Geçen Cumartesi günü 5 gün kalmak için düşmüştüm İstanbul yollarına. Zaman sınırlı olduğundan neredeyse daha otobüsten iner inmez sokaklara atacaktım kendimi. Pek de farklı olmadı nitekim, bir saat kadar dinlenip kendime geldikten sonra evinde misafir olduğum arkadaşımla daha yoldayken planlanmış bir buluşmayı gerçekleştirmek üzere Bebeğe doğru yola çıktık. Tesadüf bu ya sözleştiğimiz arkadaşlardan birini otobüs durağında yakaladık, aldık arabaya, diğeri ile de Bebek Parkı'nda buluştuk. İlk olarak Starbucks'a daldık ama hafta sonu kalabalığı atılan iğnelerin yere düşmesini engelliyordu. Biz illa ki denize sıfır bir masa istediğimizden Nero Cafe'ye geçtik, farklı değildi tabii ki orası da. Ama arkadaşlarım azimliydi, misafirlerini arka masalarda ağırlamak niyetinde değillerdi o nedenle bir de hemen yandaki Bebek Cafe'yi denemek istediler. Geri dönmeye üşendiğimizden sahilden geçmek için en öndeki masadan izin istiyorduk ki kalkıp bizi buyur ettiler, gidiyorlarmış. Memnuniyetle yerleştik ve güzelim manzaraya karşı sohbete başladık. Bir de ziyaretçimiz vardı, üstteki fotoğraftaki martı.
Ziyaretçilerimiz martıyla sınırlı kalmadı, az sonra koca gövdesiyle üstteki köpek geldi yanımıza. Öyle komikti ki suratı, hem güldük, hem sevdik, hem de poz poz fotoğrafını çektik. Biz şakur-şukur fotoğraflarken hayvanı, sahibi çıkageldi. Ne dese beğenirsiniz; buruşuk suratlı beyefendi fotoğraf çektirmekten hoşlanmazmış meğerse. Halbuki yukarda görüldüğü gibi pekala özel pozlar bile vermişti objektiflerimize. Sahibinin hesabedemediği köpeğin cazibemize dayanamayacağı hususuydu.
Akşam olurken limonata gibi ılık ve durgun bir havada Rumelihisarı'na kadar yürüdük. Acıktığımızı hissedince de sahildeki lokantalardan birine yerleştik. Ay gökte pırıl pırıl parlarken, onunla yarışır gibi havai fişekler atılmaya başladı, tabii ki şerefime. Hatta ben kuyruğunda "HOŞGELDİN LEYLAK DALI" yazılı pankart taşıyan bir uçağın da üstümüzden geçeceği beklentisindeydim ama muhtemelen kriz nedeniyle masrafları biraz kısmışlar.
Herşey iyiydi, güzeldi; yemekler, restoranın havası, manzara, mehtap, ışıklar içindeki köprü, havai fişekler ama gel gör ki bunlara eşlik edecek bir kadehcik beyaz şaraptan mahrum kaldık, "Alkol yassah"dı maalesef.
Herşey iyiydi, güzeldi; yemekler, restoranın havası, manzara, mehtap, ışıklar içindeki köprü, havai fişekler ama gel gör ki bunlara eşlik edecek bir kadehcik beyaz şaraptan mahrum kaldık, "Alkol yassah"dı maalesef.
Ertesi sabah apar topar bir kahvaltı, sonra ver elini Kuzguncuk. Dokusu bozulmamış doğal mahalle havası, güzelim evleri, göğe yükselen çınarları ile gönlümü kaptırdım bu semte. Bazen pencere önüne yerleşmiş birkaç saksı sardunya, bazen de merdivenlerde hırlaşan kediler hayatı güzelleştirmeye nasıl yetipte artıveriyor.
Sıcacık duygularla ayrılacaktık bu semtten, eğer ekmek almaktan dönen bir mahalleli fotoğraf çekişimizle dalga geçip bizi komik olmakla nitelendirmeseydi. Gerçi aldırmadık, kendisini esefle kınayıp çekim faaliyetlerimize devam ettik sonra da arabamıza atlayıp diğer arkadaşlarımızla buluşmak için Anadolu Kavağı'na doğru yollandık.
Anadolu Kavağı hayal kırıklığına uğrattı beni. Sahile ulaşmanın imkansızlığının yanısıra balık lokantalarındaki çığırtkanlıkla müşteri çekme gayretleri, kızarmış balık ve yanık yağ kokuları, kalabalık, sıcak itici geldi. Ama mezuniyetimdem beri görmediğim lise arkadaşımla buluşup yediğimiz güzel deniz ürünleri ve onlardan da güzel sohbet ortamı herşeyi unutturdu. Harika bir öğleden sonraydı, anılarım içinde çok özel bir yeri olacak
Devamı gelecek postta arkadaşlar, şimdilik kalın sağlıcakla...
Devamı gelecek postta arkadaşlar, şimdilik kalın sağlıcakla...
1 köpekmi resim çekilmeyi sevmiyormuş puhahaha adam bunu nerden biliyormuş yahu
YanıtlaSil2 resim çekenlere neden böyle garip bir insan varlığı gibi bakarlar? gülerler gıcık oluyorummmmm
3 kuzguncuk dedin deştin bütün yaralarımı:)))
Hoş gelmiş sevgili leylak dalı, hem bloguna hem benim memleketim canım İstanbul'a...Yine nüktedan,yine iyi bir gözlemci olarak gezip anılar biriktirmişsiniz öğretmenim :) Ne güzel..
YanıtlaSil( Bir dahaki sefere Anadolu Kavağı'nda en tepede tek başına olan bir işletme var,oraya gitmenizi tavsiye ediyorum) Sevgilerimle Zehr@
Benim için de gezdiğinizi farzederek devamını bekliyorum :))
YanıtlaSilKedili pozu ne güzel yakalamışsın.
YanıtlaSilBen de sezon sonunu ve yıllık iznimi dört gözle bekliyorum.Otel tatili yapmayı sevmeyenlerdenim tam bana göre bir gezi olmuş.
Yazılarınla gitmiş kadar oldum ama yakından bakmam gerek :D
İstanbul'un en sevdiğim semtlerine gitmişsin ve fotoğraflara bayıldım ben.
YanıtlaSilSevgilerimle...
Olá! Conheci o seu cantinho e é tão lindo e criativo!
YanıtlaSilAmei mesmo!!!
Parabéns pelo seu trabalho.
Espero você, quando puder no meu espaço:
magiadaines.blogspot.com
Beijinhos carinhosos.
Itabira - Brasil
Çok güzel kareler yakalıyor oldugunuzun farkında mısınız acaba :)
YanıtlaSil