.

.
.

25 Ağustos 2009 Salı

SANALDAN GERÇEĞE, BİR BULUŞMA


Bir süredir devam eden niyetlenmeler ve 2-3 gün önce yapılan telefon görüşmelerinden sonra nihayet Çınar ile buluştuk. Ben kararlaştığımız yere gitmek için evden çıktığımda o arayıp geldiğini söyledi. Gerçi buluşma saatimize daha vardı ama beklettiğimi düşünerek hızlandırdım yürüyüşümü. Yol boyu da ilk karşılaşma anını zihnimde kuruyordum. Birbirini hiç görmemiş, yalnızca sanal dünyada birkaç yazı sonrası oluşan kanaatlerle görüşmeye karar vermiş iki kişiydik. Tanıyacak mıydık hemen birbirimizi, o kısım kolaydı ya sonrası. Bir-iki hatır cümlesinden sonra sessizlikleri mi paylaşacaktık, çay kaşığı şıkırtısı mı eşlik edecekti sıkıntımıza, herbirimiz diğerinin "Artık kalkalım mı?" demesini mi bekleyecektik? Hasılı bir sürü soru vardı kafamda. Bu tarz buluşmaları yıllar sonra lise arkadaşlarımla da yapmıştım ama bir göz rengi, bir gülüş, bir mimik hiç sıkıntı çekmeden tanıtmıştı karşımdakini bana ve konuşacak konu bulamasak da geçmişin anıları yeter diye düşünmüştük. Bu defaki farklıydı, geride ıssız bir boşluk vardı. "İleriye bakalım" diyerek sıklaştırdım adımlarımı. Yolda yakama kırmızı karanfil mi taksaydım diye düşündüm yıllar önce babama yaptığım öneriyi hatırlayarak. Babam 30 yıl kadar sonra mezuniyetinden beri görmediği birkaç lise arkadaşıyla buluşacak olmuş, "nasıl tanıyacağız biribirimizi" yollu endişelerine çözüm olarak yakasına kırmızı karanfil takması önerisi getirmiştim. Ben ciddiydim aslında ama babam kaale almamıştı teklifimi. Şimdi aynı şeyi kendim yapsam ne komik olur diye geçirdim aklımdan, hatta saçıma takmalıyım karanfili ki daha havalı olsun, Çınar beni İspanyol dansözü falan sansın diye kıkırdayarak uılaştım sonunda buluşacağımız pastaneye. Çınar'a bahsetmedim yoldaki düşüncelerimden, şimdi burada okuyacak. İçeri girmeden telefon edip giysisinin rengini öğrendim, kendiminkini söyledim, zaten kapıdan girer girmez de hemen gördüm. Ohoo, biz tanışıyormuşuz zaten, teşrifata falan gerek kalmadı. Bir muhabbet, bir muhabbet, ne çok konumuz varmış paylaşacak. Buluştuğumuz, benim çok sevdiğim, Çınar'ın da çok sevdiğini öğrendiğim Akman Pastanesi, benim çocukluğuma ve ilk gençliğime, Çınar'ınsa yeni evlilik yıllarına mekan olmuş Yenimahalle, oğullarımız, ailelerimiz, aynı yıl, çok yakın tarihlerde aynı lanet hastalıktan yitirdiğimiz annelerimiz, zevklerimiz ve daha bir sürü şey. Konuşkanımdır genellikle, mevzu bulmakta zorlanmam ama ilk karşılaşmalar biraz tutukluk yapar ne yalan söyleyim. Bu defa hiç öyle olmadı, blog dünyası bizi çoktan arkadaş yapmış bile. Hasılı güzel bir arkadaşlığın temelini attık, dilerim devamı gelir.

Sevgili Çınar, sıcaklığın ve geçirdiğimiz birkaç güzel saat için çok teşekkürler. Dilerim dostluğumuz hep devam eder...

Not: Yukarıdaki resim buluşmamızı temsilen tarafımdan paintte çizilmiştir.

10 yorum:

  1. Kırmızı karanfile gerek kalmadı:)) Dediğin gibi biz zaten tanışıyormuşuz(gibiydi)

    Bahsetmiştim ya bazen resimleri göremiyorum diye. Yine göremiyorum:((

    Dilerim arkadaşım, dilerim dostluğumuz devam eder.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Ne diyebilirim ki.

    İçim kıskançlıkla doldu taştı :(((

    YanıtlaSil
  3. Benimle de tanışmaya gelecek misin? :D

    YanıtlaSil
  4. Harikasınız siz yaa:))
    Çınar Hanım'ın yazısından sonra bu yazı da aynı oranda heyecanlandırdı beni, ona şaşırdım..
    Demek ki aynı şehirde yaşıyorsunuz ..Bundan sonra daha sık görüşürsünüz artık..
    İkinizi de en derin sevgilerimi gönderiyorum..

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel olmuş. İkinizde harikasınız.
    Gerçekten birşeye benzemiyor bu dostluk, değişik bir tadı var, sıcacık ve çok yönlü.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. İkiniz de ne güzel yazmışsınız dostluk kadar güzel birşey yok canım

    YanıtlaSil
  7. Darisi basima diyorum kizkardes

    YanıtlaSil
  8. Blog ortamından kaç kişi ile tanıştıysam hep söz ettiğin duygular içinde oldum, onlar sanki hayatımda hep vardılar Nurşen'ciğim, ben bunu yazılarımızla dost olmak diye tanımlıyorum.
    Böyle hoş bir frekans yakalanıyor işte.
    Ne diyeyiym, darısı başımıza, sen buralara dönünce:)

    YanıtlaSil
  9. Arkadaşlar gerçekten çok hoş bir buluşma oldu, dilerim sizlerle de tanışıp görüşmek mümkün olur. Ankara'da yaşayanlarla elbet birgün yaparız bunu, hatta topluca yaparız ne güzel olur. Özlem bekle canım, Ekim'de ordayım. Buğday'cım Marmaris'e geldiğimde seni atlamam mümkün mü?
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. ankarada bende bekliyorum, ne güzel olur.geçen yıl nalan kocamı ziyaret edip tanışmıştık...

    YanıtlaSil