.

.
.

21 Ekim 2011 Cuma

DIŞARIDA


Çekmece ve dolap içi debelenmelerimi bitirdikten sonra bugün dışarı attım kendimi. Bir daha annelerinin pişirdiği yemeği yiyemeyecek, bir kızın elini tutamayacak, bir haftasonu arkadaşlarıyla buluşup gülüşemeyecek, bir şarkının dizelerinde kendini bulamayacak, yağmurda ıslanamayıp güneşte terleyemeyecek o mahzun bakışlı gençleri gönlüme hapsedip Antalya'yı içime çektim. Nasıl da özlemişim dağlarını, denizini, gökyüzünü, ağaçlarını, çiçeklerini.


Sanki bütün falezlere şu kaya dayanak oluyor gibi.


Gökyüzü mü sihirli, deniz mi?


Beydağları; bakmaya doyamadığım güzellik


Bu kırmızısı


Bu da beyazı...


Turkuaz


Gök mü denize, deniz mi göğe vermiş rengini?


Yorulduk, oturmalı


Vee bunları götürmeli...

Vahşetin, kıyımın, acımasızlığın, düşmanlığın olmadığı güzel günlere...

16 yorum:

  1. Dağlar,deniz,Güneş ..tamam güzel ama en son kare beni daha bir etkiledi....afiyet olsun.

    YanıtlaSil
  2. Enfes resimler. Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  3. İnsanoğlu kendini doğaya bırakmalı bence. Tüm bu resimleri görünce bir kere daha hissettim ki barış ancak insanın doğayı hatırlamasıyla mümkün olabilir? Peki hatırlar mı dersiniz?

    YanıtlaSil
  4. ve umutlu ,yürekli hatta düşmanın bile merti ile güreştiğimiz günlere Leylağım :(

    YanıtlaSil
  5. Canım çok güzel resimler.. Hazır makinemi değiştirmeyi düşünürken, yazsana bana bunları hangi makineyle çektiğini.

    Şehitlerimiz hakkında ise duyarlılığın gününde post girmeyişinle belli oldu zaten. Nasıl sinir oldum sadece o gün hatırlarmış yaşarmış gibi tüm blog listemde beliren postları görünce.

    Ben de şomalak gibi 5 ekimde yazmışım dolaylı olarak.Bir daha tövbe yazmayacağım.

    YanıtlaSil
  6. Antalya'da bazen görmediklerimi görüyorum. Özlem insanların gözlerini açıyor galiba... Ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
  7. Dersaadet,
    Teşekkürler, gerçekten özlemişim:)

    YanıtlaSil
  8. Sis, Makinem digital, SLR almak istedim aslında ama taşıma zorluğu engelledi, bu seferki oldukça ufarak birşey, benim gibi çantasında makine olmadan evden çıkmayan biri için ideal. Canon SX210 14.1 megapixel, elim okkalı bir makineye alışık olduğundan başta kullanmak tuhaf geldi ama alıştım, şimdi pek muhabbet geliştirdik kendisiyle, mutluyuz:) Biliyorsun ismi de Makbule:))
    Bu arada şomalak ne demek:))))))

    YanıtlaSil
  9. İçimizdeki Karnaval,
    Amin canım amin...

    YanıtlaSil
  10. Zero,
    Hiç umudum yok, içinde bir canavar büyüten kişi doğaya bakmıyor bile. Dün Kaddafi'nin linç görüntülerini izleyince insanlıktan korktum resmen.
    Yine de içimizdeki ışığı söndürmemekte fayda var...

    YanıtlaSil
  11. Asucum,
    Sağolasın canım, Antalya enfesti, pen sadece poz verdirdim:)))

    YanıtlaSil
  12. Nefis Hanım,
    Biraz obur gördüm seni:)))

    YanıtlaSil
  13. Sevgili Leylak Abla;
    Son zamanlarda o günkü ruh halime göre bazen kitap, bazen gezi yazıları, hatta bazen hobi, yemek ve hatta hatta moda bloglarından bir tane açıp okumayı alışkanlık edindim. Kendim blog yazarı değilim ancak bu sayede her defasında yeni bir arkadaş ediniyorum. Kimileriyle dostluğa dönüşüyor, her gün açıp yeni bir şey yazmış mı diye bakıyorum, kimileriyle de sadece bir yolculukta yanımda oturan kişiyle yapılan sınırlı bir sohbetten öteye gitmiyor ilişkimiz. "Bir lisan bir insan" deriz ya bir blog da bir insan günümüzde. Senin bloğunsa pek çok ruh halime uygun birşeyleri bulabiliyor olmam sayesinde en çok uğradığım yer diyebilirim. Ve seni bu sayede tanıdığımı sanıyordum; meğer sen bizim aile dostlarından biri olarak hayatımızda uzun zaman önce yer etmişsin, ben de seni tanırmışım da sen olduğunu bilmezmişim. Lafı uzatmadan diyeceğim odur ki, onca blog geziyorum, şimdiye kadar senin kadar cevval bir etkinlik takipçisine rastlamadım. Bu nedenledir ki yeni haberim olan bir etkinliği -açıkçası kimler düzenler, kimler katılır henüz fazla araştırmadım ama- hemen seninle paylaşmak istedim. Belki de sen önceden biliyorsundur. Sözünü ettiğim, İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali. Bu sene 3-6 ekim arasında gerçekleşmiş. Pek çok yazarla okuma-söyleşiler, imza günleri v.s. düzenleniyormuş. En ilginci de aşağıya linkini ekleyeceğim Edebiyat Sofraları etkinliği sanırım.
    http://www.itef.com.tr/tr/haber/12
    Kimbilir, belki de seneye bu etkinlikte buluşuruz...
    Sevgiyle selamlıyorum, Sevi

    YanıtlaSil
  14. Sevgili Sevi,
    o çok sevdiğim ailene ilaveten seni de tanımak sanal da olsa beni çok mutlu etti, umarım gerçeğe de dönüşür en kısa zamanda. Bahsettiğin etkinliğe de ne güzel olur birlikte katılmak. Yemek kültürüyle ilgili herşey fena halde ilgimi çeker, bu da çok hoş bir etkinlik olsa gerek.
    Sana koskocaman sevgiler yolluyorum, belki antalya'ya da yolun düşer diyorum:))

    YanıtlaSil
  15. İçimdeki sıkıntıyı atmak için benim de böyle bir tura öyle ihtiyacım var ki.Evden çıkmaya çıkmaya korkarım iyice asosyal oldum. Kıyıya inip bir çay içmek istiyorum.Denizi yakından görüp koklamak istiyorum:(

    YanıtlaSil
  16. Nedretcim,
    Marmaris gibi yerde ne duruyorsun, çık şöyle havalan, yok mu anneyi emanet edecek biri? İyi gelecektir sana da, bana deniz kenarında bir bardak çay ilaç gibi geliyor.
    Kocamanından yolladım sevgileri...

    YanıtlaSil