Hani artık Ankara'dan sıkıldım evimi özledim ya, üstelik Ramazan, benim arkadaşların kimi oruçlu, kimi seyahatte, kimi yazlıkta, bu yüzden sosyal hayat da kesintiye uğradı mı? Aman efendim bende bir rehavet, bir yayılma durumları. Elimden gelse çiçek diye saksıya yerleşip birilerinin beni sulamasını bekleyecek bir tembellik hali. Şöyle bir ortalığı toparlayıp yemek işini de hallettim mi haydi bakalım başlıyor 7/24 laptop nöbeti. Bu aralar "Hanımın Çiftliği" dizisi bizim evde çekiliyor. Bir farkla, bizimkinin adı "Leylak's Farm". Hanımağa oldum dostlar. Dönümlerce yayılan çiftliğim var; tarlalar, bahçeler, ağaçlar, hayvanlar gırla. Hem doğal, hem teknolojik yöntemler kullanıyoruz, atların çektiği saman arabalarımız da var, biçerdöverimiz, traktörümüz, mibzerimiz de. Ha, organik tarım yapıyoruz tereddüdünüz olmasın "Leylak" marka ürünleri alırken. Gübre, zirai ilaç, hormon falan yok bizde.
Hergün sabah hummalı bir faaliyet var çiftlikte. Parmaklarıma kan oturur, mouse avcuma yapışırcasına çalışıyorum. Önce ağaçlarda yetişen meyvaları topluyorum sandık sandık. Sonra hayvanların yanına gidiyorum; inek ve keçilerin sütlerini sağıyor, koyunların, ördeklerin ve tavşanların tüylerini kırpıyor, tavukların yumurtalarını topluyor, atların tımarını yapıyorum. Sıra geliyor tarlalara bahçelere, atlıyorum biçerdövere, hasat ediyorum buğdayları, topluyorum domatesleri biberleri, çilekleri, patatesleri. Çeltik hasadı zor oluyor haliyle, yarı belime kadar sulara batıyorum. Bütün ürün toplanınca iş bitiyor mu sanıyorsunuz, neredeee? Yerleşiyorum traktörün koltuğuna, sür babam sür. Koca çiftlik, bir de yeni tohumların ekilmesi var öğleyi buluyoruz haliyle. Bu kadar emeğe değse gam yemeyeceğim, kazandığım paranın çoğu masrafa gidiyor. Hayvanlara ağıl, samanlık, alet-edevat kulubesi, bahçe çitleri, kuyu açtırma, zirai makineler derken sürekli yatırımdayız, elimde nakit kalmıyor Allah sizi inandırsın. Tek katlı bir kulübeyi zar zor yaptırabildim bir kıyıcığa başımı sokmak için. Ama güzel oldu doğrusu, küçük bir havuz da var önünde, bir akşam bekleriz, barbekü yaparız güneş batarken çiftlik manzarasına karşı. Biraz para biriktirebilirsem kat çıkmak istiyorum üstüne, kısmet artık...
Şimdi müsaadenizi istiyorum, komşu çiftlikten yardıma çağırıyorlar, malum "komşu komşunun külüne muhtaç" gidelim bir el verelim. Eğer ihtiyacınız olursa çekinmeyin her tür çiftlik ürünümüz doğal ve taze olarak isteklerinize hazır, "Aman Leylak Dalı/Yolla çiftlikten malı" şeklinde bir mail atarsanız o akşam kapınızda domatesler, biberler, elmalar, armutlar. Sağlıcakla kalın...
Hergün sabah hummalı bir faaliyet var çiftlikte. Parmaklarıma kan oturur, mouse avcuma yapışırcasına çalışıyorum. Önce ağaçlarda yetişen meyvaları topluyorum sandık sandık. Sonra hayvanların yanına gidiyorum; inek ve keçilerin sütlerini sağıyor, koyunların, ördeklerin ve tavşanların tüylerini kırpıyor, tavukların yumurtalarını topluyor, atların tımarını yapıyorum. Sıra geliyor tarlalara bahçelere, atlıyorum biçerdövere, hasat ediyorum buğdayları, topluyorum domatesleri biberleri, çilekleri, patatesleri. Çeltik hasadı zor oluyor haliyle, yarı belime kadar sulara batıyorum. Bütün ürün toplanınca iş bitiyor mu sanıyorsunuz, neredeee? Yerleşiyorum traktörün koltuğuna, sür babam sür. Koca çiftlik, bir de yeni tohumların ekilmesi var öğleyi buluyoruz haliyle. Bu kadar emeğe değse gam yemeyeceğim, kazandığım paranın çoğu masrafa gidiyor. Hayvanlara ağıl, samanlık, alet-edevat kulubesi, bahçe çitleri, kuyu açtırma, zirai makineler derken sürekli yatırımdayız, elimde nakit kalmıyor Allah sizi inandırsın. Tek katlı bir kulübeyi zar zor yaptırabildim bir kıyıcığa başımı sokmak için. Ama güzel oldu doğrusu, küçük bir havuz da var önünde, bir akşam bekleriz, barbekü yaparız güneş batarken çiftlik manzarasına karşı. Biraz para biriktirebilirsem kat çıkmak istiyorum üstüne, kısmet artık...
Şimdi müsaadenizi istiyorum, komşu çiftlikten yardıma çağırıyorlar, malum "komşu komşunun külüne muhtaç" gidelim bir el verelim. Eğer ihtiyacınız olursa çekinmeyin her tür çiftlik ürünümüz doğal ve taze olarak isteklerinize hazır, "Aman Leylak Dalı/Yolla çiftlikten malı" şeklinde bir mail atarsanız o akşam kapınızda domatesler, biberler, elmalar, armutlar. Sağlıcakla kalın...
Amiiiinnnnn.....
YanıtlaSilHepimize fotoğraftaki gibi bir çiftlik lazım. Şimdilik pazarlarımızı dolduran ürünlerle idare edeceğiz. Dediğiniz gibi, Antalya pazarları da pek güzeldir şimdi. Döner dönmez soluğu pazarda alacağımdan şüpheniz olmasın!
Amann ne güzel bir çiftlik bu böyle.Ben de sıkıldım buralardan.Beni de ırgat alır mısın yanına, ne olurr?
YanıtlaSilSevgiler canım
Bayıldım ben bu çiftliğe nereden buluyorsun bu oyunları Nurşen'ciğim?
YanıtlaSilÇiftlikte yaşamak çok güzel olmalı oyunu bile güzel:)
Çiftliğim herkese açık dostlar, buyrun gelin:))
YanıtlaSilÖzlemcim bu facebookda bu ara çok rağbet gören bir oyun, sana da yapayım bir istek, komşu olalım:)) Şaka bir yana Ankara'da sıkılırken iyi bir eğlence oldu bana...
İşte buralarda yaşamaktan bıkan biri olarak ah orada yaşasam diye iç geçirdim :(
YanıtlaSilAman Leylak Dalı,yolla ciftlikten malı...
YanıtlaSilİstiyorum o meyve ve sebzelerden.
Bu arada ben de 3 günlüğüne Uşak'ta idim.Senin sanalda topladıklarını canlı canlı topladım üzüm bağlarında.Uzun uzadıya sağlı sollu bir sürü üzüm.Koca koca sarkmışlar, yol kenarında satışa sunmuşlar üzümleri.Almayacağım toplayacağım dedim teyzeye.Resimleri yayınlarım bir ara...
Öpüyorum seni Leylak Abla:)
ah ah hayal etmesi bile keyifli.
YanıtlaSilo yüzden pek çok müdavimi var bu aralar :)