Efendim bu sene şükürler olsun ki leylağa doydum. Yayladaki bahçemizin leylak ağaçları bu sene bana kıyak yapmış, pek yahşi çiçeklenmişler. Kendilerini göremesem de ürünlerinden pek istifade ettim, leylak aşkımı ziyadesiyle bilen, o nedenle leylakları diken ve her seferinde toplayıp getiren eşime şuradan bir teşekkür üfleyeyim. Bunlar daha dün akşam taze taze geldiler, evin her odasına dağıldılar ve ortalığı misler gibi kokutmaktalar. Şimdi anladım işte baharın gerçekten geldiğini (hoş buradaki hava sıcaklığına bakılırsa yaz geldi bile geldi), leylaksız bahar bahardan sayılır mı?
Çelincımızın 9. gününe ve 9. sorusuna gelecek olursak:
-Hangi alanda iyi olmak istediniz?
Büyük bir açgözlülükle atlayıp cevap veriyorum: Her alanda... Dersem inanmayın tabii ki :) İlk aklıma gelen Zihin kardeşimiz gibi müzik alanı oluyor benim de. Ama o sesinin güzel olmasını istemiş, ben bir müzik aletini virtuoz derecesinde çalabilmeyi isterdim. Bu müzik aleti de "kanun" olsaydı tadından yenmezdi hani. İdolüm Göksel Baktagir. Onun gibi kanunu konuşturabilmeyi, martı sesi, rüzgar sesi, dalga sesi çıkarabilmeyi, "Sultaniyegah Saz Semaisi"ni ben bestelemiş olabilmeyi nasıl da isterdim nasıl. Kader utansın ne diyeyim. Madem çalamıyoruz, o zaman dinleyelim, Göksel Baktagir'den Muhayyerkürdi saz semaisi:
kanun duyunca rakı içme isteği gelmesi pavlov etkisi mi yoksa gerçek bir çağrışım mı?
YanıtlaSilGerçek çağrışım elbette, içelim güzelleşelim, öpüjem :)
Sil:))
Sil