Bayram bitti, festival bitti, çocuklar gitti, döndük yine eski rutinimize. Rüzgar gibi geçen 15 günün ardından Antalya sonbaharının (aslında hala yaz sayılır) tadını çıkarmaya çalışıyoruz.
Gökyüzü bazen fotoğraftaki gibi oluyor, insanın bulutları pamuk şeker niyetine alıp yiyesi geliyor. Her yer hala yeşil, akşamları rahatça uyunuyor, gündüzleri sıcak dayanılır düzeyde. Kısacası Antalya en güzel ikinci mevsimini yaşıyor.
Biz havanın, ördekler suyun tadını çıkarıyor. Yürüyüş fasıllarını başlatacağım artık. Elimdeki kitabı da bir bitirsem harika olacak. Bu kadar süründürmemiştim hiçbir kitabı, üstelik gayet eğlenceli bir polisiye "Bir Turta Davası". Ama sekteye uğrayan okumalar yavaş gidiyor. Bu akşam bitirmeyi ummaktayım.
Festivalde izlediğim 18 filmin ardından dizilerime dönmeyi planlıyorum bir süre için. Downton Abbey 5. sezona başladı, ben de 5. sezonun ilk bölümüyle başlasam iyi olacak. Yaz boyu çektiğim fotoğraflardan beğendiklerimi tabettirdim. Tabettirmekle iş bitmiyor tabii ki, onları albüme dizip tarihlemek lazım. Arşivcilik zor zenaat, ekstra mesai istiyor. Dün son albümün son sayfasını da doldurdum, yeni albüm almak gerek. Kısacası günlük küçük şeylerle vakit geçiriyorum. Şu anda TV'de define aramak için gerekli aracın reklamı var, bir tane edinip define mi arasam ki, hayatıma renk gelirdi. Neyse ben kaçayım fazla uçmadan, kalınız sağlıcak ilen :)
Gerçekten Antalya en güzel günlerini yaşıyor bugünlerde. Ne sıcak ne de soğuk.Tam kıvamında bir hava. Sahi bir gün buluşup sohbet etsek, Sonbaharın tadını çıkarıp İstanbul tayfasına nispet yapsak :)
YanıtlaSilİnşallah Gülter hanım, şu yağmurlar bir dinsin :)
Silİzmir de çok güzel bir sonbahar geçiriyor..Her mevsim ayrı bir güzel ülkem ..Sevgi ve dostlukla...
YanıtlaSilNazar ettik güzel havalara yağmur tepemizi delecek :)
Sil