Salı günü bayram etkinlikleri nedeniyle hayli hırpaladığım dizimi dün korumaya alarak istirahate çektim, yegane etkinliğim sokağın köşesindeki PTT şubesine gitmek oldu, lakin onun için de 2 sefer yapmak gerekti. Camlarında kargo-aps vs yazan şubede tek memur çalışıyordu, yazdığı halde bu hizmetler verilemiyordu ve fatura yatırmaya gelenlerin kuyruğu kapının dışına taşmıştı. Mecburen akşama doğru bir kez daha gittim, bu sefer mektup ve kartlarımı postaya vermeyi başarabildim.
PTT ziyareti dışında yaptığım en önemli şey "Downton Abbey" dizisinin 1. sezonunu bitirmek oldu. Her bölümü izledikçe "ben bu zamana kadar nerelerdeymişim yahu?" diye kendi kendime söylendim.
Aşağıda yukarıda ne entrikalar dönüyormuş o zamanlar, pek eğlenceliymiş yahu.
Dünün en önemli olayı ise çekmecenin birini zorlarken sarsıntıyla dolap kapağının kafama düşmesi oldu. Voovv, gözümde şimşekler çaktı inanın. Kendime buz pedinden şapka yapıp evin içinde bir süre öyle dolaştım. Pek yakıştı, Victoria devri kadınlarına döndüm :) Sonuçta ne kadar kalın kafalı olduğum da böylece ispatlanmış oldu, yıkılmadım ayaktayım. Sadece başımın arka tarafında ağrılı minik bir ceviz var :)
Beyin kanaması geçirmeyeceğim kesinleşince bugün sinemaya gittim, şu meşhur "Benim Dünyam"a.
Benim büyük beklentilerle sinemaya gitmemem gerektiği bir kez daha ıspatlanmış oldu, çok şey bekliyormuşum az şey buldum. Tamam Uğur Yücel, Beren Saat ve Beren'in çocukluğunu canlandıran miniğin oyunculukları oldukça iyiydi. Ama onun dışında bana çok şey ifade etmeyen ortalama bir film izledim. Yanıbaşımdakiler höykürerek ağladılar ama bende tık yok. Afedersiniz öküz müyüm neyim? Neyse siz yine de bana bakmayın, böyle şeyler şahsa göre değişir, benim bayıldığım başkasına pek fena gelebilir, öte yandan ben sevmem ama bir diğeri çok hoşlanabilir. Siz istiyorsanız gidip izleyin, hem yerli filmdir katkımız olsun. Böylece Ekim ayında 19 film izleyerek kendime ait rekoru da kırmış bulunuyorum. Kendilerini uğurlarken aynı performansı Kasım'dan da beklediğimizi ekliyor cümleten sevgiler yolluyorum...
Benim dünyam filminin orijinali olan "Black" filmini tavsiye ederim. Çok daha etkileyici olduğunu düşünüyorum. Oyuncu kadrosu da çok iyidir.
YanıtlaSilMerhaba, Downton Abbey'in ilk sezonunu ben de bir bayram arifesinde iki güne sığdırarak izlemiştim. Bir sonraki bölümde neler olacak diye gözüme uyku girmemişti :) İkinci sezonda tempo biraz düşüyor ama üçüncü sezonda tekrardan toparlıyor. Özenle çekilmiş güzel bir dizi. Zaman zaman düşünmüyor değilim benim de tek işim bir Downton mülkünü yönetmek olsaydı :) Görüşmek üzere sağlıcakla ve hoşça kalın.
YanıtlaSilptt personel sıkıntısı yaşıyor bildiğim kadarıyla.
YanıtlaSilBenim Dünyam'dan benim de umudum yok.
YanıtlaSilSelam, süpersin bayılıyorum sana...
YanıtlaSil