Az evvel bir film izledim, "INCENDIES". Yangınlar anlamına geliyormuş Fransızca'da ama ne hikmetse "İçimdeki Yangın" diye Türkçeleştirmişler. İsmi her ne olursa olsun beni öyle bir kavurdu ki film yatışmak için biter bitmez kendime bir kahve yapıp sümbül koklayarak içtim. Geçen yılın yabancı film dalında Oscar adaylarından biriymiş, ben gecikmeli olarak izledim Kanada yapımı bu filmi. Göçmen olarak Kanada'ya yerleşmiş bir kadın ölümünden sonra ikiz çocuklarına Lübnan'a dönüp geçmişlerinin izini sürmelerini vasiyet ediyor. Çocuklardan kız olanı gönüllü girişiyor bu işe, erkek ise sonradan zorlamayla katılıyor. Olaylar öyle inanılmayacak bir boyuta geliyor ki pekçok duyguyu bir arada yaşıyorsunuz, en çok da savaşın dehşetini ve insanların hayatlarını nasıl yörüngesinden kaydırdığını. Kesinlikle izleyin derim, hatta Lale'nin deyimiyle "izlemezseniz küserim". Altüst olacaksınız bunu da peşinen söyleyim....
Bu ara çekirdek çitler gibi film izliyorum, dün gece "Melancholia" gecesiydi. İki bölümü de birbirinden garip tiplerle bezenmiş, adı gibi melankolik (aslında filmde dünyaya çarpma ihtimali olan bir gezegenin adı), yer yer hayli durağan hatta sıkıcı, bunaltıcı ama bir şekilde ekrana kitleyen, sevilse mi nefret mi edilse karar verilemeyen ama galiba birinci şık daha ağır basan tipik bir Lars von Trier filmiydi (Trier'in daha iyi filmlerini gördüm, sıralarsak bu altlara düşer). Güzel miydi, kötü müydü kararsızım ama kesinlikle izlediğime pişman değilim, bende bıraktığı en yoğun duyguyu soracak olursanız "ürktüm", evet kesinlikle "ürktüm".
Film izlemek dışında haftasonu etkinlikleri turuncu renkteydi. 20 kiloya yakın turunç sıkarak bir kazan turunç ekşisi kaynattım, kabuklarını rendeleyip buz kalıplarına doldurarak gerektiğinde kullanılmak üzere derin dondurucuya depoladım, azalan portakal likörümü takviye için aynı versiyonu turunçla denedim ve mahlepli parmak çörek pişirdim. Hamaratlığımdan dolayı kendimle gurur duyar, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öper, yaşıtlarımla toka ederim. Buyrun gözünüz turuncuya doysun:
Verimli bir pazar günü olmuş, turunçlar harika görünüyor:)
YanıtlaSilTurunç kabuğu rendesi keklere,kurabiyelere konmak için mi?
YanıtlaSilBenim bahçede bir turunç var ama daha meyveye gelmedi..Bekliyom bakalım...Sevgiler Tuzla'dan...
içimdeki yangın:)) içimi yangına çevirir diye izlememiştim gözüme halen mört mört bakmakta...Şimdi sen küsme diye izleyeceğim mecbur. Melenkolia geçen filmekinde festival filmiydi...
YanıtlaSilAnam o turunçların kokusu İstanbul'a geldi
ayyyyy turunc:))) bzde seninle guru duyuyoruz Leylak hanim:) adiniz turunc hanimi yapsak:=)
YanıtlaSilFotoğraflar harika, içim açıldı, çok teşekkürler. Şu renklerin hayatımızdaki rolü ne büyük! Dün güneş aydınlatmıştı içimi, bugün kapatan hava yine beni depresif bir hale sokmuşken turunçların yetişti. Tüm okuyucuların adına bir kez daha teşekkür eder, bir küçüğün olarak ellerinden öperim... Üstüne bi de sarılır yanaklarından öperim... :)
YanıtlaSilSevi
Geçen sefer sayende hazırladığım konsantreyi anneme içirtip bitirdim nihayet. Pek bereketli olmuştu. Dün komşular portakalları indirmişler yüksek dalladan. Koca bir torba dolusu da bize düştü. Washington üstelik. Yemelik ayırdım, gerisini de ayni teknikle annem için hazırladım. Bizde de dün turuncuydu:))
YanıtlaSilVaktiyle beni de kavurmuştu:
YanıtlaSilhttp://benyazarsamolur.blogspot.com/2011/10/incendies.html
Turunç reçelden başka şeylere de yarıyor fikrine alışıp ben de bir şeyler denesem artık, iyi olacak. Yeni yeni alıştım zaten, sokaklardaki o ağaçların portakal ya da mandalina vermediklerine!
Bayılıyorum turunç muhabbetinize Leylak Dalıcığım.Ben Aydınlıyım turunç çok tüketilir;kereviz,pırasa yemekleri turunç suyu olmadan yavandır,bazı çorbalar da.Nazilli kıymalı pidesi mutlaka turunç sıkılarak yenir...Ekşisini hiç yapmamıştım deneyeceğim.Afiyetler olsun,ellerine sağlık.Selam ve sevgiler...
YanıtlaSilArzu,
YanıtlaSilEkşisini tavsiye ederim, geçen sefer yaptıklarım tükenince hemen daha çoğunu yaptım. Limon kullanmaz olduk turunca alışalıberi. Sokaklarda ağaçlardan dökülüyor yüzüne bakan yok, yazık oluyor.
Teşekkür ediyorum, benden de selam ve sevgiler...
Bir Kadın,
YanıtlaSilFilmi izleyip google'de hakkında bilgi toplamak için dolaşırken rastladım yazınıza ve okudum, aynı fikirde olmamıza da sevindim. Çok etkileyiciydi gerçekten.
Turnç ekşisini denemenizi kesinlikle öneririm. Çok kolay, sıkıp, tel süzgeçten geçirip kaynatıyorsunuz o kadar. Deneyin müptelası olacaksınız.
Sevgiler...
Nedukcum,
YanıtlaSilAnneciğine afiyet olsun. Demek aynı gün aynı renk olmuşuz:)
Ben fena alıştım bu turunç işine yazın eksiklik hissedeceğim:))
Sevi,
YanıtlaSilSağol canım, ben de seni öperim altta mı kalıcam:))
Sen de benim gibi güneş görmeyince depresif olanlardansın demek, klimatik depresyonum var benim, yağmurda kurt adama dönüşüyorum:))
Turunçların rengi muhteşem değil mi?
Beste,
YanıtlaSilAdımı Turunciye olarak değiştiriyorum bu andan itibaren:)
Ama haksızlık bu, burada sokaklarda ziyan-zebil olurken sen orda hasretini çek. Atsam tutabilir misin ki:))
Sevgiler...
Lale,
YanıtlaSilİzle bacım izle, çok beğeneceksin. İçinin yanacağı kesin ama yine de izle, küserim yoksa, senden öğrendim:)
Mine Hanım,
YanıtlaSilEvet kabukların rendesini kurabiye kek için dondurdum. Lazım oldukça çıkarıp kullanacağım.
Haydi bakalım sizin turunçlar da olgunlaşsın ekşi kaynatalım beraber:)
yokartıkya,
YanıtlaSilEvet gerçekten verimli haftasonu oldu. Epey iş çıkardım:))
Turunç hiç yemedim korkarım hiç de görmedim portakal mandalin arası diye tahahhül ettim:)) yine portalak likörü anılmış olmaz ki ya tam unuttum yoklamayacağım derken..neyse kaldı bir hafta çocukların okullarının açılmasının şerefine kadeh kaldırırım artık:)) eee küççüğüm elbet öperim ellerinden sarılırım sımsıkı..
YanıtlaSilpek hamaratmışsın gerçekten.mahlepli parmak çöreklerden bahsetmemişsin.ben onları merak ettim.bir de turunç liköründen tatmak isterdim.
YanıtlaSilSinema konusunda benzer şeyler hissediyoruz zaten, denk gelen yorumlarımızdan gördüğüm kadarıyla. Ne güzel! :)
YanıtlaSilIncendies bana da çok dokunan bi filmdi. Senaryosu tiyatro oyunundan uyarlamaymış aslında, bu sezon devlet tiyatrolarında sahneleniyor. İmkanınız olursa oyunu da izlemenizi tavsiye ederim. Ben izledim, çok beğendim :)
YanıtlaSilLinki de burda:
http://www.istdt.gov.tr/turkce/oyunlar/oyun.asp?lngType=0&lngPlayID=363
ortadoğunun kaderi.. kadının kaderi.. ben de çok etkilenmiştim...
YanıtlaSilatalet
Dört günde altı film izledim. Bir çeşit festival oldu bana. Film seyrederken Defi'ye bir hırkayı neredeyse bitirdim. Verimli bir haftasonuydu vesselam. Demek ki, yıldızlar doğru açılardaymış.
YanıtlaSilYangınlar filmini geçen yıl izlemiş, blogumda da yazmıştım.Çok çarpıcı bir filmdir, inanılmaz etkileyici bir sonu var.Zaten sizde de belli ki o etkiyi bırakmış:)
YanıtlaSilMelankoli filminin sonunu getirememiştim ,söylediklerinizin tamamına katılıyorum.
Özellikle ürktüm kısmına hatta rahatsız etti beni...
Vallahi çok merak etmeye başladım ben bu vaktiyle portakal sandığım turunç denen şeyi. istanbulda bulursam mucize mi olur ki ?
YanıtlaSilLeylakcım allah sendeki film izleme şevkinin onda birini bana verse sana bi şey olmaz de mi? Hiç ama hiç dayanamıyorum artık film seyretmeye. Nedir bu derdimin sebebi bilsem..
Bu arada Leylak Ablam, benim büyük teyzoş, keke koymak için portakal kabuğu rendesini: kavanozda bir sıra portakal bir sıra toz şeker, bir sıra portakal, bir sıra toz şeker... şeklinde hazırlayıp buzdolabında saklıyor (alt tarafında, buzlukta değil). Hatta ara sıra da açıp üstüne ilave yapıyor. Belki daha az yer tutan bir çözüm olarak denemek isteyebilirsin diye yazdım. Ama seninkiler kadar dayanıklı olur mu bilmem, çünkü o sürekli kek yapar, çok hızlı tükenip tazelenir kavanozun içindekiler. (keki meşhurdur, ben bile buraya koliyle göndertiyorum, o derece yani, ay olsa da yesem hatta...). Bir de şu anda flashback oldu, ben bunu sana daha önce yazmıştım gibi geldi...
YanıtlaSilSevi
leylak ablacım maşallah ne kadar marifetlisin sen ya :) Ellerine sağlık
YanıtlaSilTurucçlar enfes görünüyor ve filmi mutlaka izleyeceğim bu hafta...
YanıtlaSilAntalya'dan Antalya'ya selam olsun :)
Sevgiler
Sazan...