Şu Temmuz sıcağında hiç olmayacak birşey yapıp "Arabaşı Çorbası" pişirdim. Hane halkının sevdiği bir yemek olduğu için "Bu sıcakta içilir mi?" şeklinde bir itirazla karşılaşmadan yolladılar mideye. Tabii ki yukarıdaki fotoğraf dün geceden değil, yılbaşından kalma, normal günlerde masamızı parıltılı şeritlerle süsleme adetimiz yoktur:)
Arabaşı Çorbası yöresel bir yemek; bir nevi tavuklu çorba, daha ziyade İç ve Güney Anadolu'da biliniyor. İlk kez sevgili komşu teyzemiz Nimet Hanım'ın elinden yemiştim yıllar önce. Karaman'lı idi Nimet teyzeler ve Arabaşı Çorbası onların evinde sık sık pişerdi. Belirli aralıklarla komşulara da açardı sofrasını Nimet teyze ve Mehmet amca. O gün daha bir bol pişirilirdi çorba ve komşular davet edilip ritüeline uygun bir şekilde ikram edilmeye çalışılırdı. Arabaşı hamur eşliğinde yenen bir çorba. Un ve su ile katı muhallebi kıvamında bir hamur yapılıyor. Kaşığa önce hamurdan alınıp sonra çorbaya daldırılarak yeniliyor, hamur çiğnenmeden yutuluyor, amaç çok kaynar olan çorbanın soğumasını sağlamak. Esasta çorbanın içilme ritüeli şöyle imiş Mehmet amcanın anlattığına göre: Yapılan hamur büyük, yuvarlak bir siniye dökülüyor, bol biberli ve çok sıcak olarak hazırlanan çorba kalaylı bakır bir tasa doldurulup hamurun ortasında açılan boşluğa yerleştiriliyor. Kaşıklara önce bir parça hamur alınıyor, sonra çorbaya daldırılıyor. Hamuru çorbanın içine düşürmeden içmek esas. Hamuru düşüren kişi cezalı oluyor ve bir dahaki sefere Arabaşını pişirip konukları çağırma sırası ona geçiyor. Çorbanın içindeki tavuk parçalarının büyüklerine "Vecüttü" adı veriliyor ve kaşıklarına bu büyük parçalar gelenler şanslı addediliyor.
Genç kızlığımda hep hareli yeşil gözlerinin içi gülen, konuksever, sofrası ve gönlü herkese açık Nimet teyzemin evinde içtim Arabaşını. Başka yapana da rastlamadım. Evlendikten sonra gördüm ki Antalya yöresinde de çok bilinen bir yemek bu, zamanla kendim pişirmeyi öğrendim ve bazı pratik yöntemler geliştirdim. Arabaşı çorbası hindi, tavuk ya da av etiyle (bilhassa keklik) pişiriliyor. Ben en lezzetli hindiyle olduğunu düşünüyorum ama pratikte daha çok tavuk kullanılıyor. Geleneksel yeme yöntemlerini de uygulamıyorum tabii ki, küçük bir tepside hamur yapıp dilimleyerek herkesin kasesinin yanına koyuyorum. Hamuru yemek istemeyen yalnızca çorbayı içiyor. Aşağıda vereceğim tarif gelenekselden pratiğe geçmiş kendi uygulamam ama lezzetinden emin olabilirsiniz:
Hamuru için benim ölçüm 1 su bardağı una 4 su bardağı su (4 kişi için yeterli oluyor)
Bu malzemelerle tuz koymadan muhallebi gibi hamuru pişirip ıslak bir tepsiye döküp soğumaya bırakıyorum. Geleneksel usulde un, kaynayan suya eklenip karıştırılarak pişiriliyor ama lezzette fark yok.
Çorbasına gelince:
Hindi ile yapacaksam bir hindi budu, tavuk ile olacaksa 1 tavuk ya da 2-3 tavuk kalçalı but
Salça yerine 2 küçük kutu Tat domates suyu kullanıyorum ama 3-4 dolu kaşık salça da olabilir
Pul biber, tuz
Hindi ya da tavuk haşlandıktan sonra küçük parçalara ayrılır. 2-3 dolu çorba kaşığı un yağda kavrulur (ben tereyağı-zeytinyağı karışımı kullanıyorum). Un yağını salınca salçası da eklenip karıştırılır ve tavuk suyu ilave edilip pütürlenmemesi için kaynayana kadar karıştırılır. Kaynayınca içine tavuk parçaları ve acı biberi konulur. Hamur eşliğinde ve çok sıcakken yenir. Arzu edilirse limon sıkılabilir.
Afiyet olsun...
Arabaşı Çorbası yöresel bir yemek; bir nevi tavuklu çorba, daha ziyade İç ve Güney Anadolu'da biliniyor. İlk kez sevgili komşu teyzemiz Nimet Hanım'ın elinden yemiştim yıllar önce. Karaman'lı idi Nimet teyzeler ve Arabaşı Çorbası onların evinde sık sık pişerdi. Belirli aralıklarla komşulara da açardı sofrasını Nimet teyze ve Mehmet amca. O gün daha bir bol pişirilirdi çorba ve komşular davet edilip ritüeline uygun bir şekilde ikram edilmeye çalışılırdı. Arabaşı hamur eşliğinde yenen bir çorba. Un ve su ile katı muhallebi kıvamında bir hamur yapılıyor. Kaşığa önce hamurdan alınıp sonra çorbaya daldırılarak yeniliyor, hamur çiğnenmeden yutuluyor, amaç çok kaynar olan çorbanın soğumasını sağlamak. Esasta çorbanın içilme ritüeli şöyle imiş Mehmet amcanın anlattığına göre: Yapılan hamur büyük, yuvarlak bir siniye dökülüyor, bol biberli ve çok sıcak olarak hazırlanan çorba kalaylı bakır bir tasa doldurulup hamurun ortasında açılan boşluğa yerleştiriliyor. Kaşıklara önce bir parça hamur alınıyor, sonra çorbaya daldırılıyor. Hamuru çorbanın içine düşürmeden içmek esas. Hamuru düşüren kişi cezalı oluyor ve bir dahaki sefere Arabaşını pişirip konukları çağırma sırası ona geçiyor. Çorbanın içindeki tavuk parçalarının büyüklerine "Vecüttü" adı veriliyor ve kaşıklarına bu büyük parçalar gelenler şanslı addediliyor.
Genç kızlığımda hep hareli yeşil gözlerinin içi gülen, konuksever, sofrası ve gönlü herkese açık Nimet teyzemin evinde içtim Arabaşını. Başka yapana da rastlamadım. Evlendikten sonra gördüm ki Antalya yöresinde de çok bilinen bir yemek bu, zamanla kendim pişirmeyi öğrendim ve bazı pratik yöntemler geliştirdim. Arabaşı çorbası hindi, tavuk ya da av etiyle (bilhassa keklik) pişiriliyor. Ben en lezzetli hindiyle olduğunu düşünüyorum ama pratikte daha çok tavuk kullanılıyor. Geleneksel yeme yöntemlerini de uygulamıyorum tabii ki, küçük bir tepside hamur yapıp dilimleyerek herkesin kasesinin yanına koyuyorum. Hamuru yemek istemeyen yalnızca çorbayı içiyor. Aşağıda vereceğim tarif gelenekselden pratiğe geçmiş kendi uygulamam ama lezzetinden emin olabilirsiniz:
Hamuru için benim ölçüm 1 su bardağı una 4 su bardağı su (4 kişi için yeterli oluyor)
Bu malzemelerle tuz koymadan muhallebi gibi hamuru pişirip ıslak bir tepsiye döküp soğumaya bırakıyorum. Geleneksel usulde un, kaynayan suya eklenip karıştırılarak pişiriliyor ama lezzette fark yok.
Çorbasına gelince:
Hindi ile yapacaksam bir hindi budu, tavuk ile olacaksa 1 tavuk ya da 2-3 tavuk kalçalı but
Salça yerine 2 küçük kutu Tat domates suyu kullanıyorum ama 3-4 dolu kaşık salça da olabilir
Pul biber, tuz
Hindi ya da tavuk haşlandıktan sonra küçük parçalara ayrılır. 2-3 dolu çorba kaşığı un yağda kavrulur (ben tereyağı-zeytinyağı karışımı kullanıyorum). Un yağını salınca salçası da eklenip karıştırılır ve tavuk suyu ilave edilip pütürlenmemesi için kaynayana kadar karıştırılır. Kaynayınca içine tavuk parçaları ve acı biberi konulur. Hamur eşliğinde ve çok sıcakken yenir. Arzu edilirse limon sıkılabilir.
Afiyet olsun...
ellerine sağlık canım ilk defa duydum bu çorbayı
YanıtlaSilharika görünüyor
YanıtlaSilbizde iz bırakan ne çok şey oluyor bu hayatta
en kısa zamanda denemek isterim
sevgiler
hiç tatmadığım bir çorba,kesinlikle denemek isterim nefis görünüyor:)
YanıtlaSilkeçelerle çalışmalarınızı da çok beğendim.benim hiç yeteneğim yoktur böyle şeylere:)yapanlara hep imrenirim.çok cici görünüyorlar.ellerinize kollarınıza sağlık
sevgiler,öpücükler
Canım ellerine sağlık, unuttuğum bir çorbayı hatırlattın. Soğuk kış günlerinde kabalık ev halkıyla güle içmek ne güzeldi.
YanıtlaSilTeşekkürler, gerçekten lezzetli bir çorba ama kışın yaparsanız içiniz ısınır terlemeden içersiniz:) Hepinize sevgiler...
YanıtlaSilAçım ben aç!En kısa zamanda bu çorbayı -tabii becerebilirsem kesin denemem gerek..
YanıtlaSilŞu an gerçekten açım ve bu çorba açlığımı daha da hissettirdi ama kesinlikle diyetime uyup şeytana uymayacağım :)
Öpüyorum en büyüğünden :)