.

.
.

11 Haziran 2021 Cuma

11 HAZİRAN (ARKADAŞLI ÇELİNÇ 7)

Yeni adaptörüm henüz teşrif etmedi, Acil Durum Kiti oğlumun getirdiği bir yedekle açtım interneti. Merkür bu defa beni fena çarptı. Neyse çarpılmış bir vaziyette çelınca devam ediyorum. Geldik 7. soruya:

7- Dans edilecek bir arkadaş:

Şu an en son ne zaman dans ettiğimi hatırlamaya çalışıyorum ama hatırlayamıyorum, çook uzun zaman oldu. Zaten şu an dans edecek olsam ayaklarım birbirine dolaşır, sevmem de pek üstelik ne yalan söyleyeyim. Ama "Angara'nın Bağları"na, "Misket"e, "Fidayda"ya falan dayanamam atarım piste kendimi, daha doğrusu atardım, Cevriye ile Tevriye'den önce. Danstan sayılırsa bu konuda şahane bir arkadaşım var, yanımda o olmazsa pek neşelenemiyorum ama varsa tutmayın bizi. 

Ş. ile ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteyi bir yıl arayla aynı okullarda okumuşuz. Bu kadarla kalsa iyi, aynı semtte, aynı mahallede, bir sokak arayla oturmuşuz yıllarca, evlerimizin arası 50 metre ancak gelir. Mahallede kim varsa ortak tanıdık, gel gör ki biz birbirimizi tanımadan büyümüşüz. 

Bundan epey bir zaman önce, daha hepimiz çiçeği burnunda öğretmenken bir gün Öğretmenler Odası'nın kapısı açıldı. İçeriye kocaman gülüşlü, üç kişiye yetecek kadar gür ve lüleli saçlı, esmer bir kadın rüzgar gibi eserek girdi. İlk dikkatimi çeken paltosu oldu, anneannemin pek hoşuma giden kadifemsi kumaştan paltosuna benzer şeydi, algıda seçicilik. Hepimizi yıllardır tanıyormuş gibi içten selamlar vererek yanımıza oturdu. Yeni tayin bir öğretmendi, bebek bekliyordu ve okulun çok yakınında oturuyordu. Sonra sorulan sorulara karşılık olarak beni can evimden vuran bir şey söyledi, "Erzurumluyuz ama Ankara'da büyüdüm ben, Yenimahalle'de". Antenlerim aniden titremeye başladı ve hemen yılları, yerleri soruşturmaya başladım, sonra yukarıda yazdığım komik durumu keşfettik, ikimiz de kahkahalarla gülmeye başladık bunca yıl birbirimizi es geçip burada karşılaşmamıza, o kahkahalar bir araya geldik mi hala tam gaz devam eder. 

O ilk günden bu yana Ş. benim en iyi arkadaşlarımdan biri oldu, en çok güldüğüm, en çok eğlendiğim, omzunda en çok ağladığım, en şahane dedikoduları yaptığım. Aynı arka plana sahip olmanın getirdiği bir benzerlik hali var, Yenimahalle'de, o mahalle kültürüyle, orta sınıf insanlar arasında büyümüş olmanın getirdiği bir uyum hali. Yıllar içinde çocuklarımızı birlikte büyüttük, mezuniyetlerine, evliliklerine, anne-baba oluşlarına şahit olduk, okul yılları bitti, emekli olduk ama biz bir türlü büyüyemedik. Ne zaman bir araya gelsek çocuklaştık. Hele ki bir eğlence söz konusu ise ve Ş. ile ben yanyana oturuyorsak. En köhne mekanda, en kötü yemeklerde bile kahkahalarla gülüp eğlenmenin dibine vurduk. Dans edilecek arkadaşım da Ş. dir benim, bir yandan oynar, bir yandan çevremizde oynayanları keseriz. Sonra o kadar güleriz ki oynamaktan değil, gülmekten yoruluruz. Bir yudum alkol almadığımız halde ikimizin eğlenmesine bakan bizi bir büyüğü devirmiş sanır. Ah şu pandemi bitse de o güzel günlere geri dönsek, tüm eğlenemediklerimizin acısını çıkarsak...


Görsel: Buradan

7 yorum:

  1. içlendim vallahi ne güzel kavuşmuşsunuz sonunda. ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok komik, yıllarca bir üst sokakta yaşasın, aynı okullara gidin, yıllar sonra karşılaşıp kanka olun :)))

      Sil
  2. <3 Sonik Hanım'ın bu mimi yemin ederim insanlığa inancımı geri getiriyor, ne güzel insanlar var atrafta ya.... Hangi yazıyı okusam çok seviyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ben de öyle inan, dostluk başka şey ya...

      Sil
  3. nice yıllarınız olsun. ne güzel bir arkadaşlık :)

    YanıtlaSil
  4. Leylakcığım, ne güzel bir arkadaşlık hikayesi, bu. Sende daha ne hikayeler vardır eminim, dinledikçe gerisi geliyor. :)

    YanıtlaSil