydim ortaya ne çıkacak diye. Daha önceki postlarımdan birinde bahsetmiştim hayatımda ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu. O yüzden 30 Ağustos'taki açılışından sonra, geçen hafta gidip gördük yeni halini kızkardeşle.
Girişteki çiçek tarhında Sayın Başkan'ın mektubuyla karşılandık.
Parkın simgesi olmuş su kaskatları yenilenerek muhafaza edilmiş, çiçeklendirilmiş. Fıskiyeler belirli aralıklarla çalışıyor. Ama neredeyse bu parka gelen herkesin yanında poz verip fotoğraf çektirdiği, parkla özdeşleşmiş karşılıklı iki kadın heykeli yok. Göğüsleri açık olduğu için genel ahlaka aykırı mı bulundu acaba?
Nikah Salonu ve köprü. Eminim bu yazıyı okuyanlardan Ankara'da yaşayanların çoğu orada "Evet" demiştir yeni bir hayata. Pekçok gelinin albümünde bu köprü üzerinde çekilmiş bir fotoğraf mevcuttur. Salon şu anda kullanılmıyormuş.
Nikah Salonu ve köprü. Eminim bu yazıyı okuyanlardan Ankara'da yaşayanların çoğu orada "Evet" demiştir yeni bir hayata. Pekçok gelinin albümünde bu köprü üzerinde çekilmiş bir fotoğraf mevcuttur. Salon şu anda kullanılmıyormuş.
"Heyecan Yolu" Böyle derdim bu sütunlu, üzeri sarmaşık kaplı yola, Luna Park'a adım adım yaklaştığımıza işaret ederdi çünkü oradan yürümek. Henüz sarmaşıklar yeterince büyümemiş ama eski haliyle muhafaza edildiğine sevindim.
Ve Luna Park'a ulaştıran köprü. Bu köprünün ayaklarının her iki yanında çay bahçeleri vardı, çoğu Recep Özgen tarafından işletilen. Yanımıza yiyeceklerimizi alır getirttiğimiz semaverdeki çaylar demini alınca gölün suyuna bakarak bir nevi piknik yapardık. Çay bahçesi falan kalmamış. Yalnızca kocaman koltuklu bir mekan var, bilmiyorum ne amaçlı, lokanta mı, cafe mi, tam belli değil. O eski halk tipi çay bahçelerinin hiçbiri yok, bu da parkın ruhunu öldürmüş kanımca. Göle uzanan ada da yok, üzerindeki lokanta da.
Şimdi hakkını yemeyim, park gerçekten yenilenmiş, çiçeklenmiş, pırıldamış ama onu kendine has kılan ruhu kaybolmuş. Ankara'da son yıllarda düzenlenen ve hepsi birbirine benzeyen parkların görünümünde sıradan bir yeşil alan haline gelmiş. Nasıl anlatsam, steril bir hali var, cıvıldamıyor, insanı içine çekmiyor, süslü, koket, soğuk bir kadın gibi; hem ben, hem kızkardeş aynı duyguları paylaştık. Bir de sayısız güvenlik görevlisi var ve takibedildiğiniz duygusuna kapılıyorsunuz. Bir başkasının evinin bahçesine girmişçesine yabancılık hissettik parkta ve bir an önce dolaşıp çıkmak istedik adeta. "Park bizim ha, elimde bak, kurcalama" der gibi idiler iki adımda bir karşımıza çıkan görevliler. Hasılı güzel, parlak, bakımlı, renkli ama ruhsuz bir mekandı. Benim anılarımda kalan Gençlik Parkı hala anılarımda durmaya devam ediyor, bu gezdiğim başka biryerdi sanki...
Resimlere tek tek bakınca şık, güzel,bakımlı ve temiz görünüyor. Birkaç Ankara ziyaretimde ben de gitmiştim. Ama böylesine eski ve simge olmuş mekanların geçmişten bu güne ruhlarının kaybetmeden bu güne taşınması gerekirdi.Eski Ankaralılar olarak sen ve Çınar için üzüldüm doğrusu. Gerçi tam manasıyla eskiyi yakalamanız asla mümkün olmayacaktı ama...:((
YanıtlaSilSevgiler Leylakcığım...
Gençlik parkı güzel bir yermiş, resimlerde harika.
YanıtlaSilKaskatlı havuz yanındaki kadın heykellerinin yok oluşu düşündürdü beni.
Belki çok yaşlandıkları göz zevkine hitap etsin diye kaldırılmış olabilirler diyeceğim ama ben bile inanmıyorum buna.
Belkide kendisini belediye başkanı değil de Ankara'nın padişahı sayan şahış kaldırmış olabilirmi acaba?
İzmir fuarındada kaskatlı havuzun iki yanında kadın heykelleri vardır.o uzanmış kadınların kucaklarına oturup resim çektirir herkes.
Ve hala duruyor o heykeller.
her fuara girişimde mutlaka bakarım yerlerindemidirler diye.
Bu Sayın Başkan daha neleri neleri engelleyecek.Şu anda da içkinin yasaklanığ yasaklanılmaması konusunda çalışmalar yapıyormuş beyefendi.Konuyla ilgili takibi Can Dündar'ın köşesinden yapıyorum.
YanıtlaSilParkın önceki halini tanımadığımdan şimdiki halini beğendim.Ama ruh yoksa istediği kadar güzel olsun sinmez insanın içine.Ne diyelim hayırlısı...
Keşke oraya İ.Melih,ziyaretçilerin fikirlerini yazacakları bir defter de koysaymış.Yapmaz...Sadece onun fikirleri doğrudur.Koysada partililrini otobüslerle getirip deftere yazdırır.Kızılay yaya geçidinde madara olduğu için yapmaz.Hâla Hitit Güneşi Ankara Amblemi'ni inatla kullanmıyor.Ankara'yı hepsi birbirinden farklı yaya üst geçitleri ile yamalı bohçaya çevirdi.Biri bana dur desin...
YanıtlaSilDiğer yeni yapılan parkların aynısı olmuş desene Leylak'cım:( Gençlik parkı ruhu kaybolmuş çok yazık.Biz de fırsat buldukça o çay bahçelerinde semaver eşliğinde evde hazırlayıp getirdiğimiz yiyeceklerimizi yer gölün keyfini çıkarırdık ve ben de o nikah salonunda evet demiş o köprüde resim çektirmiştim gelinliğimle...
YanıtlaSilKandilin kutlu olsun.
Sevgiler canım
En sonunda açabildim blogu. Ben gelmeyeli ne güzel fotograflar baş göstermiş. Hepsi harika. Hele Gençlik Parkı'ndakiler. Ankara'yı bilmesem cennet zannedeceğim:))
YanıtlaSilSabah sabah içime neşe doldu.