Benim 6, festivalinse 8. günüyle birlikte bir Altın Portakal'ı daha soyup yemiş bulunuyoruz. Portakal teyzemiz bu sene 50. yaşını kutlayarak yarım yüzyılı devirdi maşallah. Vücut taş gibi amma velakin yüzü çökmüş hatunun. Ee kolay değil onca stres, sahne ışığı, makyaj ihtiyarlattı kadını. Bugün kulağına fısıldayarak seneye yüz estetiği yaptırmasını, biraz da güler yüzlü olmasını tavsiye ettim. Helallik istedim, vedalaştık 2014'e kadar. Sonra ben Filistin yapımı "Omar" filmini seyretmek için salona girdim.
Son gün olması sebebiyle festivalin neşesi kaçmış, ortalık ıssızlaşmıştı. Salonda çok fazla izleyici yoktu oysa "Omar" oldukça güzel bir filmdi. Kâdim insanlık sorunları konu edilmişti yine, işgal altındaki Batı Şeria, İsrail-Filistin çekişmesi ve arada kaybolan hayatlar. "Omar" benim için festivalin kayda değer filmlerinden biriydi.
Günün ikinci ve festivalin benim için son filmi ise bir kahve molasından sonra izlediğimiz "Serbest Düşüş" oldu.
Alman yapımı film bu yıl festivalde gösterime giren filmlerin çoğunun işlediği bir konuyu, eşcinselliği işlemişti. İki meslektaş polis arasında gelişen ilişkiyi ve sevgilisinden bebek bekleyen Marc'ın tereddütle karşıladığı duygularını, kontrolden çıkan hayatını izledik perdede. Daha önce "Metabolizma" filminde de benzer bir konu ele alınmıştı ama bu film diğerine göre daha bir izlemeye değerdi.
Bir festival de böylece bitti. O coşkulu havayı, sinemalar arası koşturmaları, iki arada bir derede atıştırılan yemekleri, içilen kahveleri, elimizin uzantısı haline gelen festival broşürünü, yanıbaşımıza oturup birlikte film izlediğimiz oyuncuları, yönetmenleri, film sonrası söyleşilerini özleyeceğiz. Yeni bir festivale-ki sırada Piyano Festivali var-kadar bayram koşuşturması içine dalarken 51. Altın Portakal'da görüşmek dileğiyle diyorum...
Dekoltesi çok aşırı bence. Dünya "bile" bunu kaldıramaz. Çarşafa sokarlar seneye. Estetiksiz halini arar olursun. Oluruz. Peh.
YanıtlaSilLeylakım Dalım ,yine sıkı takibe aldım seni :)
YanıtlaSilve benn yine gidemedim:(
YanıtlaSil