Ebegümeci pişirdim az evvel, pişirirken de düşündüm. Zor birşey değil, her çeşit eylemi yaparken düşünebiliyorsunuz, fizikte "Bileşik Hareket" diye birşey vardı, o mudur bu? Yoksa değil mi, hani birşey yaparken başka birşey daha yapmak, ay yoksa "Düzgün Dairesel Hareket" miydi. Üff karıştırdım, zaten Fen Bilimleri özürlü bir Fen Bölümü mezunuyum. Bizim zamanımızda (hani şu daha dinozorlar, brontozorlar ve mamutlar yaşarken) lisede fen bölümüne gitmeyen tembel sayılırdı, ne salaklık (iki gündür ağzımı bozuyorum kusura bakmayın), ben de tembel olmamak için sevmediğim dersleri okuyarak ya da okur gibi yaparak bitirdim işte liseyi o yüzden karıştırıyorum. Ne diyorduk laf karıştı, ha ebegümeci diyorduk. Bizim aile su katılmamış bir Orta Anadolulu olduğu için ot yemekleri konusunda cahildik, ne ebegümeci bilirdik ne şevket-i bostan. Ne cibesten haberimiz vardı ne turpotundan. Rokayı bile Antalya'ya taşınınca tattım. Ha arada komşumuz şişman Zehranım teyzenin ardına takılır Yenimahalle'nin o zamanlar el değmemiş kırlarında onun gösterdiği otları toplardık ama analarımız topraklı çamurlu diye evden içeri sokmazdı o otları; o canım hindibaları, tekesakallarını, cırnakları. Bizim otlar sıradan klasik maydonoz, dereotuydu. Nasıl "bir nesil Pınar sütle büyüdü" şeklinde bir reklam varsa, bir evvelki nesil için de "Kemalettin Tuğcu ile büyüdü" diye bir reklam yapılabilir. İşte o nesilin kitap kurtlarından biri olarak çocukluk yıllarımda binlerce Kemalettin Tuğcu satırı dolmuştur miyop gözlerimden içeriye. Okuyanlar bilir pek fakirdir K.Tuğcu'nun kahramanları, anaları çilekeş kadınlardır, babaları çoğunlukla ya ölmüştür ya kayıptır. O yüzden çalışmaya mahkumdur o zavallı çocuklar. Ya köprüaltında yatarlar ya işportacılık yaparlar. Fedakar anaları da arsalarda yetişen ebegümecileri, labadaları falan toplayıp pişirir onlara yemek diye. Ben bunları mutfaktan yükselen mis gibi yemek kokuları arasında okurken canım acaip ebegümeci, labada falan çeker annemin sofrada önüme koyduğu güzelim yemeklere burun kıvırırdım. Birinde "labada pişirsene" demiştim de annem "o da neymiş be" diye terslemişti beni. İşin aslında ben de bilmiyordum labada nedir, ebegümeci ile tanışıklığım vardı ama, bahçeye indiğimizde mor çiçeklerini koparır, minyatür bir ayçiçeği tablasına benzeyen tohumlarını yer, yapraklarını da bakkalcılık oynarken asma yaprağı niyetine satışa sunardık. Kısacası çocukluğum ot nedir bilmeden geçti; ebegümecinin tohumu dışında tadını bilmedim, labada dersen o kadar yabancıydı ki Kemalettin Tuğcu'nun uydurması olduğuna hükmettim, yukarıda saydığım diğerleriyle ise ancak Antalya'ya yerleşince tanıştım. Geç oldu ama temiz oldu, şimdi fırsat buldukça yiyemediğim zamanların acısını çıkarıyorum. Kemalettin Tuğcu analarını da yaşadıkları devri aşan sağlıklı ve lezzetli beslenme biçimlerinden dolayı gecikmeli de olsa kutluyorum:))
labada,efelek,mancar bizde çok yerdik eskiden..şimdi halam toplayıp getiriyor bize daha bilmediğim bir çoğunu..ben çok severim..hatta şuanda mancarlı pide yiyorum :) sizede afiyet olsun..
YanıtlaSilEbegümeci-turp otu ,dalgan ve dahası :) Ege de ne bol yerdik,hala getirtiyoruz taze taze.Afiyet olmuştur insallah.
YanıtlaSilBu kadar zırlak bir kuşak olmamızın Kemalettin Tuğçu okumuş olmaktan geçtiğini düşünüyorum...ne dersin?
YanıtlaSilçok şifalı bir bitkiye deyinmişsain:)
YanıtlaSilellerine sağlık:))
teşekkür pastamı yemek için davet ediyorum:)))
Kemalettin Tuğcu'nun bir takipçisi
YanıtlaSilde bendim.Ancak oradaki otları anımsayamadım.Ege'liyim Ama otları yeni öğreniyorum.Sadece çoçukluğumdan
hatırladığım hardal otu.Çok severim.İlkbaharda yol boyu olur.Geliniz sayesinde otlarla tanıştım.Geçen hafta arkadaşa turp otu adını söyledi hatırlayamadım.Otlar gelmiş .Bana verdi.Afiyetle misafirlerime ikram ettim.Otlar gibisi var mı?.Elinize sağlık.
Aynen ben de böyleydim, rokayı bile evlenip İzmir'e geldiğimde tatmıştım ilk. Bildiğimiz tek yeşillik maydanoz,tere ve marul idi.
YanıtlaSilOysa yıllardır Bodrum'da yaşayınca, topraktan neredeyse her çıkan yeşil otun yenilebileceğini öğrenince çok şaşırmıştım. ;-) İlk taşındığım evin yakınında teyzenin biri bahçedeki sarı papatyaların saplarını temizlerken "ne yapacaksınız ki?" diye sorduğumda "salatasını" demişti de bütün gece onlar çok fakir demek ki bir marul bile alamıyorlar diye hüngür hüngür ağlamıştım. Ertesi gün marul-maydanoz götürdüydüm de teyze anlamsız anlamsız baktıydı suratıma, ne bileyim ben? :-)
Sevgilerimle,
Ebegümecine bayılırım, yazınıza da bayıldım. Elinize kalemiize sağlık...
YanıtlaSilebegümecini pek severim,afiyet olsun.bildiğim ve topladığım tek ottur kendisi.bizim buralarda yok daha,antalya'da olmak istiyorum.evren duyuyorsun sesimi biliyorum.gerçekten çok istiyorum. :))
YanıtlaSiliçim kıyılırdı Kemallettin Tuğcu hikayelerinde,okurduk çokça...
YanıtlaSilteksas,tommikste okurduk:)))
ebegümeci salatasını biliyorum ama,yemeği duymamıştım...
sevgiler...
Aynı kökenden olduğumuz için ben de hâlâ o otları hiç pişirmedim. Satın almak için tanımak lazım. Aynı sebepten ben de fen kolunu seçtim ve süründüm. (Hoş o sırada edebiyat seçseymişim de sürünecekmişim ya.)
YanıtlaSilK.Tuğcu romanları çıktığında ben (yaşım gereği) çocuk kitaplarını bitirmiştim. Hiç okumadım.
Afiyet olsun Leylak' cım. En sağlıklısını yapıyorsun.
Anne tarafım Yugoslavya'dan İzmir'e gelenlerden..Neredeye bütün otların tadını bilirim ve çok severim.Daha dün pazardan hindiba aldım.Şu otlara para vermek kanıma dokunuyor..Artık eskisi gibi kendim toplayacağım..
YanıtlaSilLabada(efelek) bulunca al ve etli sarmasını yap-seveceksin..
Ebegümeci korukla pişince çok güzel olur..
Afiyet olsun Leylâk'ım
Ece
babannem toplardı benim de eskiden sofraya koca bir tabak ot koyardı. Annem yemese de bize yedirmeye çalışırdı babannem. Hala annem pek sevmez ama ben bulduğum zaman hiç tereddüdsüz yerim. Otculum sanırım bende :)
YanıtlaSilBen de Fen bölümü mağdurlarındanım:)
YanıtlaSilÜstelik Fen bölümünde Edb.notu 10, diğer fen dersleri 5-6 olan bir fenci:)) Üstüne de Kemalettin Tuğcu'nun okuru:)) Doktor Hn., yaşayacak mıyım?
Benim babam gıcıktı Kemalettin Tuğcu kitaplarına o yüzden hiç okutmadı, ama ben hepsini okudum yine de heheheh.
YanıtlaSilNeyse Karadenizin otları da çoktur. Olmayıp da netsin bi balık bi karalahana bi de misırdan başka bişi çıkmaz bizim orlarda... Domates eksen eylüle ancak kızarır. O yüzden atalarım keşfetmişler doğada kendiliğinden yetişen otları. Sakarca, meloycan, kaldirik, hoşkıran ya da hoşseven... bunları soğanlı moğanlı kavurur yumurta kırar omletini, haşlayıp sirke sarımsakla karıştırıp salatasını ya da sarımsaklı yoğurtla halvete sokup boranisini ederik. Ama şu Egenin rakı kokulu bi otu var, kuzu etiyle pişer işte ona bayılırım. Bir de deniz börülcesine...Anah post yazdım yine yorum yazayım derken...
Ebegumeci deyince benim de aklima dalgan (isirgan otu) geldi hemen! bu ikisinin boregi de cok cok guzel olur... ah Ege'min otlari!!!
YanıtlaSilSümüklüböcek,
YanıtlaSilIsırgan da pek güzel olur ama ayıklamak yıkamak biraz dert.
Evet haklısınız otların en güzeli Ege'de bulunuyor...
Lale,
YanıtlaSilRezeneyi diyorsun değil mi? Rakı gibi kokar mübarek, arkadaşım çok güzel yapar onu. Deniz börülcesine ben de bayılırım, oy oy oy ne lezzettir o. Bir de şevket-i bostana takıldım ilk pişirmeden sonra, pek güzel pek. Ot yiyelim güzelleşelim:))
Çenebaz,
YanıtlaSilVaziyetini pek iyi görmüyorum. Hemen bir doz K.Tuğcu kitabı, üstüne bol limonlu bir salata:)))
Destina,
YanıtlaSilNe güzel, ben çok geç tanıştım ot çeşitleriyle. Ama olsun zararın neresinden dönülse kardır di mi:))
Ece,
YanıtlaSilAntalya'ya gelince tanıştım labadayla, sarmasını da yaptım pek güzel oluyor gerçekten, hatta yapraktan daha kolay sarılıyor. Hindiba da güzel olur hani, oy olsa da yesek.
Koruk suyu bulamam ama bu ara bol bol turunç ekşisi kullanıyorum:))
Teşekkür eder, öperim:)
Asucum,
YanıtlaSilAntalya bana yavaş yavaş tanıtıyor otları ama daha çok eksiğim var biliyorum.
K. Tuğcusuz nasıl büyüdün sen yahu:)) Şimdi mi okusan ne yapsan.
Öperem seni...
Cepaynası,
YanıtlaSilBizim çocukluğun en popüler yazarıydı K.Tuğcu ağlaşa ağlaşa okurduk:))
Ben de salatasını yemedim ebegümecinin, denemeli.
Sevgiyle...
Kara Kitap,
YanıtlaSilEvren sesini duyacaktır, merak etme sen:))
Ehlikeyif,
YanıtlaSilÇok teşekkürler. sevgiler...
Ecehan,
YanıtlaSilBen böreğin içine bildiğimiz çimeni yolup koyanı da görmüştüm Denizli'de:)) Datçalılar da o kocaman sarı papatyaların yemeğini yapıyorlarmış yöresel yemekmiş o, sanırım senin rastladığında o tür bir papatyaydı. Neyse bilmesek de öğrendik şükür, yemeğe devam:))
Parıldayan Çiçek,
YanıtlaSilBen de hardal otunu bilmiyorum, bir araştırayım bakayım güzel miymiş.
Cümleten afiyet olsun diyelim:))
Bir Kase Lezzet,
YanıtlaSilÇok teşekkürler, sevgiler...
Nefise,
YanıtlaSilKesinlikle doğru diyorum:))
Red Riding,
YanıtlaSilOtlar harika ve iyi ki diyorum tanıştım geç de olsa. Hepimize afiyetler olsun. Sevgiyle...
Gülinn,
YanıtlaSilMancarı bu yaz öğrendim, kardeşim Akçakoca'dan getirmişti. Bütün otlar güzel, yiyelim güzelleşelim:))
Bizim evde kitap okumak bile yasaktı.Neymiş efendim, kitap okuyacağıma ders çalışmalıymışım :(
YanıtlaSilOkuduğum kitapları hep saklı gizli okudum.Kemalettin Tuğcu'nun kitaplarından bazılarını da okumuşluğum vardır bu şekil.
Ebegümecine gelince eşimle ben çok seviyoruz da evin genç nesline pek sevdiremedim nedense.
Hele bir de pişerken içine bir diş sarımsağı ezip ilave edince lezzetine doyum olmaz :)
eneeeem ebegümeci bu muymuş, ben bütün ömrümce ebegümeci ne menem bir ottur diye merak ediyordum. Valla ilk kez gördüm:) Isırgan otu gibi görünüyor.
YanıtlaSilebe gümeci hiç yemedim ama eski evimizde bahçede olurdu annemden gizli gizli o tabak gibi duran tohumunu yerdik arkadaşımla :) birde sarmaşık yerdik ekşi ekşi karnımız ağrıyana kadar
YanıtlaSilo günleri hatırladım bak şimdi hüzünlendim... :)
Buldukça ıspanağa katarım bende acaip lezzetli bir ot .Bahar gelince bol bol yeriz.
YanıtlaSil