Başka bölgelere yağan kar Antalya'ya güneş, kuru hava ve poyraz olarak dönüş yaptı. Bu da demektir ev içleri ve güneşli yerler in, gölgeler out. Güneye ve batıya bakan bir pencereniz varsa önündeki kanepeye yayılıp kedi olma zamanıdır. Ya da benim birazdan yapacağım gibi falez üstü cafelerden birine postu serip güneşin denize vuran pırıltılarını seyrederek arkadaşlarla sohbet edilmelidir. Her iki durumda da eşlikçiniz çay-kahve ya da benzeri bir içecek olabilir.
Birkaç gündür zamanımı Oscar amcama kız bakarak değerlendiriyorum. Belirlenmiş adayları dolaşıp görücülük ederek Oscar amcama uygun mudur diye inceliyorum. Bir kısmını beğeniyorum, bir kısmını beğenmiyorum ama son karar yine Oscar amcama ait, biz demokratik bir aileyiz. Bugüne kadar görücülük ettiğim kızların bir listesini yapacak olursak:
-A Separation/Bir Ayrılık: İlk bunu ziyarete gittim, malum Ortadoğudan, komşuyuz. Hanım hanımcık, dini bütün ve hakkını aramasını bilen bir kız gibi göründü gözüme. Bir-iki kusuru var ama ben beğendim, Oscar amcam ne der bilemem.
-Midnight in Paris/Paris'te Geceyarısı: Diğerinin aksine adayların içinde en Parisienne olanı; kokoş, entellektüel, sanatçı ruhlu, çok renkli. Babası çok ünlü biri, bu durum Oscar amcamı etkileyebilir.
-The Help/Yardımcı: Benim en beğendiğim adaylardan biri bu oldu. Melez bir kız, zenci-beyaz kırması. Eğlenceli, üzüntülü durumları bile gülerek karşılayabiliyor. Sevdim bunu ama Oscar amcam sever mi bilmem?
-The Artist/Artist: Bu adayda aile ve çevre baskısı var, en tavsiye edilen kız bu. Şansı o yüzden yüksek görünüyor. Ben beğenmedim açıkcası, kara-kuru, demode üstelik dilsiz. Lakin sıkı bir karizması var, konuşamadığı halde mimiklerini çok iyi kullanıp insanları tavlamasını biliyor. Oscar amcam etki altında kalıp gönlü buna kayabilir diye düşünüyorum.
-The Descendants/Senden Bana Kalan: Bu da şansı çok olan adaylardan, bir kere kızın abisi çok meşhur. Ben hiç sevmem o başka. Kız fena değil; güzel, biraz tropik havalı lakin hasta. Hatta laf aramızda ölümünün yakın olduğunu duydum. Ama benim Oscar amca pek merhametlidir, durumunu gözönüne alarak bunu da seçebilir.
Görücülük faaliyetlerim şimdilik bu kadarla sınırlı, diğer kızlar hakkında ufak-tefek söylentiler duydum, biraz bilgi sahibiyim ama görmeden karar verip Oscar amcamı yanlış yönlendirmek istemem. Bu akşam yeni bir ziyaret yapacağım, Mart'a kadar yolu var, sakin sakin düşünüp karar vermek lazım ki Oscar amcam bir cadalozun eline düşmesin. Şimdi bana müsaade, ben güneşe ve denize karşı kahve içmeye giderken sizleri "Made in Ankara" menşeli bir kardan korkunç adamla başbaşa bırakayım:
Kardan adam süper yakışıklı :)) arkını çok güzel ortaya koymuş :)
YanıtlaSiloscar amcana kız bakıyorsun demek! hııımmm, bakalım sen kimi beğeneceksin. sen ne tatlı kadınsın ya :)) o güzel kafede keyifli bir gün geçirmen dileğiyle.
YanıtlaSilKeyfin bol olsun canım :) Aman ne fena kardan o öyle :)))
YanıtlaSilher yazinizi okurken gulumsememe engel olamiyorum ama bunu okurken gulumsemem kahkahaya donustu.
YanıtlaSilne kadar keyifli ne kadar eglenceli yaziyorsunuz. yaptiginiz benzetmeler imalar anlatim diliniz beni benden aliyor gunum sayenizde keyifli geciyor.
canımmmmmm benimmm,postacı geldi biraz önce...senin kız kitabımın arasında...ben de seni çokkkkkk seviyorum...:)))))))))))))
YanıtlaSilburada da hiç kar yok pek bedbahtım:(
YanıtlaSilKardan Ç. olmuş sanki bu adam...
YanıtlaSilBu arada, Parfümün Dansı bitti. Çok hoş bir kitaptı, seninle aynı anda okumak ayrı güzeldi. Adamın bunu 28 yıl önce yazmış olduğu ve kuantum, meditasyon, nefes, ayrışma gibi kavramların günlük hayatımızda yeni yeni yer etmeye başladığı düşünülürse; kim bilir; şu an bazılarımıza uçuk gelebilecek diğer fikirler de ileride yerini bulur belki; ne dersin?
Parfümün Dansını okumayı, kitap okumaya değil, tabiatla ilgili bir magazini okumaya benzettim. Her sayfada ayrı konu ve fotoğraf, köşelerde değişik değişik küpürler... Hem güldüren, keyif veren hem düşündüren makaleler... Haftanın bulmacası... Ayrıca, okurken aynı zamanda araştırma ve yazma isteği de uyandıran, interaktif bir havası var gibi geldi bana, bilmem katılır mısın? Keşke daha önce okusaymışım, bana kalsa daha da bekletirdim, sayende başlayıp bitirdim.
Şimdi, Ağaçkakan ve Dur Bir Mola Ver var sırada.
Öptüm ablam, Sevi...
Sevi,
YanıtlaSilParfümün Dansı ile ilgili olarak aynı görüşlere sahip olmamız ne güzel. Şaşıra şaşıra, güle eğlene okudum, benzetmelere hayran kaldım. Ve okumakta bu kadar geciktiğim için kendimi kınadım. Diğer kitaplarına hemen geçemeyeceğim, elimde bir kule var eritilmesi gereken ama aklımda, Tom Robbins okumaya devam kısacası.
Kardan Ç. konusunda haklısı, bu kadar çirkini olamazdı:)
Öperim seni...
Yeliz,
YanıtlaSilBurada da yok kar ama ben mutluyum şahsen. İki yıldır Ankara'nın gri kışından, soğuğundan, karından, buzundan, çamurundan öyle bıkmışım ki Antalya ve evim ilaç gibi geldi:))
Niyancım,
YanıtlaSilDemek İzmir postacılarının da buradakilerden farkı yokmuş, o kartı atalı 1 ay oldu neredeyse, pes diyorum:))
Neyse ulaşmış ya o da birşeydir. Seni sevdiğimi söylemiştim di mi:))
Ebru Tuzla,
YanıtlaSilYorumunuz da beni gülümsetti, çok teşekkürler:)
İkiz Annesi,
YanıtlaSilSağolasın, gerçekten çok çirkin bir kardan adam, ajan gibi:))
Kara Kitap,
YanıtlaSilHala bir kız beğenemedim Oscar amcama, görücülük faaliyetlerine devam:)
O gün Nar Bistro'daydık ve kulaklarını çınlattım, çınladı mı?
Düşlerimden İnciler,
YanıtlaSilNe demezsin, gören altına edecek:)) Hangi estetik yoksunu yaptı acep bu kardan adamı:))
Sevgiler canım...