Antalya 3-4 gündür yoğun yağış altında. Tam durdu diyorsunuz çok geçmiyor "şarr" diye indiriyor, sanırsınız kovayla döküyorlar. Gün içinde 4 mevsim yaşanıyor sanki, güneşle başlayıp yağmurla bitirdiğimiz oluyor. Bu sabah da bulanık bir havaya uyandık, ardından güneş çıktı, sonra yine kapandı ve sonunda indirdi yağmur deli gibi. Bir kaç gün önce haberini okuduğum bir dinletiye gitmek için yola çıktığımda hava kapalı ama henüz yağmur yoktu, böylece dinletinin olacağı salona kadar yürüyüş yaptım ama öncesinde beni 4 gündür eve hapis eden Yurtiçi Kargo şubesine uğrayarak sinirimi boşalttım. Telefonlarını açmayan, merdiven çıkmamak için kapının zilini çalmayan, cep telefonundan ulaşmaya çalışıp telefon açılmadığında evde olmadığımı varsayan, geri dönüşlerime cevap vermeyen, ihbar bırakmayan bir şube bu. 4 gündür bir kargoyu ulaştıramadılar elime. Hoşgörü bir yere kadar dedim ve şubeye uğrayıp hem paketimi aldım hem de cırladım. Ben böyle bir insan değildim, beni bu hale getirenler utansın :)
Antalya Kent Müzesi'nin düzenlediği dinletinin solisti 81 yaşında bir dede idi, Hayri Dev. Yöresel halk sanatçısı Hayri Dev üç telli cura ve çam düdüğü çalıp Teke yöresi türkülerini kendine özgü bir üslupla seslendiriyor. Dinletide kendisine oğlu da bağlamasıyla eşlik etti.
UNESCO sanatçıyı "yaşayan insan hazineleri" listesine almış, Fransızlar gelip çam düdüğü yapımını ve Hayri Dev'in kendisini konu alan bir belgesel çekmişler ayrıca kendi de Fransa'da üç kez konser vermiş.
Hayri Dev izleyicilerine "gözel gençlerim" diye hitap ederek başlıyor türkülerine ve sonunda "cüüüüü" benzeri bir ses çıkararak bitiriyor. "Çalıp söylersem, bir de oynarsam akşam yattığımda rahat uyurum" diyor. Zaten türkülerini söyledikten sonra "Karaman Kırığı" ve bir de zeybek oynadı bizlere.
Çam düdüğü yapımı hakkında bilgi verdikten sonra kısa bir de seslendirme yaptı ama fazla uzatmadı, sebep olarak da şunu söyledi: "Doktor düdük çalma amca, kalbin var yorma kendini dedi".
Sempatik Hayri Dev dedemize uzun ve sağlıklı bir ömür dileyip konseri sonladıktan sonra park içinde biraz yürüyüş yaptım ama yağmur bulutları fazla uzatma der gibiydi:
Kasımpatları açmaya başlamış.
Hazır gelmişken maymunçıkmaz ağacına çiçekleri dökülmeden bir selam vereyim dedim. Sonra da dönüş yoluna koyuldum.
Ben apartmanın kapısından adımımı atarken yağmur fena bastırdı, kıl payı kurtuldum ıslanmaktan...
Bu etkinlik Antalya'da nerede oldu acaba? Haşim İşcan'da mı yoksa Cam Piramit'te mi? Sevgilerimle
YanıtlaSilAKM Perge Salonundaydı. Bu akşam da Kepez Kültür Merkezi'nde olacakmış sanırım...
Sil