Bu dağları nasıl özlemişim anlatamam, bugün yağmur tamamen kesilip bulutlar dağılınca tüm haşmetiyle çıktı ortaya silüetleri. Öğlen seansında izleyeceğim filmin salonuna gitmek için yürüyüş güzergahımı parktan geçirdim. Günlerdir sinema peşinde koşmaktan denizi ancak gördüm diyebilirim, gözümü maviye ve yeşile doyurarak ulaştım gösterimin olduğu merkeze.
İlk sırada "NAR" filmi vardı ve hayli kalabalıktı. Yerler numarasız olduğu için kapı önünde uzun bir süre kuyrukta beklemek gerekiyor iyi bir yere oturabilmek için. Sonunda kapı açıldı ve yerleştik, salon tıklım tıklımdı, film ekibi de Serra Yılmaz ve Erdem Akakçe dışında salondaydı.
Ümit Ünal'ın yönettiği filme seyirci ilgisi fazlaydı ama ben yüksek bir beklentiyle gittiğim için hafiften hayal kırıklığı yaşadım ve işin açıkçası çok sevmedim. Minimalist bir filmdi zaten, tek bir mekan ve 4 kişilik bir kadro. Serra Yılmaz her zamanki gibi iyiydi, Erdem Akakçe de ama diğer oyuncular için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Esasen çok beğendiğim İdil Fırat'ın rolü de oldukça kısaydı. O yüzden pek tatmin olmamış olarak çıktım salondan.
Sinemasever martımız portakala tünemiş gördüğünüz gibi
Altın Portakal heykelimiz de yılların yükünü çekmekten yaşlanmış. Kolay değil 48 yaşına geldi, neredeyse yarım asırlık olacak.
Günün ikinci filmi "BİSİKLETLİ ÇOCUK" idi. Cannes Film Festivali'nde "Bir Zamanlar Anadolu'da" filmi ile Büyük Jüri Ödülü'nü paylaşan Dardenne kardeşlerin filmi babasının yetimhaneye terkettiği bir çocuğun koruyucu annesi ile olan ilişkilerini konu alıyor. İnsancıl yanı ağır basan hoş bir filmdi ama ödül ortağı olan bizim filmimiz çok daha güzeldi doğrusu.
Evet yüzüp yüzüp kuyruğuna geldik, yarın festivalin son günü. İki film daha var izleyeceğim sonra kapatacağız bu yılın film festivali sezonunu. Yarın görüşmek üzere sevgiler efendim...
ah ne güzel...aklim tüm bu filmlerde kalarak ayrilmak zorunda kaldim Antalya'dan..malum artik, Viyana'ya dönme vakti gelmisti..size bol keyifli seyirler diliyorum :)
YanıtlaSilMaşallah sana. Bu kadar film izlemeyi nasıl ayarladın? Keyfin bol olsun.
YanıtlaSilTakip ediyorum blogunuzu.. Tekrar tekrar okuyorum.. okuyorum.. Henüz 24 yaşındayım ve yaşam tarzınıza bayılıyorum. İleride böyle bir hayat sürmek , elinden kitapları düşürmemek , sinemalara gitmek ,tiyatroları takip etmek , tüm etkinliklerden haberdar olmak , gezmek şehir şehir.. çok güzel şeyler bunlar :)
YanıtlaSil