Dün Milattan Önce'den beri tanış olduğum birkaç arkadaşımla yeni yıla erken girdik 😊Kutlamaları ve özel günleri seven bir insanım, hoş bir şeylerle karşılamak isterim ki gelen de hoşluk getirsin. Ben hoşluk yapıyorum yapmasına da yıl da, yaş da bazen hoş şeyler getirmeyebiliyor, yine de pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. "Sen iste de vermezse kendi bilir" derdi bir arkadaşım, o hesap işte.
Arkadaşlarımın biri onlu yaşlarımdan, diğerleri ise yirmili yaşımın başından beri benimleler. Çocuklarımızın doğumlarına, yaş almalarına, evliliklerine, hatta torunların büyümesine bile şahidiz. Güzel günleri paylaştığımız gibi ölümleri, hastalıkları, kederleri de paylaştık. İyi ki varlar, hep var olsunlar. Yılbaşı konseptli kırmızı bir masa hazırladım, özel yılbaşı pastamdan yaptım, birkaç farklı çeşitle ikramlıkları tamamladım, sonrası bol sohbet, bol kahkaha oldu.
Yeni yıl planımı da tabaklarda paylaştım ki hep birlikte gülmek kısmet olsun.
Bugün biraz yorgunum, beden yaşım ruh yaşımla uyumlu gitmiyor ne yazık, "Gönlüm seher yeli gibi daldan dala essem diyor" ama beden "Otur oturduğun yerde kadın, eserken takılacaksın dalın birine, sonra da güm yere" diye parmak sallıyor. E haklı 😂
Adını andık madem dinleyelim mi şarkıyı, Ayşe Taş söylesin: Gönlüm Seher Yeli Gibi
Antalya özüne döndü dündenberi, dün bulutluydu, bugün pırıl pırıl güneşli, aslında çıkıp yürümek vardı ama yazdım ya dünün yorgunluğunu atamadım, kısmet yarına. 2025 bitmeden iki etkinliğim daha var, Devlet Tiyatrosu'nda "Kuşlar" oyunu ve pazartesi günü de Opera Sahnesi'nde "Yeni Yıl Konseri".
Yeni yılda da sanatsız kalmamak dileğiyle dostlar, bitirirken Akgün Akova "Olsaydın" şiirinden birkaç dizeyle seslensin sizlere:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder